21.12.2020

3.9K 559 571
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

21.12.2020

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Dünkü mektup sanırım bugüne dek yazdıklarımdan en kısa olandı, kendimi ister istemez eksik hissettim kağıtları katlarken.

Yine de birkaç gün yazmam diye düşünüyordum, ama uyku tutmadı. Bu kadar yorgun hissedip bir türlü uyuyamamama anlam veremiyorum. Neyse, en azından bana fırsat doğuyor yazmaya devam etmek için. Doğrudan, kaldığım yerden devam ediyorum anlatmaya.

O akşam tuhaf bir akşamdı. Senin benden nefret ettiğini açık açık, sesli bir şekilde dile getirmiş olduğun gerçeği saatler sonra vurdu bana. Şoku atlatmam uzun sürdü. Evde, masadaydım. Masanın bir ucunda ben, diğer ucunda Jimin, ortamızda da annem oturuyordu.

"Jungkook, neden oynuyorsun yemeğinle? Yemeyecek misin?" Annemin sorusuyla beraber Jimin'le göz göze geldik. 'Neler oluyor?' dercesine kaldırdı bir kaşını.

"Pek iştahım yok." Derken tabağımı biraz ittim. "Size afiyet olsun."

Masadan kalktım, salondan çıkıp portmantodaki ceketimi aldım sırtıma. "Biraz aşağı ineceğim, gelirim on dakikaya."

Annemin yanında sigara içmiyordum ama bunu ondan da saklamıyordum. Bu aşağı inmeler, benim sigara molalarımdı.

"Jungkook, bekle. Ben de geliyorum!" Jimin son kaşığını da ağzına tıkıp masadan kalktı. Hızlı adımlarla geldi yanıma.

"Hava soğuk, çok durmayın." Diye seslendi annem. Jimin'le aynı anda, "Tamam!" dedik.

Apartmandan çıktığımızda o montuna sıkıca sarılıp ellerini ceplerine sokarken ben sigaramı yaktım. Kış kapıda olduğu için havalar iyice soğumaya başlamıştı.

Omzumu sokak lambasına yasladığımda konuştu. "Ne oldu?"

"Bana benden nefret ettiğini söyledi." 

Konuya bu şekilde gireceğimi beklemiyor olacak ki afalladı. "Nasıl yani, kim senden-... Siktir."

"Aynen öyle." 

"Nasıl oldu? Niye konuştunuz ki siz?"

Seninle ilgili hiçbir gelişmeyi anlatmamıştım ona. Gerçi pek gelişme de denmezdi. Beni tanımıyormuş gibi yaptığın anın dışında iki kez konuşmuştuk, ikisi de kavgayla sonuçlanmıştı.

Anlattım ben de. Sana ne söylediğimi, hatta o akşam Sejun'un bana çıkma  teklifi ettiğini, bugün yaşanılanları...

Jimin hem soğuktan, hem sinirden, hem de heyecandan yerinde zıplarken omzuma abandı. "Siz delirmişsiniz. Kafayı mı yediniz?"

"Ben bir şey yapmadım."

"Bu herifi de anlamıyorum, sanki sen ona zorla bir şeyler yapmışsın gibi ne hakla sana kin besliyor bu kadar? Karışmasaymış kafası! Sanki gidip nişanlısından ayrılmasını falan istemişsin gibi davranıyor."

Bitmek üzere olan sigaramı yere atıp ayağımın ucuyla söndürdükten sonra Jimin'e döndüm.

"Onun kini bana değil. Kendine. Kendine sinirlendiği için benden çıkartmaya çalışıyor acısını."

Cockeye's Song | TaekookWhere stories live. Discover now