22.Bölüm

1.9K 176 64
                                    

İyi okumalar... :))

***

"Ne yapmayı planlıyorsunuz İlker bey?" diye sordu sağ kolu olan Nazım. İlker bey az da olsa bir tek Nazım'a güveniyordu. Her işini onunla hallediyordu.

"Her ihtimale karşı bir kez daha konuşacağım Çetin'le, eğer harekete geçmezse o zaman planımı öğrenirsin." dedi İlker bey ofisinin camından dışarı bakarken.

***

"Beni çağırmışsınız İlker bey." dedi Çetin kapıdan içeriye girer girmez.

"Evet, gel Çetin."

"Ne vardı?" diye sordu Çetin umursamaz bir ses tonuyla. Aslında onu çağırma nedeninin ne olduğunu çok iyi biliyordu ama bilmiyormuş gibi yapmıştı.

"Ben halledeceğim dedin ama 4-5 gün oldu bir arpa boyu yol alamadın. Sana güvenmekle hata mı ettim acaba?" diye sordu İlker bey ciddi bir ses tonuyla.

"Bu gün harekete geçeceğim, merak etmeyin var bir planım." dedi Çetin. Bu adamı hiç sevmiyordu hatta ondan nefret ediyordu.

"Güzel, sevindim. İyi haberlerini bekliyorum o zaman." dedi zor belli olan bir gülümsemeyle.

"Ama bunun için Mercan'a ihtiyacım var." dedi Çetin. Daha önceden İlker bey ona Mercan'dan bahsetmişti.

"Tamam. Yeter ki şu iş bitsin." dedi İlker bey.

"Ama Mercan'da Ali'nin Meriç'le sevgili olduğunu öğrenecek. Planımın bir parçası bu." dedi Çetin.

"Onada tamam ama eğer bir kişi daha öğrenirse o çok sevdiğin Meriç'e gözümü bile kırpmadan kıyarım." dedi İlker bey kısık bir ses tonuyla.

Bunun ardından Çetin odadan çıktı ve planını uygulamaya koyuldu. Öncelikle Mercan'la buluşup ona ortaklık teklif edecekti ve Meriç'le önceden yaptıkları anlaşmayı anlatacaktı (Ali'yi tavlama anlaşması). Akabinde Mercan bu olanları herkezin içinde Ali'ye söyleyecekti ve ikili kavga edip ayrılacaktı.

***

"Merhaba Mercan. Ben Çetin Arslan." dedi Çetin kıza elini uzatıp.

"Merhaba, memnun oldum." dedi Mercan o da elini uzattı. Bu çocuk onu nereden buldu diye düşünüyordu içinden.

"Telefon numaramı İlker amca'dan almışsın. Belli ki Ali'yle ilgili bir şey olmalı." dedi Mercan oturdukları kafede sipariş verdikten sonra.

"Evet, doğru tahmin. Zaman kaybetmeden konuya hemen gireceğim."

"Dinliyorum." dedi Mercan.

Çetin tüm olayları ve planı Mercan'a tüm ayrıntılarıyla anlatmıştı. Kız biraz şok olmuştu tabi anlatılanları duyunca. Meriç'le Ali'nin sevgili olduğunu duyunca ayrı bir şaşırmıştı. Ama Ali'ye çok aşıktı ve bu yüzden planı uygulayacaktı. Ortaklık teklifini kabul etmişti. Çetin için Mercan'ı ikna etmek çok kolaydı. Plan ise gençlerin bir araya toplaşıp oyun oynamasıydı ve bu oyun Meriç ve Ali için hiçte iyi bitmeyecekti.

"Anlaştık o zaman."

"Anlaştık." dedi Mercan onaylayarak.

***

Meriç, Ali ve Kadir üçlüsü yine Kadir'in evinde buluşmuştu. Artık sıkı arkadaş olmaya başlamışlardı. Sadece Meriç'le Ali görüşmüyordu o evde, üçüde buluşup eğleniyorlardı.

Kapının zili çalınca Kadir "Ben bakarım." diye bağırarak kapıyı açmaya gitti. Gelen kişi Mercandı.

"Merhaba çocuklar." dedi içeri girer girmez. Meriç onun sesini duyunca gözleri birden büyümüştü ve hemen Ali'ye doğru baktı. Ali'de Meriç'e bakıp "Ben çağırmadım." dedi fısıltıyla.

"Hoşgeldin Mercancığım bu ne güzel bir sürpriz?!" dedi Kadir gülümsemeyle. Doğrusu Mercan'ın gelmesi onu keyiflendirmişi çünkü o üçlüyü seyretmeyi seviyordu. Meriç'in kıskançlıkları, Ali'nin çaresizliği ve Mercan'ın sözde hiç bir şeyden haberi olmaması onu eğlendiriyordu.

"Hoşbuldum. Evde sıkıldım, dedim bir geleyim de sohbet falan edelim. Ne bileyim eğleniriz işte." dedi Mercan gülümsemeyle ve koltuğa yerleşti.

Mercan "Ee nasılsınız gençler?" diye sordu  Ali'ye ve Meriç'e bakıp.

"İyiyiz, oturuyoruz öyle. Sen?" diye sordu Meriç sahte bir tebessümle.

"Çok iyiyim hatta bomba gibiyim." diye cevap verdi Mercan gülerek.

"Aman dikkat et, patlama." dedi Meriç kısık sesle gülmeyle karışık. Mercanın yine haber vermeden emrivaki bir şekilde gelmesi onun sinirini bozmuştu.

"Efendim?" dedi Mercan gülerek. Meriç'in ne söylediğini duymamıştı.

"Sevindim iyi olmana." dedi Meriç aynı sahte gülümsemeyi yüzüne yerleştirerek.

"Boş boş oturuyor musunuz böyle? Hadi gelin bir oyun oynayalım. Çok eğleneceğiz." dedi Mercan planın ilk adımını atarak.

"Süper olur." dedi Kadir gülerek.

"İyiyiz canım böyle, oyun nereden çıktı?" diye sordu Ali rahatsızca. Meriç'in yandan bakışları onu tedirgin ediyordu ve bu yüzden oyun oynamak istemiyordu.

"Aa Aliciğim oyun bozanlık yapma ama, gerçekten çok eğleneceğiz. Anlatıyorum oyunu. Şimdi kağıtlara 'Bu grubun en tatlısı, en komiği, en akıllısı' falan öyle şeyler yazacağız. Sonra onları bir torbanın içine koyup tombala gibi çekeceğiz. Kime ne çıkarsa, o kağıdın içindeki yazanı cevaplayacak. Tamam mı?" diye sordu Mercan büyük bir gülümsemeyle.

"Peki, öyle olsun." dedi Ali. Meriç ise biraz rahatsız olmuştu ve bu oyun ona saçma gelmişti.

Oyunu oynarken Mercan bir hile yapıp çektiği kağıtta ki yazıyı başka türlü okuyacaktı. Ve gençler için artık oyun zamanıydı. "İlk kim çekecek?" diye sordu Kadir.

"Ben başlayayım." dedi Mercan ve elini torbanın içine attı.

Çektiği kağıtta 'Bu grubun en yakışıklısı....' yazıyordu. "Bu grubun en yakışıklısı... Hiç düşünmeden Ali diyeceğim kusura bakmayın." dedi Mercan gülerek. Meriç hemen gözlerini devirmişti.

"Tamam sıra bende." dedi Meriç o da elini torbanın içine soktu ve biraz karıştırdı.

Çektiği kağıtta 'Bu grubun en tatlısı...' yazıyordu ve Meriç hemen "Ama bu grubun en tatlısı benim, kendi ismimizi söyleyebiliyor muyuz?" diye sordu oyun arkadaşlarına.

"Maalesef hayır." diye cevap verdi Mercan hafif bir tebessümle.

"O zaman Kadir olsun. Canım arkadaşım benim hah." dedi Meriç gülerek ve eliyle bir öpücük gönderdi Kadir'e.

"Sağ ol canım kardeşim." dedi Kadir Meriç'e bakarak ve o da havaya bir öpücük bıraktı.

"Sıra bende." dedi Ali ve bir kağıt çekti.
Kağıtta 'Bu grubun en çapkını...' yazıyordu ve okumaya başladı.
"Bu grubun en çapkını... Bende hiç düşünmeden Kadir diyeceğim." dedi Ali ve kahkaha attı.

"Eyvallah kardeş." dedi Kadir gülerek.

Sıra Kadirdeydi ve hemen bir kağıt çekti heyecanlı, heyecanlı. Kağıtta 'Bu grubun en zekisi...' yazıyordu.

"Bu grubun en zekisi... Kesinlikle Meriç, zehir gibisin kardeşim." dedi Kadir samimiyetle.

"Sağ ol Kadirciğim, sen hep böyle doğruları söyle hah." dedi Meriç gülerek.

"Eveeet sıra yine bende." dedi Mercan sinsi bir gülümsemeyle ve elini torbanın içine attı planın en vurucu kısmını hayata geçirmek için. Aslında çektiği kağıtta 'Bu grubun en zengini...' yazıyordu ama o başka türlü okumuştu.

"Bu grubun en yalancısı... Bence Meriç." dedi Mercan Meriç'e bakarak.

"Aa niye ben oluyorum acaba?" diye sordu Meriç büyük bir şaşkınlıkla. Böyle bir cevap asla beklemiyordu.

"Aliciğim sana bir şey söylemem gerek. Meriç aslında seni sevmiyor. Çetin'le bir anlaşma yapmışlar o yüzden seninle birlikte. Tamamen düzmece yani. Bu yüzden Meriç bu grubun en yalancısı." dedi Mercan ve bombayı çiftin ortasına bıraktı.

***
Umarım beğenmişsinizdir... :))

Entrikalar Prensi | bxbWhere stories live. Discover now