Jeon Jungkook
Seul Merkez Hapishanesi
Uiwang, Gyeonggi Province
Güney Kore
17.08.2021
Kim Taehyung
Kim Dans Akademisi
Dokseodang-ro, 45-gil
Seul, ST 1832
Taehyung,
Henüz son mektubu yeni göndermiş olmama rağmen, bıraktığım noktadan ötürü bir an önce devam etmek istedim çünkü bu ve yüksek ihtimalle bundan sonraki birkaç mektup oldukça hareketli, bir önceki mektubumda da söylediğim gibi, inişli çıkışlı olacak.
Hikayemizin sen tarafını anlatmaya başlayacağım.
Etrafa saçılan fotoğraflar sayesinde daha ben ne olduğunu bile anlamadan koridordaki neredeyse herkes durmuş, eğilip yerdeki fotoğrafları almaya, konuşmaya başlamışlardı.
Korkunç bir andı, zaman resmen yavaşlamıştı. Kulaklarım uğulduyordu, hiçbir şey düşünemiyordum bile. Ben de eğilip dağılmış yüzlerce fotoğraftan birini aldım.
Yakınlaştırılmış bir fotoğraftı bu, dans kulübündeydik, perde kapalıydı ama içeriden çekilmişti. Yerde oturuyordum, sen de gülümseyerek yüzümü ellerinin arasına almış bir şekilde beni öpüyordun.
Hatırlıyordum bunu.
Seninle geçirdiğimiz her an fotoğraflanmıştı neredeyse, hepsi hem de. Nasıl yaşanmıştı bu? Kim çekmişti bu fotoğrafları?
Vücudumdaki tüm kan çekildi, etrafımdaki uğultular daha da boğuk bir hal aldı. Üzerimde onlarca, belki de yüzlerce çift göz hissettim.
"Jungkook." Ben eğilmiş elimdeki fotoğrafı gözümü bile kırpmadan incelerken Jimin beni tutup kaldırdı. Başımı çevirip ona baktım, o da şok içindeydi ama benden daha çabuk idrak etmişti durumu. "Yürü, gidiyoruz."
"Jimin, bu..." Düşünemiyordum, kafam çalışmıyordu. Herkes ama herkes bana bakar ve kendi aralarında konuşurken ben hareket bile edemiyordum. Çelikten bir el boğazıma sarılmış gibiydi, nefes alamıyordum.
"Neye bakıyorsunuz?" Diye bağırdı Jimin etrafımızda yuvarlak haline gelmiş olan topluluğa. "İşiniz gücünüz yok mu sizin? Dağılın!"
Kimse Jimin'i böyle sinirli görmeye alışık değildi, gözüme bölümden birkaç kişi çarptı. Halka biraz olsun dağıldı ama hâlâ oldukça kalabalıktı.
"Toplasanıza şunları." dedi Jimin bölümden bir çocuğa. Çocuk başıyla onayladı, onunla beraber bir iki kişi yanımdan geçip yerdeki fotoğrafları toplamaya başladılar.
Jimin beni çekiştirdi, o kalabalıktan kurtarmaya çalıştığının farkındaydım ama gidemedim, ayaklarım bana itaat etmedi. Onun yerine kendimi Jimin'den geri çektim. Hiçbir şey söylemeden eğilip yerdeki fotoğrafları toplamaya başladım ben de.
Aklım almıyordu, kimsenin bizi göremeyeceğinden emindik. Nasıl gelmişti bu başımıza?
"Jungkook..."
Öyle sert ve hızlı hareket ediyordum ki diğer çocuklar da bir anlığına şaşırdı, fotoğrafları top haline getiriyor, tişörtümün eteğinde topluyordum. O kadar çoktu ki pek bir işe yaramıyordu tabii, yerdekileri bırakıp etrafımdaki insanların ellerindekileri çekip almaya başladım o yüzden. Nasıl göründüğümü bilmiyordum ama kendisine yanaştığım herkes fotoğrafları bırakıp benden bir adım uzaklaşıyordu.
YOU ARE READING
Cockeye's Song | Taekook
FanfictionBu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı ç...