Jeon Jungkook
Seul Merkez Hapishanesi
Uiwang, Gyeonggi Province
Güney Kore
06.12.2020
Kim Taehyung
Kim Dans Akademisi
Dokseodang-ro, 45-gil
Seul, ST 1832
Taehyung,
Bugün görüş vardı.
Haftalardır kimse gelmediği için yine aynısı olur diye düşünüyordum, benim de adım okunduğunda şaşırdım bu yüzden.
Gelen Jimin'di.
Onu her zamankinden daha iyi gördüm bugün. Çok mutluydu ve bunu cezaevine gelip beni görmüş olması bile etkilememişti. Yerinde duramıyordu, gülümsemesini bastırmak için inanılmaz bir çaba sarf ettiğini anında anladım.
Biliyorsun, onun gülümsemesi bulaşıcıdır. Karşısına otururken ben de gülümsedim ister istemez.
"Hayırdır?" Diye sordum, o masanın üzerinden uzanıp bana kısaca sarılırken. Sarılışına karşılık verdim. "Çok mutlu gördüm seni."
"Film bitti." dedi, dudaklarını birbirine bastırarak. "Çok ünlü bir yönetmene izlettik. Çok beğendi, Jungkook. Hatta bayıldı. Beraber çalışmayı teklif etti bana."
"Ciddi misin?" Ağzım kulaklarıma varacak kadar açıldı. "Siktir, ciddi misin Jimin?"
Hızlıca başını aşağı yukarı salladı. "Rekor kıracağından emin olduğunu söyledi. Üç haftaya vizyona girecek. O kadar heyecanlıyım ki Jungkook, Tanrım, uyku uyuyamıyorum resmen."
O an kalbim kırıldı. Yani, evet biliyorum... Muhtemelen bencil olduğumu düşüneceksin ama elimde değildi ki. Jimin için herkesten, her şeyden çok sevinmiştim. Çok mutluydum hak ettiğini alacağı için.
Ama bu ikimizin hayaliydi, üniversiteye başladığımız günden beri öyle olmuştu... Şimdi bunu yalnız başına gerçekleştiriyor sonuçta.
Gurur duyuyordum onunla.
"Gurur duyuyorum seninle." Diye içimden geçeni dile getirdim. Jimin'in gülümsemesi yavaşça söndü, yerini daha hüzünlü bir ifade aldı.
"Keşke yanımda olabilsen, Jungkook." dedi.
"Yapma Jimin, başlama yine." Diyerek böldüm anında lafını, bu konuda ağlanıp sızlanmaktan yoruldum çünkü, Taehyung. Otuzuma geleceğim yakında, halâ bu konuyu her açtığında gözlerim doluyor.
"Çok mutluyum, evet," dedi bu sefer. "Ama sen aklıma gelinceye dek sürüyor bu. Bizim hayalimizi tek başıma gerçekleştiriyorum. Senin yazman gereken senaryoyu bir başkası yazdı."
Ofladım. "Kendi canını sıkmaya o kadar meraklısın ki... Boşversene beni. Hiç üniversite okumamışım gibi düşün."
"Aptal aptal konuşma." Jimin hep aynı, her zamanki gibi. İşine gelmeyen bir şey söylediğim an azarlıyor beni.
"Gala yapacak mısınız?" Diye sordum yarım bir gülümsemeyle. Bayılıyor böyle ihtişamlı şeylere.
"Tabii ki!" Dedi, eski heyecanını kazanması sadece birkaç saniye sürdü. "Davetiyeleri gönderdim bile herkese."
Dudağımı ısırdım. O anda aklımda tek bir isim vardı tabii.
"O hariç." Dedi, aklımdakini okumuş gibi.
YOU ARE READING
Cockeye's Song | Taekook
FanfictionBu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı ç...