57.Bölüm

541 61 55
                                    

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Bol bol yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor olacağım. İyi okumalar. (:

***

"Beni dinlemezsen hapiste bolca vaktin olacak, sevgili üvey anneciğim." dedi Okan son kelimelerinin üstüne basa basa.

"Ne saçmalıyorsun sen?" diye sordu Nil Hanım sinirlenerek.

"Telefonda olmaz, yüzyüze konuşmamız lazım."

Nil Hanım "Tamam, ben geleceğim oraya." dedi ve telefonu kapattı. Aslında sarışın çocuğun onu hangi konuyla ilgili aradığını az çok tahmin ediyordu ama tahmin ettiği şeyin olmamasını umuyordu. Şehirler arası yolculuğu bittikten sonra nihayet Okan'ın yaşadığı yere gelmişti uzun boylu kadın. Zaman kaybetmeden zili çaldı ve kapı açıldıktan sonra içeri girdi.

"Anlat bakalım, tahmin ettiğim şey mi?" diye sordu Nil Hanım huzursuzca.

"Ne tahmin ettiğini bilemem ama şöyle anlatayım..."

***

Dün olanlar...

Siyah renkte olan aracından indikten sonra güneş gözlüklerini çıkardı Çağla ve karşısındaki evi baştan aşağı süzdü. Oldukça lüks ve 3 katlı bir evdi. Ardından 3-4 basamağı olan merdivenlerden indi ve zile bastı.

Kapıyı açan kişi onun yaşlarında bir erkekti. Sinsi kız, çatık kaşlı çocuğun üstündeki salaş eşofmanları gördüğünde istemsizce yüzünü buruşturdu.

"Buyurun?!" dedi Okan. Aynı şekilde o da Çağla'yı süzmüştü.

"Merhaba Çağla ben. Fazla vaktinizi almayacağım, biraz konuşabilir miyiz acaba?" diye sordu tüm nezaketiyle.

"Tabii, geçin lütfen." dedi Okan ve sinsi kızı içeri davet etti.

"Merhum Barlas Bey sizin babanızdı değil mi?" diye sordu Çağla üzüntülü bir şekilde. Daha inandırıcı olması için role girmesi gerekiyordu.

"Evet de, siz nereden tanıyorsunuz babamı?"

"Maalesef kendisini tanıma şansım olmadı ama üvey anneniz Nil Hanım'ı tanıyorum ve kendisiyle ilgili çok çarpıcı şeyler duydum." dedi Çağla ve planının diğer kısmını harekete geçirdi.

"İlk duyan siz değilsiniz, son duyanda olmayacaksınız muhtemelen." dedi sarışın çocuk alaycı bir gülümsemeyle.

"Bu konuşmalarınızdan sizin de Nil Hanım'dan pek hoşlanmadığınızı varsayıyorum?!" diye sordu Çağla kaşlarını kaldırarak.

"Doğrudur. Buraya gelme sebebinizi artık öğrensem?!"

Çağla her şeyle beraber şirket olaylarını da anlattıktan sonra "Bunu söylemek benim için çok zor inanın. Ama bence babanızın ölümünün sebebi Nil Hanım'ın ta kendisi." dedi bir çırpıda.

"Nasıl yani? Babamı Nil mi öldürdü?" diye sordu sarışın oğlan oldukça şaşırmış bir ifadeyle.

"Bana inanmıyor olabilirsiniz ama o sağ kolu mudur nedir ismi neydi?!" diyerek düşünüyormuş gibi yaptı sinsi kız.

"Edis mi?" diye sordu Okan.

"Evet, evet Edis. Nil Hanım'ın odasına yerleştirdiğim ses dinleme cihazının sayesinde konuştuklarını duydum. Bas bayağı babanızı öldürdüğünü söylüyordu." Güzel bir yalan bulmuştu sinsi kız ve karşısındaki çocuğu inandırmak için elinden geleni yapacaktı.

"O halde elinizde bir kanıt var?" diye sordu Okan. Kıza belli etmiyordu ama tedirgindi.

"Maalesef yok. Nil Hanım çok sinsi ve zeki bir kadın olduğu için tüm delilleri yok etti. Ben de sizi buldum ve bunları anlatmak istedim, sonuçta ben, ailem ve şirketimiz tehlikede."

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin