Bu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı çocuğun ağzından dinlemeni, bana o anları yaşarken nasıl hissettirdiğini anlamanı istiyorum. Amacım kendimi sana affettirmek veya bana olan nefretini azaltmak değil, omzumdaki bu ağırlıktan kurtulmak sadece. Çünkü zaten burada her gün, birbirinden kötü onlarca hikaye dinliyorum. Zırvaladığımı düşünebilirsin, ama hapiste olmak beni öylesine değiştirdi ki... o tanıdığın hırçın Jungkook yok artık. Bunu da ben yazdıkça anlarsın zaten, her şeyden bahsedeceğim çünkü.
Ben henüz on yedi yaşındayken tanıdığın, büyüttüğün, sevdiğin, sevmeyi öğrettiğin, bağlandığın, kendine bağladığın, yaraladığın ve ruhen öldürdüğün Jungkook'u, onun ağzından anlatacağım sana.
sen ateş edeceksin, ben öldüreceğim.
sen içeceksin, ben sarhoş olacağım.
sen çekeceksin, ben kafa bulacağım.
sen seveceksin, ben ağlayacağım.
sen ağlayacaksın, ben acı çekeceğim.
ve sen öleceksin, ben yaşayacağım...