08.09.2020

4.3K 657 329
                                    


Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

8.09.2020

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Bugünkü mektubumda çok fazla yer almayacaksın. Çünkü sonraki olayların beni ne kadar sarstığını daha iyi anlayabilmen için sana hayatımın senin dışında nasıl olduğunu da anlatmam gerek. Bu yüzden bugün, yaralanmamdan sonraki süreçte neler yaşadığımdan bahsedeceğim.

Ama önce, kaldığım yerden yani Yoongi'den devam edelim.

Yoongi odaya girdiğinde birkaç saniyeliğine donakalsam da onun senin az önce bahsettiğin ev arkadaşın olduğunu çabucak anladım. Üzerinde siyah bir pantolon ve beyaz, acdc baskılı bol bir tişört vardı.

"Taehyung, kahval-..." Cümlesi beni görünce yarıda kesildi. "Ufaklık uyanmış." dedi.

Ona dönüp gülümsedin. "Evet, uyandı. Ben de ona yiyecek bir şeyler getirmeye inecektim tam." Ayaklandıktan sonra sandalyeni işaret ettin. "Biraz onun yanında durur musun?"

Yoongi isteksiz görünüyordu. Birkaç saniye bana baktıktan sonra başını aşağı yukarı sallayarak onayladı.

Senin az önce oturduğun sandalyeye oturup dirseklerini dizlerine yasladığında, ve keskin bakışlarını yüzüme çıkardığında mecburen ben de ona baktım.

"Demek şu meşhur Jungkook sensin."

"Jungkook kısmı doğru ama meşhur olduğunu hiç sanmam." dedim rahat bir tavırla.

"Ah, inan bana öylesin." Bunu söylerken yüzünde yarım, alaycı bir gülümseme oluşmuştu. "Hem de çok."

"Bu da ne demek?" Diye sordum, senin ev arkadaşına benden bahsetmeni anlayabilirdim elbette, ama bu tavrın sebebini çözememiştim.

"Küçük olman, yaşın ya da hayatın beni ilgilendirmez." Diyerek bambaşka bir konuya atladı sert bir tavırla. "Ama belalı bir tip olduğun belli, Jungkook. Dün gece bunca senedir Taehyung'u ilk kez o kadar kötü bir halde gördüm, ve buna bir daha sebep olursan bu kez karşında beni bulursun. Haberin olsun."

Şok olmuştum. Ciddi anlamda. Benden en az yedi yaş büyük birinden beni tehdit etmesi yerine daha olgunca bir tepki vermesini beklemiştim belki de, bilmiyorum. Tek bildiğim göğsüme yayılan sıcaklığın inanılmaz büyük bir öfke olduğuydu. Çok sinirlenmiştim.

Sanırım hissetmiştim, Taehyung. Bir tuhaflık olduğunu yani. Çünkü ben de söz konusu sen olduğun zaman Yoongi'den hiç ama hiç farklı değildim.

"Taehyung'u asla bilerek üzmem." dedim, sakin kalmaya çalışarak. "Bir daha da olmayacak, endişelenme."

"Taehyung mu?" dedikten sonra kaşlarını kaldırdı. "Saygı ekleri kullanmıyorsun yani?"

Sinirime dokunuyordu. Biz tanıştığımızdan beri sen benim için hiçbir zaman 'hyung' olmamıştın zaten. Bunu kendi ağzınla söylemiştin bana, yanındayken kendimi küçük olan taraf gibi hissediyorum olgunluğun sayesinde, diye. O kimdi ki buna bile karışıyordu?

"Evet, Taehyung." dedim. Sesim az öncekine oranla bir tık daha sert çıkmıştı. "Kullanmıyorum. Kendisi istemiyor."

Kelimelerimi olabildiğince dikkatli seçmeye çalışıyordum çünkü ev arkadaşınla tartışıp başına bir kez daha bela olmaktan korkuyordum. Ama ben sustukça Yoongi daha çok üstüme geldi.

Cockeye's Song | TaekookWhere stories live. Discover now