63.Bölüm

446 63 62
                                    

Yine olaylı bir bölüm ile birlikteyiz. Bol bol oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar. (:

***

Meriç ve Çağla ikilisinin yokluğu daha fazla anlaşılmaması için kafeden ayrılmışlardı. Bu yorucu ve entrikalı günün ardından Meriç'in tek istediği koltuğa uzanıp öylece yatmaktı. Eve giriş yaptığında onu sevgilisi Çetin karşılamıştı.

"Güzelim?! Hoş geldin." dedi Çetin ayaklarını masaya uzatmış bir şekilde otururken.

Meriç "Hoş buldum sevgilim. Nasılsın bakalım?" diyerek sevgilisinin yanına kıvrıldı ve başını onun omzuna yasladı.

Çetin sevgilisinin saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra "İyiyim, öyle takılıyorum işte. Sen nasılsın?" diye sordu.

"İyiyim ben de ama yorgunum. E sen gelmedin mi üniversiteye? Ben görmedim seni hiç." dedi Meriç çaktırmadan.

"Canım hiç gitmek istemedi ya. Öylece dolaştım biraz dışarıda. Temiz hava almak istedim." diye cevap verdi Çetin. Aslında verdiği bu cevaptan hiç memnun değildi ve oldukça huzursuzdu. Biricik sevgilisine yalan söylemek istemiyordu ama mecburdu. Eskiden yaşananları ve şimdi dönen olayları ona anlatamazdı.

"Hmm anladım, iyi yapmışsın hayatım." dedi Meriç ve Çetin'in yanağına bir öpücük bıraktı. Aynı şekilde Meriç de huzursuzdu ve yalan söylemek zorunda kaldığı için bir tarafı hep buruktu. İçinden bu olaylı günlerin bir an önce bitmesini ve artık huzurlu rahat bir hayat yaşamak istiyordu. Tabii bunca olayın ve entrikanın içinde bu nasıl mümkün olurdu, orası bir muammaydı.

***

Minik daireye döndükten sonra "Merhaba ev sakinleri. O kadar acıktım ki..." diyerek salona geçen Çağla, bacak bacak üstüne atıp koltuğa yerleşti.

"Hoş geldin Çağlacığım ama kalkman gerekecek." dedi Nazan Hanım zoraki bir gülümsemeyle.

Çağla sorgulayan gözlerle bakınca annesi "Meral Hanım'a yemek yapmasında yardımcı olacağız." dedi daha kısık bir sesle.

"Ben yemek yapmasını bilmem ki. Yararımdan çok zararım olur, biliyorsun." dedi Çağla çok da ciddiye almayıp.

"Öğrenirsin kızım. Hem bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Elin alışır azıcık." diye cevap verdi Nazan Hanım ve ayağa kalktı.

"Anneciğim bu mahalle sana hiç yaramadı. Bakıyorum da buranın diyaloglarını hızlı benimsemişsin."

Nazan Hanım bıkkın bir nefes verdikten sonra "Konuşturtma beni Çağla. Kalk hadi." diyerek hafiften çıkıştı kızına ve mutfağa gitti. Arkasından sinsi kız da isteksiz ve bir o kadar da mutsuz bir yüz ifadesiyle onun için oldukça yabancı olan bir dünyaya adım attı.

Çağla salata için ayrılmış domatesleri zorla doğrarken bir yandan da babası ve kardeşinin neden gizli bir şekilde kafede buluştuğunu düşünüyordu. Belli ki onun bilmediği bir takım olaylar dönüyordu ve bunu öğrenmesi gerekiyordu.

***

Amerikaya 2 ay önce sadece 3 haftalığına giden Ali, orada yapamamıştı. Her ne kadar Meriç'i düşünmemeyi, onsuz da mutlu olabileceğini kendine empoze etmeye çaba gösterse de başarısız olmuştu. Başarısız olmasının yanında bir de sarışın çocuğu takıntı haline getirmişti. Sürekli onu düşünüp, sosyal medya hesaplarını kontrol ediyordu. Hangi saatlerde çevrimiçi olduğunu bile. Onu unutmaya çalışırken resmen kalbine ve beynine kazımıştı. Kendisinin içinde bulunduğu bu acınası durumun maalesef farkına varamıyordu ve gün geçtikçe hırsla, intikam alma isteğiyle ve aşkla kavruluyordu. Ailesinden habersiz memleketine dönmüş, üstüne kendine yeni bir ev tutmuştu. Böylece Meriç'in ne yaptığını, nerelere gittiğini ve kimlerle görüştüğünüde rahatlıkla öğrenebilir ve takip edebilirdi. Onun işini zorlaştıran kişilerden biri ise Meriç'in kuzeni Bora'ydı. Bu yüzden tanıdıklarından bir ricada bulunup Bora'yı önceki çalıştığı iş yerinden kovdurmuştu. Lakin Bora hemen sonrasında Arslan Holdinginde işe başlamıştı ve böylece Meriç'in yanında kalmıştı.

Entrikalar Prensi | bxbWo Geschichten leben. Entdecke jetzt