03.11.2021

3.4K 445 237
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

03.11.2021

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Bugün, muhtemelen tahmin de edebileceğin üzere sana gerçek anlamda beni en, en çok mutlu eden anılarımızdan birini anlatacağım.

Aslında mektupları yazmaya başlarken bu dönemlere geldiğimizde yazacaklarımı daha kısa tutarım diye düşünmüştüm ama bir türlü kendime engel olamadım. Nedendir bilinmez, başlarda çok zorlansam da mutlu olduğumuz anları yazmaya öylesine alıştım ki bir noktada, sanki hiçbir şeyin büyüsünü bozmak istemiyor, bu yüzden de gereğinden fazla şey anlatıyor gibiyim. Fakat bugünkünü atlayamazdım, en azından düşüş kısmına geçmeden önce birkaç mektup daha sadece güzel şeyleri anlatmak istiyorum. O yüzden başlıyorum anlatmaya.

Akademi çok kısa süre içerisinde bir düzene girdi.

İnanılmaz bir hızla öğrenci buldun kendine, lisemin oradaki akademiden tanıdığın birkaç kişi geldi, istifanı verdiğin akademiden de seni seven birçok öğrencin seni tercih etti. Alt katı güzelce döşedik, girişe yani 'bekleme bölümüne' büyükçe bir L koltuk, sehpa, halı aldık. Duvarlara birkaç çerçeve asıp etrafa bir iki saksı yerleştirdik. Katın en büyük bölgesi girişti zaten. Salon kısmını bir çalışma odası haline getirdik küçük sayılabileceği için. İki karşılıklı masa, bir kitaplık vardı içeride. Bir masa senindi, tüm evrak işlerini, gelip giden paraları, her şeyi orada hallediyor, kitaplıktaki dosyalara yerleştiriyordun. Diğeri benimdi. Henüz okula tekrar dönmediğim için çalışmıyor olsam da o masada ders çalışabileceğimi söylemiştin, o sıralar boş vakitlerimde gerek şarkı sözü, gerek ufak birkaç yazı karalamak için kullanıyordum masayı. Burayı da biraz canlandırmak istediğin için duvara devasa bir tablo -sahte bir basımdı elbette, bir eskiciden bulmuştun- asmıştın ve şansımıza ikimizin de favori ressamı Van Gogh'tu. O yüzden Rhone Üzerinde Yıldızlı Gece tablosu, bu odayı ikimizin de en sevdiği oda haline getirmişti. 

Yatak odasıysa... Öncesinde hayal bile edemeyeceğim bir şey olmasına rağmen, bizimdi. Çift kişilik bir yatak almıştık, elbette. İki tarafta da ufak birer komodin vardı. Evden kendi boy aynanı, halını ve gardrobunu getirdin, ikimizin de birçok eşyası oraya sığdı. Ben de kendi gece lambamı, birkaç posterimi, sık kullandığım eşyalarımı getirdim. Tarzlarımız birbirinin tamamen zıttı olduğu için oda biraz kararsız biri tarafından düzenlenmiş gibi duruyordu ama benim için olabileceği en iyi halindeydi. İkimizi de yansıtıyordu çünkü.

Mutfak için ekstra bir şey yapmamıştık. Kiraladığımızda da içerisinde dolaplar, buzdolabı ve ufak  bir masa vardı zaten. Sadece çatal bıçak, bardak, tabak ve birkaç tencere tava almamız gerekmişti ama hepsini sen almıştın zaten. Mutfak alışverişini de genelde sen yapıyordun. 

Haftanın çoğu günü birlikte burada kalıyorduk. 'Evlerimizde' kaldığımız gün sayısı epey azdı.  

Başlarda Jimin buna alınır sanmıştım hatta fakat işine geldiğini, en azından kendisinin de Yoongi'yle vakit geçirebileceğini ve gözünün önünde sürekli -duvar boyadığımız gece olduğu gibi- 'sağlıksız' şeyler yiyip onu da zorlayamayacağım için rahatladığını söyledi. Tabii yine sürekli görüşüyorduk ama bir noktada bu saçma bir şekilde dörtlü buluşmalara dönmüştü. Şikayetçi değildik tabii hiçbirimiz.

Cockeye's Song | TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora