117.Bölüm

204 19 59
                                    

Uzun bir ara oldu farkındayım fakat buna ihtiyacım vardı. Umarım bu bölüm ile çektiğimiz hasreti telafi edebilirim. Heyecanla bol bol yorum ve oy bekliyor olacağım. Keyifli okumalar!🥰

***

Çağla haklılığın verdiği özgüven ile "Ne dedim ben ha? Ne dedim ben?" diye sordu tek tek kardeşine ve sevgilisine bakarak. Bora öğrendiklerinden sonra yalıyı bir hışımla terk etmişti. Cihangir derin ve sıkkın bir nefes verip kendini koltuğa bırakırken, Çetin olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu.

"O çok güvendiğiniz ve bana karşı koruduğunuz Oğuz'un neler yaptığını duydunuz..." dedi Çağla haklılığını vurgulamaya devam ederek.

"Tamam çiçeğim, haklıydın." dedi Cihangir bıkkınlıkla.

"Ben şimdi ne yapayım? Gidip o herifin boğazına yapışayım mı?" dedi Çetin öfkesini harlayarak.

Çağla "Çetinciğim sakin olur musun lütfen?! Bir de seni karakollardan toplamayalım, hiç haz etmem." dedi yüzünü buruşturarak. O sırada Cihangir ise bezmiş bir şekilde gömleğinin yakalarını gevşetmeye çalışıyordu.

***

Bir anlık öfkeyle soluğu Bora'nın evinde alan Meriç, Oğuz ile yüzleşmeyi umuyordu. Kapı zilini bastıktan sonra hırsını alamamış olacak ki, kapıya da vurmaya başladı.

"Aç kapıyı, aç!" diye seslendi Meriç öfkeyle.

Şaşkınlık ve endişeyle kapıya koşan Oğuz açar açmaz "Meriç?! Ne oluyor?" diye sordu.

Bir hışımla içeri dalan Meriç "Ben seni ne yaparım biliyor musun?" diyerek Oğuz'un karşısına geçti. Evin kapısı ise açık kaldı.

Oğuz hâlâ anlam veremeden Meriç'e bakarken "Anlamıyorum, bir şey mi oldu?" diye sordu. Bu işin gidişatı hiç iyi gözükmüyordu, bunu o da farkındaydı.

"Evet oldu! Çevirdiğin dolaplar ortaya çıktı, tıpkı gerçek yüzünün çıktığı gibi. Ne hikmetse, bizim garajımızdan senin bilekliğin çıktı. Acaba aracın frenleriyle oynarken düşürmüş olabilir misin?"

Oğuz'un şaşkınlığının artması gözlerinin büyümesinden anlaşılıyordu. "Bu imkansız! Ben oraya hiç gitmedim bile!"

Meriç sesini iyice yükselterek "Tabii canım, bileklik uçarak geldi zaten bizim garajımıza. Yalan söyleme artık!" dedi ve Oğuz'u omuzlarından ittirdi. O sırada açık kalam kapı yüzünden sesleri tüm apartmanda yankılanmaya başlamıştı. Bunu duyan bazı komşular ise hayretle koridora çıkıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Meriç'in onu ittirmesiyle Oğuz da onu kolundan tutup dışarı çıkmak için zorlarken "Yeter! Her gün başka bir olayla suçlanıyorum, bıktım! Sizin günah keçiniz ben değilim tamam mı?! Gidin başkasını bulun." diye bağırmaya başladı.

Koluna yapışan elden kurtularak "Seni son kez uyarıyorum! Eğer sen ve annen bizimle oyun oynamaya devam ederseniz sizinle çok pis uğraşırım!" dedi Meriç işaret parmağını tehditkâr bir biçimde sallayarak.

Oğuz "Biliyorum, yaparsın!" dedi daireden çıkmakta olan Meriç'in ardından.

Asansörün gelmesini beklerken "Kuzenimin dairesini de hemen boşalt!" diye seslendi Meriç giderayak.

Tam asansöre binecekken yukarıdan aşağı doğru olanları izleyen teyzeyi gören Meriç "Ne bakıyorsun teyzeciğim sen de? Hiç mi etrafındaki hainlerden kurtulmaya çalışan bir prens görmedin?" dedikten sonra oradan ayrıldı.

Kavgayı dinleyen diğer kadın ise kapının eşiğinden "Kız Nazife, bu oğlan prens miymiş yoksa?" diye sordu şaşkınlıkla.

***

Entrikalar Prensi | bxbWhere stories live. Discover now