11.09.2021

3.3K 464 241
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

11.09.2021

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Son mektubumun üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmiş, farkında bile değildim.

Eylül ayını seviyorum, günler kısalmaya, hava soğumaya başlıyor. Dışarıya daha soluk, kahverengi ve griye yakın renkler hakim oluyor, çoğu gece yağmur yağıyor. Böyle zamanlarda dışarıyı izlemekten büyük bir zevk duyuyorum hâlâ. Hapishanenin arka bahçesini dakikalarca, saatlerce izliyorum hiçbir şey yapmadan. 

Birkaç gündür aklımdasın, daha önce de dediğim gibi mektuplarımı okuyup okumadığını bilmiyorum ama senden sakladığım şeyi sana söylemekle söylememek arasında gidip geldim defalarca. Kendi içimde saçma derecede uzun bir münakaşa yaşadım, öğrensen acaba bana karşı tavrın değişir mi diye. Gören de her yazdığımı okuyorsun zanneder, daha orada mısın onu bile bilmezken neyin stresine girdim bu kadar bilmiyorum. Sonuç olarak da, bir önemi olmadığına kanaat getirdim, o yüzden kaldığım yerden devam edeceğim şimdi.

O akşamki araba yolculuğumuz inanılmaz derecede huzurluydu, çok konuşmadık, gerek de yoktu zaten. Evde konuşacağımızı biliyordum çünkü.

Arabayı binanın önüne park ettikten sonra inip bagajdan valizini aldım, bakışların sürekli üzerimdeydi, hissediyordum bunu. Yaptığım her hareketi, yüzümü, beni inceleyip duruyordun.

Arabayı kilitledikten sonra apartmana girdik, nedenini bilmediğim bir şekilde yüzüne bakmaya çekiniyordum. Baktığımda göz göze geleceğimizin farkındaydım üstelik, ama tuhaf bir his vardı içimde. Bu yüzden eve girene kadar sana bakamadım.

"Aç mısın?" diye sordum kot ceketimi çıkarırken.

"Yüzüme bakacak mısın?" Elim portmantoda kaldı, hafifçe sana dönüp ensemi kaşıdım. "Evet, elbette."

"Kıpkırmızı oldun." dedin şaşkınlıkla gülerken. "Benden mi utanıyorsun, Jungkook?"

"Of, ne bileyim ben." Yüzümü ovuşturdum. "Galiba öyle oldu."

"Neden?" Az önceki gülüşün bir gülümseme olarak asılı kaldı suratında. "Seni yıllardır ilk defa böyle görüyorum, ilk karşılaşmamızda bile doğrudan yüzüme bakan sendin."

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra gözlerine bakabildim, alışık olmadığım bir ifadeydi bu. Bana karşı olan hislerini, özellikle sevgini hiç bu kadar açık hissetmemiştim daha önce.

"Daha bir... farklısın. Farklıyız. Ondan sanırım." 

"Kendimi geri çekmememe alışık değilsin." diye doğrudan düzelttin cümlemi, ne söylemek istediysem söylemiş oldun. 

"Evet." dedim. "Tuhaf geliyor böyle olunca." 

Yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarını benimkilere bastırdın, altı aydır bu anı bekliyor olduğum için seni geri öptüm. O hissi ne kadar özlediğimi bir ben, bir Tanrı biliyordu.

"Alışacaksın artık." dedin benden ayrılırken. "Bundan sonra geri çekilmeye niyetim yok çünkü."

Elimi yanağımdaki elinin üzerine yerleştirdim. "Hoşgeldin, Taehyung."

Cockeye's Song | TaekookWhere stories live. Discover now