48.Bölüm

796 81 72
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar. (:

***

Kafa kafaya veren Arslan ailesi, şirketi batmaktan kurtarabilmek için çözüm üretmeye başlamışlardı.

"O halde o kadını kaçırmamamız lazım baba. Onu bir akşam yemeğine davet etmeliyiz. Olmaz mı?" diye sordu sinsi kız.

"Birine ne kadar muhtaç olduğunu gösterirsen, senden o kadar faydalanmaya çalışır. Bu iyi bir fikir mi, bilemiyorum." diye cevap verdi Levent bey düşünceli bir şekilde.

"Kaybedecek bir şeyimizin kaldığını düşünmüyorum. Denemekte fayda var Levent." diyerek konuşmaya tekrar dahil oldu Nazan hanım.

Uzun süredir sessizliğini koruyan Çetin "Ablama katılacağım aklıma gelmezdi ama  olabilir. Yinede çok istekli ve zor durumda olduğumuzu belli etmememiz lazım." dedi sıkıntılı bir şekilde.

Çağla bakışlarını kardeşine çevirerek "Mantıklı düşündüğün için benimle aynı fikirdesin. Böyle devam etmeni tavsiye ederim." dedi sahte bir gülümsemeyle.

"Dedi yürüyen mantık." diye cevap verdi Çetin.

Sinsi kız "O çocukla takıla, takıla bir komiklik gelmiş sana. Ne avam..." diyerek yüzünü buruşturdu.

Çetin "Sözlerine dikkat et." dediği an Levent bey onlara bir uyarıda bulundu "Kesin sesinizi. Hiç sırası değil."

***

1 yıl önce...

"Boşanma dilekçesini yarın hazırlayacağım. İmzalarsan sevinirim." dedi orta yaşlı adam, yorgun bir şekilde koltuğa oturarak.

Nil hanım "İmzalarım merak etme. Üzüntümü ve isteksizliğimi görmezden gelmen beni daha da üzüyor." dedi kendine içki hazırlarken.

"Eğer evli kalmaya devam etseydik, daha çok üzülürdün. Bundan emin olabilirsin." diye cevap verdi Barlas bey.

"Tamam, tamam. Bu son akşamımızda kavga etmek istemiyorum. İyi ve güzel hatıralamak istiyorum. Sen de ister misin?" diye sordu Nil hanım, kendine koyduğu içkiyi göstererek. Takım elbiseli adam başıyla onayladı ve uzun boylu kadın içkiden bir bardağa, kocası için de koydu. Yavaş ve emin adımlarla ona doğru yürüdü ve hazırladığı kadehi kocasına uzattı.

"O zaman gidenlere kaldıralım kadehlerimizi." dedi Nil hanım gülümsemeyle kadehini biraz havaya kaldırarak.

"Sadece sen gidiyorsun Nil. Ben buradayım." dedi alaycı bir tavırla Barlas bey.

"Doğru ama sen de kalbimden gidiyorsun." dedi uzun boylu kadın üzülmüş gibi yaparak. Kadehleri havaya kaldırdıktan sonra içkisinden büyük bir yudum içen  Barlas bey oldukça keyifli görünüyordu.
Ardından bir yudum daha aldı.

Uzun boylu kadın "Beni hafife almanın bedelini en ağır sen ödeyeceksin Barlas." dedi yavaşça ayağa kalkarak.

Barlas bey "Ne saçmalıyorsun sen?" diye sorduktan sonra öksürmeye başlamıştı. Gittikçe nefes almakta zorlanıyordu.

"Bu akşam gidenler listesinde senin adın var." diye cevap verdi Nil hanım büyük bir soğukkanlılıkla. Orta yaşlı adam öksürmeye devam ederek, koltuktan zorla kalkıp, masanın üstündeki telefonuna ulaşmaya çalıştı. Uzun boylu kadın bunu farkedince telefonu alıp, sert bir şekilde yere fırlattı. Bunu daha önceden planladığı için evde hiç kimse yoktu.

"Allah senin belanı versin." dedi zorla, yere yığılan adam.

"Kendini yorma lütfen, kalbin zayıf, biliyorsun." dedi Nil hanım sinsi bir gülümsemeyle ve ardından "Vedaların en güzeli seninle oldu." diye ekledi nefes almayan adama bakarak.

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin