44.Bölüm

763 86 91
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar. (:

***

Veda kutlamasını bir hışımla sonlandıran ve herkesi evine yollayan Çetin "Sen beni delirtecek misin ya? 'Bora ile sevgiliyiz' ne demek?" diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu karşısında duran sinsi kıza.

"Aşk işte Çetinciğim. Geliyorum demez." diyerek fransız pencerenin önüne geçip dışarı bakmaya başladı.

"Bana bak abla, beni daha fazla sinirlendirme. Saçmalamayı kes. Sen onu sevmiyorsun ki." Sinirli çocuk hala yüksek sesle konuşuyordu.

Çağla "Sen o çocuğu sevebiliyorsun da, ben niye Bora'yı sevemiyorum?!" diyerek bakışlarını kardeşine çevirdi ve o da sesini yükseltti.

"Başlatma sevginden. İkimizde Bora'yı sevmediğini biliyoruz. Benim anlamadığım tek şey, Bora'yla sevgili olduğunda eline ne geçecek?"

"Sevilmek. Koşulsuz bir şekilde sevilmek." diye cevap verdi Çağla üzgün bir yüz ifadesiyle.

Çetin "Ya bırak abla ya. Sana ondan uzak dur demiştim ama sen laftan anlamazsın. Kavga etmekten de, seninle uğraşmaktan da bıktım artık!" dedi. Öfkesini bir türlü dindiremiyordu uzun boylu çocuk.

Çağla hem Meriç ve kardeşini sinir edip, huzursuz etmek için, hem de gerçekten onu seven birisine ihtiyacı olduğu için Bora'yı kafalamıştı ve onunla sevgili olmuştu. Bu şekilde kardeşine ve Meriç'e süreki huzursuz olacaklarını empoze etmeye çalışıyordu.

***

"Allah kahretmesin." Öfkesine yenik düşen Meriç, kafasındaki tacı çıkararak sinirle aynaya fırlattı ve odasında ki ayna tuzla buz oldu.

Kısa bir süre sonra Bora eve geldi ve içeri girer girmez Meriç "Sen gerçekten aklını yitirmiş olmalısın." dedi odasında bir hışımla çıkarak. Ardından konuşmaya devam etti "Sana Çağla'dan uzak durman gerektiğini yüz kere söylememe rağmen, gittin onunla sevgili oldun."

"Senin komplekslerinle uğraşamam Meriç. Sırf çocukça şeyler yüzünden onu sevmiyor olabilirsin ama bunu kabullensen iyi olur. Ben Çağla'yı seviyorum ve biz birlikteyiz." dedi Bora üstüne basa, basa.

"Sana o kadar üzülüyorum ki. Kısa bir süre sonra karşıma gelip ağlayacaksın, haberin yok. O kız seni sevmiyor, neden anlamıyorsun?!" diye sordu Meriç öfkeyle.

"Nasıl ki ben sizin Çetin'le olan aşkınıza saygı duyuyorum. Sen de aynı şekilde bizim aşkımıza saygı duyacaksın." dedi Bora kendinden emin bir şekilde. Duyduğu sözler karşısında şok olmuştu Meriç. Böyle bir hamle beklemiyordu. Ortalık iyice karışmıştı.

Meriç şaşkınlıkla "Sen... Sen bunu nereden biliyorsun?" diye sorabilmişti sadece.

"Çağla söyledi ve eğer ailenin bunu öğrenmesini istemiyorsan, ikinizde bize karışmayacaksınız ve saygı duyacaksınız!" dedi Bora ve son noktayı koymuştu.

***

"Artık annemin ve babamın Kadir'i öğrenme vakti geldi!" dedi Çetin dişlerini sıkarak.

Çağla kardeşine doğru bir adım atarak "O halde sevgili kardeşim, Meriç'in ailesinin de seni öğrenme vakti gelmiş demektir." dedi sözleriyle kavgayı harlayarak.

"Sana ne dediğimi hatırlıyorsun, değil mi? Sana 'karşıma çıkma abla' demiştim. Çok pişman olacaksın." deyip odasına çıktı uzun boylu çocuk.

Bu kavgadan sonra uyuyamayan sinsi kız kendine kahve yapmıştı.

Çağla sinsi bir gülümsemeyle "Bu daha hiçbir şey. Hepinizi çil yavrusu gibi dağıtacağım." dedi kendi kendine keyiflenirken ve kahvesinden bir yudum aldı.

***

Ertesi sabah...

"Sinsi ablan, salak kuzenimi iyi kafalamış." dedi Meriç sinirli bir şekilde sıcak çikolatasından içtikten sonra.

"Maalesef öyle görünüyor." diye cevap verdi Çetin, hala öfkesi dinmemişti.

"Çağla huzurumuzu bozarak ve onların ilişkisinden rahatsız olacağımızı bildiği için, bizim ayrılmamıza sebep olacağını düşünüyor." dedi sinsi çocuk fikir yürütmeye çalışarak.

"Sen de benim düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun?" diye sordu Çetin, sevgilisine sinsi bir gülümsemeyle bakarak.

"Zekanı her zaman sevmişimdir sevgilim. O halde işe koyulalım ortak." dedi Meriç elini sıkması için sevgilisine uzatarak.

Çetin "Tamamdır. Ortak." diyerek ona uzatılan eli sıktı. Planın detaylarını düşünüp, konuştuktan sonra harekete geçtiler.

***

Nasılmış bakalım benim sevgilim?" diye sordu Bora, sinsi kıza yakın oturarak ve kolunu Çağla'nın omzuna attı.

"Nasıl olayım? Çetin'le kavga ettik, tahmin edersin ki. Onunla asla eskisi gibi olamayacağız sanırım." diye cevap verdi Çağla. Bu duruma gerçekten üzülsede, kardeşine karşı duyduğu öfke daha ağır basıyordu.

"Böyle düşünme lütfen, zamanla her şey düzelecek. Güven bana." diyerek sevgilisini teselli etmeye çalıştı Bora.

***

Çetin "Bana bak lan. Öyle sırnaşmak falan yok. Gereğinden fazla yakınlaştığını görürsem, yakarım. Ona göre." diyerek karşısında onu dikkatle dinleyen çocuğu uyardı.

"Merak etmeyin efendim. Her şey dediğiniz gibi olacak." diye cevap verdi, planın bir parçası için buldukları çocuk.

"Umarım işe yarar." dedi Meriç huzursuzca.

"Bundan emin olabilirsin. Siz ilk önce Meriç'in evine gidin, oradan da anlaştığımız otele doğru yola çıkın." dedi Çetin. Çağla'nın sağ kolu olan Hakan bey'in, hala Meriç'i takip ettiğini biliyorlardı ve bunu kullanacaklardı.

***

Meriç'i takip eden Hakan bey, elbette Çağla'ya haber verip, bir erkekle buluştuğunu, o erkeğin Meriç'e sarıldığını, çok samimi olduklarını ve otele girdiklerini söyledi. Bunu duyan sinsi kız şaşkınlığı ve mutluluğu aynı anda yaşadı. Fırsatı kaçırmak istemeyen Çağla, hemen kardeşine haber verdi ve ona otelin konumunu attı. Akıllı çiftin planı tıkır, tıkır çalışıyordu. Çağla'yı kafalamışlardı.

Oda numarasını öğrendikten sonra, Çetin ve Çağla asansörden indiklerinde hızlı adımlarla odaya doğru ilerlediler.

"Kapıyı çal ve kendi gözlerinle gör artık şu çocuğun gerçek yüzünü." dedi Çağla kardeşine bakarak. Tuzağa düştüğünden ve bu yaşananların ÇetMer çiftinin bir planı olduğundan haberi yoktu.

Çetin kapıyı 2 kez çaldıktan sonra kapıyı yarı çıplak bir oğlan açtı ve arkadan Meriç'in "Kimmiş sevgilim?" dediği duyuldu.

Oyunculuğunu konuşturarak "Meriç?" diye seslendi Çetin sinirli bir şekilde. Çağla ise sinsi gülümsemesini yüzüne yerleştirmiş bir şekilde olanları izliyordu.

***
Umarım beğenmişsinizdir. (:

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin