02.08.2021

3.9K 485 1K
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

02.08.2021

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Bugün ziyaretime Jimin geldi.

Aramızın çok iyi olduğunu söyleyemem, biraz tartıştık bile denilebilir hatta ama sıkıntı değil, Jimin her zamanki Jimin işte. Bir sonraki görüşmemizde hiçbir şey yokmuş gibi davranır, o yüzden durumu kendi açımdan çok içselleştirmemeye çalıştım. Sanırım, hatta sanırımdan ziyade kesinlikle, ikimizin de biraz zamana ihtiyacı var çünkü bu konuda birbirimizi anladığımızı düşünmüyorum. Çok farklı açılardan bakıyoruz artık hayata, Jimin bunu kabul etmiyor ama. 

Dediğim gibi, yine de sorun olacağını sanmıyorum. O yüzden normal şartlarda kafama takacağım bu tartışmamızı çok da dert etmiyorum, nasılsa düzelir diyorum sadece. Artık her şeye böyle bakıyorum zaten. 

Zaman. Her şeyi zamana bırakıyorum.

O gün de öyle yaptım, Sejun'dan ayrılamadım, söylediğine de cevap veremedim fakat artık bir şeyi biliyordum. Sejun hislerimin farkındaydı.

Öğlene kadar onunla kaldım, ağlaması durduktan sonra yiyecek bir şeyler hazırladık, oldukça sakin bir gün geçirdik hatta. Pek konuşmadık ama sinir bozucu bir sessizlik değildi bu, birbirimizin özel alanına duyduğumuz saygıdan kaynaklanıyordu. Sejun konuşmak isteyene kadar ne ben onu zorladım, ne de o beni.

Öğleden sonra evinden ayrıldım, uzun zamandır normal bir şekilde vedalaşırken öylesine sıkıca sarılmamıştık birbirimize. İlginç bir andı ama rahatsız falan hissetmedim kendimi.

Otobüs durağına yürüdüğüm esnada telefon çaldı, arayan sendin.

"Efendim?" diye açtım telefonu, sesim epey durgundu.

"Neredesin?" diye sordun. "Jimin Sejun'a gittiğini söyledi."

"Hm." dedim. "Şimdi çıktım ondan."

"Konuştunuz mu?" Nedense senin de sesin biraz uzak geliyordu. 

"Evet." dedim, senden bir şey saklamak gibi bir niyetim yoktu. "Ben ayrılmaya gittim ondan aslında."

"Ne?" Sesin bir ton yükseldi, sevinmişsin gibi geldi hatta kulağıma. "Gerçekten mi? Ne oldu peki?"

"Ayrılmak için gittiğimi anlamış." Derince bir nefes aldım. "Çok kötüydü, çok ağladı. Bencillik edip benden ayrılmayacağını, beni bu şekilde bırakmayacağını söyledi."

"Bencillik mi?" Birkaç saniye önceki ses tonundan eser yoktu, sorun da daha çok dalga geçer gibiydi. 

"Bencillik." Diye yanıtladım ciddiyetle. "Sejun her şeyin farkında, senin kim olduğunu bile bilmediği halde döndüğünü, bir şekilde onun bendeki yerini de aldığını biliyor. Görüşüp görüşmediğimize dair hiçbir fikri olmamasına rağmen hem de." Bir elim pantolonumun cebindeydi, ayağımın dibindeki taşla oynuyordum.

Bir anlığına Sejun'un bana sorduğu soruyu olduğu gibi söylemek istedim sana. O seni seçseydi şu anda burada olmayacaktın, değil mi, Jungkook? 

Fakat yapmadım, zaten sesinden bozulduğun belliydi. Daha da üstelemek istemedim o an.

"Bir şans daha istedi, ben de verdim." diye bitirdim konuşmamı, birkaç saniye cevaplamadın.

Cockeye's Song | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin