08.02.2022

3.4K 408 571
                                    

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseorang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

08.02.2022

Jeon Jungkook

Jungkook,

Bugün, şimdiye dek yazdığım en acı verici mektuplardan birini kaleme alacağım. Kelimenin tam anlamıyla her şeyin bittiği günden bahsedeceğim. Kırılma noktamıza döneceğim.

Babamla olan telefon konuşmamızdan sonra günümü normal bir şekilde geçirmeye çalıştım.

Zordu çünkü öğleden sonra grup dersim vardı ve çok dalgın olduğum için öğrencilerin ufak tefek hatalarını gözden kaçırıp durdum, bu da akışı bozdu. Kendime olan sinirimi onlara yansıtmamak için elimden geleni yaptım, aynı hareketi defalarca, defalarca kez, hepsi kusursuz yapana dek gösterdim. Ders bittikten sonra uzunca bir duş aldım, kendimi toparlamak için inanılmaz bir çaba gösterdim.

Bu kısmı detaylı anlatmayacağım ama ertesi gün Eunbi beni aradı, ailesiyle konuştuğunu ve pek memnun olmasalar bile durumu kabullendiklerini söyledi. Beni de kabul ettikleri anlamına geliyordu bu elbette.

Beş gün sonra Incheon'a, eve gittim.

Babam yıllar sonra ilk kez o gün sarıldı bana, annemse kapıda beni görünce ağlamaya başladı. En çok ona kırgındım ama yansıtmamaya çalıştım.

Başta çok tuhaftı, tek kelime bile edemiyordum yüzlerine karşı. Yine de bir şekilde alıştım, sonuçta çocukluğumu geçirdiğim yerdi orası. Ebeveynlerime karşı ne kadar yabancılık çekebilirdim ki zaten en fazla?

İki gün kaldım Incheon'da. Annem Eunbi'nin annesiyle telefonda konuştu, bana 'düğün'le ilgili sorular sordu. En sevdiğim yemekleri yaptı, hepsi boğazıma dizildi yerken.

Aramızdaki buzları erittikten sonra hem akademiyi hem de Eunbi'yi bahane ederek Seul'e geri döndüm, artık Yoongi ve Jimin'le konuşmam gerekiyordu. Son bir hafta -hatta sekiz dokuz gün- boyunca onu hep geçiştirmiştim. Konuşmaları kısa kesmeye çalışıyordum, Incheon'dayken de hiç konuşmamıştık. Fakat artık vakti gelmişti, Haziran'daydık. Daha fazla kaçmamın bir anlamı yoktu.

Bu yüzden eve döner dönmez Yoongi'yi aradım, Jimin'i de alıp gelmesini söyledim. Neden bile demedi, yarım saat sonra kapıdalardı.

"Taehyung?" dedi Jimin, içeri girerken. "İyi misin? Hiçbir şey söylemeden bizi çağırınca endişelendim."

"İyiyim," dedim, gerginliğimin suratımdan okunduğuna emindim. "Geçsenize, anlatacağım."

Dediğimi yapıp koltuğa geçtiler, ben de karşılarına, tekli koltuğa oturdum.

Nasıl lafa gireceğimi bilmiyordum, öncelikle söyleyeceğim yalanı kurmuştum kafamda. Eunbi dört aylık hamile olduğu için kalkıp ayrılır ayrılmaz onunla birlikte olduğumu söyleyemezdim, çocuk beş ay sonra doğacaktı sonuçta. Yalan olduğu anlaşılırdı. Bu yüzden kötüyü oynamak zorundaydım, seninle aramızın git gide açıldığı zamanlarda, sen eve neredeyse hiç gelmiyorken kendimi çok kötü hissettiğim için içmeye çıktığımı, sarhoş olup Eunbi'yle birlikte olduğumu söyleyecektim. Bunun üzerine çok düşünmüştüm ama gerçeği tek bir kişiyle bile paylaşma şansım yoktu. Hele senin de en yakının olan insanlarla paylaşmam, imkansızdı. Çünkü bu senin de doğruyu öğrenecek, muhtemelen evlenmemizi engellemeye çalışacak olduğun anlamına geliyordu. Ya da daha kötüsü, yalan olduğu duyulabilirdi. Eunbi'nin tüm hayatı kayardı, benim de henüz düzelttiğim aile ilişkilerim öncekinden bile kötü hale gelirdi.

Cockeye's Song | TaekookWhere stories live. Discover now