28.08.2021

4K 485 786
                                    

(Parça önerisi için önce notlara bakabilirsiniz.)

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

28.08.2021

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Bugün Jimin geldi, geçen bahsettiğim tartışmamızın üzerine daha uzun bir süre gelmez diye düşünüyordum aslında ama... Dayanamamış sanırım. Öyle duruyordu.

Çok kalmadı, hatta normaldeki görüşlerinin aksine oldukça kısaydı bile diyebilirim. Acelesi olduğunu söyleyip özür diledi, geçen seferki görüşmemiz öyle kötü bittiği için içi rahat etmemiş. Sorun olmadığını söyledim elbette, onun da kendi sebepleri ve kendini haklı bulduğu noktalar olduğunu biliyorum çünkü. Tartışmak ikimize de yaramıyor.

Günün sonunda yine buradayım ama, gidecek başka bir yerim olmadığından mı, yoksa artık yavaş yavaş bu mektupların sonuna gelmem gerektiğini hissettiğimden mi bilmiyorum. Hâlâ okuyup okumadığından bile emin değilim oysa, yine de yazıyorum işte. Bir hiçliğe olsa bile devam edeceğim yazmaya.

Sen dakikalarca, için dışına çıkana kadar ağlarken seni bir an olsun bile bırakmadım. Sinirlerinin ne kadar bozulduğunu, canının ne kadar yandığını anlamamak işten değildi zaten ama seni öyle görmek bende bir şeylerin kırılmasına neden olmuştu. Kalp kırıklığı gibi değildi, daha farklıydı. Canımı daha çok acıtan türden bir şeydi, yaralanmışım da kanamam varmış gibi, ölümcül bir şeymiş gibi.

Sen de beni bırakmadın, tişörtümün sırt kısmı avucunun içinde kırışmıştı hep, göğsüm göz yaşlarından ötürü ıslaktı. Çenem başındaydı, arada dudaklarımı saçlarına bastırıyordum ama tek kelime etmedim. Edemedim daha doğrusu.

Sonunda ağlayışın hafiflediğinde derin bir nefes alıp bekledin, geri çekilip benden ayrıldın. Ellerim omuzlarında kaldı, ikimiz de diz çöktüğümüz için aynı hizadaydık.

"Gitmem gerek." dedin sessizce, yüzüme değil yere bakıyordun. Bense bakışlarımı yüzünden hiç ayırmadım.

"Nereye gideceksin bu halde?"

"Yoongi cüzdanını evde unutmuş, onu getirmiştim." Burnunu çektin. "Bulup vermem lazım."

"Cüzdanı bana ver." 

Yüzüme bakmama yeminini bu cümle bozdu. 

"Ben bulur götürürüm, eve dön sen."

"Onunla karşılaşmasanız daha iyi..."

"Merak etme, Taehyung." Ellerimi omuzlarından indirdim. "Birbirimizi en iyi biz anlıyoruz, bir şey olmaz."

Onunla ne konuştuğunuzu çok merak ediyordum, öğrenince nasıl bir tepki verdiğini de öyle . Sormadan öğrenemezdim ve sorabileceğim kişi sen değildin.

Bir şey söylemeden arka cebindeki cüzdanı bana uzattın, ardından ayağa kalkıp bir kez daha gözyaşlarını sildin. Yoongi'nin sana cüzdanı getirmeni söylediği mekanın adını verdim. 

"Gidiyorum o halde."

Başımla onayladım. "Dikkatli ol."

"Olurum, sen de öyle. Görüşmek... üzere Jungkook."

Cockeye's Song | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin