11.07.2020

22.8K 1.1K 647
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

12.07.2020

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832


Taehyung,

Nasıl giriş yapacağımı bilemediğim için direkt olarak adınla hitap etmeyi tercih ettim. Sevgili Taehyung deseydim, haddime olmazdı. Sayın Taehyung, hiç olmazdı. Senin için kullanabileceğim hiçbir hitabım yok, daha doğrusu bende var, ama buna iznim yok. Senin istemediğin hiçbir şeyi yapmamam gerektiğini öğreneli yıllar oluyor. Buna, sana sevgi sözcükleriyle seslenmek de dahil artık.

Eğer bu mektubu yırtıp atmadıysan, okuyorsan, çok teşekkür ederim. Bana cevap vermen gerekmiyor, vermeyeceğini de biliyorum gerçi. Sadece içeride geçirdiğim bunca zaman boyunca yüreğimdeki yangını dindirmeyi bir türlü beceremedim, sana hayatının en zor günlerini yaşatan kişi olduğumu bilmek, şu anda ne durumda olduğun hakkında hiçbir fikrimin olmaması bile her sabah göğsümde korkunç bir ağırlıkla uyanmama sebep oluyor. Beş koca sene geçti. Hapse girişimin beşinci yılı bugün ve ben, bu beş senedir o korkunç Temmuz akşamından farklı hissetmiyorum. Aksine yaptığım şeyin sorumluluğu, her geçen gün omuzlarıma biraz daha yüklendi. Yüklenmeye de devam ediyor.

Fakat artık böyle olsun istemiyorum, burada geçireceğim bunca yılım daha var -af çıkmaz veya bir şekilde indirim almazsam tabii- ve bu hisse dayanamıyorum daha fazla. Bu yüzden, en sonunda aklımın köşesinde olan yazma fikrini eyleme dökmeye karar verdim. Beni bilirsin, her zaman aramda bir aşk - nefret ilişkisi olmuştur bu -senin deyiminle kutsanmışlığım- lanetimle. Kalemim ya en yakın arkadaşım, ya düşmanım olmuştur. Ve senelerce süren bu düşmanlığı bitirme kararını geçen ay aldım. Jimin beni ziyarete uğradığında, ondan bana kalınca bir defter ve tükenmez birkaç kalem getirmesini istedim. Çünkü bu yolculuğumun oldukça uzun süreceğini, ve bir yerden sonra gardiyanların bana kağıt vermeyeceğini biliyordum.

Jimin defteri geçen hafta getirdi. Bir haftadır yatağımın altında, öylece duruyor. Elimi sürmeye korktum. Hatta buradaki en yakın arkadaşım, siyasetten ötürü içeri girmiş olan Namjoon hyung bile -muhtemelen bu devirde siyasetten içeri alınan mı var diye düşünüyorsundur ama durum düşündüğünden çok daha kötü, inan. Özellikle gazeteciysen...- beni birkaç kez yazmam için zorladı. Başta istemedim, hatta tamamen saçmalıktan ibaret olduğunu, ve bunu yapmamam gerektiğini bile düşündüm. Fakat sonuç bu. Şu anda bu kelimeleri sana yazıyorum.

Bu mektuplarda yapacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı çocuğun ağzından dinlemeni, bana o anları yaşarken nasıl hissettirdiğini anlamanı istiyorum. Amacım kendimi sana affettirmek veya bana olan nefretini azaltmak değil, omzumdaki bu ağırlıktan kurtulmak sadece. Çünkü zaten burada her gün, birbirinden kötü onlarca hikaye dinliyorum. Zırvaladığımı düşünebilirsin, ama hapiste olmak beni öylesine değiştirdi ki... o tanıdığın hırçın Jungkook yok artık. Bunu da ben yazdıkça anlarsın zaten, her şeyden bahsedeceğim çünkü.

Ben henüz on yedi yaşındayken tanıdığın, büyüttüğün, sevdiğin, sevmeyi öğrettiğin, bağlandığın, kendine bağladığın, yaraladığın, ve ruhen öldürdüğün Jungkook'u, onun ağzından anlatacağım sana.

Umarım okursun, gerçi sen meraklısındır, okuyacağını biliyorum. Gerekirse senelerce açmadan bekleteceğini, ama önünde sonunda okuyacağını biliyorum bir şekilde.

Ve bu mektupları da hâlâ aynı yerde olmasını umduğum dans akademine yolluyorum, çünkü orayı çok severek almıştın. Döşemiştik. Fakat evini bilmiyorum, tüm bu olanlardan sonra aynı evde yaşamaya devam ettiğini sanmıyorum ama... Her neyse, lafı fazla uzattım. Bu, anlatacaklarımın başlangıcı olan mektuptu. En azından haftada bir yenisini alacaksın muhtemelen, yazmayı bırakmazsam tabii.

                                                                                                                                                        Sevgilerle, Jungkook.



*****

Selamlar, ben yine döndüm... bitmiyor şu gidip gelmelerim bir türlü fakat bu kez daha istikrarlıyım. O yüzden bölüm adlarını Jungkook'un mektupları gönderdiği, yani benim yeni bölüm yayınladığım tarihler olarak adlandıracağım. Uzun uzun açıklama yapmayacağım fakat şunu belirteyim, hikayenin adı gördüğünüz üzere Cockeye's Song, birkaç saat önce arabada dinlerken geldi bu kurgu da aklıma. Her bölüme farklı bir parça koymayacağım, hepsinin parçası Cockeye's Song olacak. Her bölümü onu dinleyerek okursanız daha etkileyici olur, karakterlerin ikisi için de, benim için de çok özel ve önemli bir parça çünkü. Şimdiden iyi okumalar, sizi seviyoruuum!

Cockeye's Song | TaekookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ