NEFESİNİ BIRAKMA

By macakizi95

19.3K 453 177

Bir kadın düşünün. Kimsesiz, çaresiz ve yalnız. Bir kadın daha düşünün güçlü, kendinden emin ve istikrarlı. B... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
Bölüm 91
Bölüm 92
Bölüm 93
Bölüm 94
Bölüm 95
Bölüm 96
Bölüm 97
Bölüm 98
Bölüm 99
Bölüm 100
Bölüm 101
Bölüm 102
Bölüm 103
Bölüm 104
Bölüm 105
Bölüm 106
Bölüm 107
Bölüm 108
Bölüm 109
Bölüm 110
Bölüm 111
Bölüm 112
Bölüm 113
Bölüm 114
Bölüm 115
Bölüm 116
Bölüm 117
Bölüm 118
Bölüm 119
Bölüm 120
Bölüm 121
Bölüm 122
Bölüm 123
Bölüm 124
Bölüm 125
Bölüm 126

Bölüm 34

118 2 0
By macakizi95

Eve vardıklarında ilk iş Onur Umay'ı sorguya çekti. Umay ona her şeyi detaylarıyla anlattı.

"Abim sana bişey sorucam. Umut'la aranızda ciddi bir şeyler var mı?"

Onur bunu sağır sultan duydu artık sen hala uyu.

"Abi biz seviyoruz birbirimizi."

"Hayır onu sormuyorum. Bak biz seni sözlediğimiz gece Oğuz denen lavuğun evinden aldık sen onu da seviyordun. Yani ilişkiniz ciddi mi diyorum. Yarın bigün olmadık sebepten ayrılırsınız falan. Ban sevdiğim arkadaşlarımdan birini dövdürme. Suç sende de olsa onu döverim abim."

Umay gülümsedi. "Ben sana başka bir konuda danışmak istiyorum. Günsur Holding'le alakalı."

Umay planını ayrıntılı olarak anlattı ve Onur'dan cevap bekliyordu.

"Abicim Bilal Günsur bunu hayatta kabul etmez. Benden söylemesi. Ters konuşur senle. Sonra onun da gırtlağını sıkarım."

"Ben o ihtiyarın patronuyum farkında mısın? Mecbur kabul etmeye. Ben sadece gücümün yetmediği yerde Bizim şirketin kaynaklarını kullanmak için izin istiyorum. Tabi karşılığını vererek."

"Valla bizim işimize gelir. Sıcak paraya hayır demem. Son bir aydır denk bütçe kullanıyoruz. Yeni iş alamaz olduk. Bir de bunun için Oğuz'la görüşmen gerekecek. Umut ne diyor buna?"

"Profesyonel iş hayatında bu gibi kıskançlıklara yer yok. Katlanmak zorunda. Zaten Günsur Holding'in iletişim faaliyetlerini yürütecek adama ihtiyacım var. Ona uygun bi pozisyon düşünüyorum."

"Bu iyi bir fikir. Hem bi işle meşgul olur. Bütün gün seninle alakalı kafayı yiyip duruyordur. Takıntılı piç."

"Abi öyle denir mi ne ayıp." Umay gülümsedi.

"Onu bunu bırak şimdi. Madem ilişkiniz var ki eşi yeni vefat etmiş biri olduğun için inan ki bunu tasvip etmiyorum ama Umut'un başka yerde yaşaması lazım. Uygun kaçmaz bu şekilde. Hatta bizim de artık evimize gitmemiz lazım. Ortalık durulmuşken hazır. Elif seninle kalır yine eskisi gibi. Biraz da bizde tabi."

"Yani nasıl uygun görürsen. En iyisi bu olur sanırım" Neden herkes onun Umut'la olan ilişkisine takılıp kalmıştı. Bu durum sinirlerini bozuyordu.

"Vay be. Resmen iş konuştuk az önce. Küçük kardeşime bak sen benim" Eliyle Umay'ın saçlarını karıştırdı."

"Abi yapmaaa."

"Ben uyumaya gidiyorum. Umut'la yan yana görmeyeyim sizi gebertirim bak."

Umay kalkıp Umut'un odasına girdi. "Uyumadığını biliyorum numara yapma. Benimle konuşmak istemiyorsan daha iyi numara yapmalısın."

Umut'un yanına uzandı. Ama Umut hala sessizdi. Umay şansını bir daha denedi. "Bu günü konuşmak ister misin?"

Umut biraz kıpırdadı."Konuşacak bir şey yok. Sadece bana sarılmanı isterdim şu an o kadar Çünkü seni özledim."

Umay yavaşca Umut'a sokularak yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Umut'un çenesini tuttu. Tam onu öpecekken bu gün Mete'yle bu şekilde oldukları an gözünde belirdi. Sonra onun özür dileyerek Elif konusundaki itirafını hatırladı. Ve yüzünün kızarmasını. O an bi anlam verememişti bunlara.

Birden yatakta doğruldu. Şaşkınlığı bi süre üzerinden atamadı. Yok artık dedi içinden. Kafan fazla dolu kızım düşündüğün şeye bak gibi kelimeleri de ardından ekledi. "Bi sorun mu var Umay?" Umut'ta doğruldu.

Umay ona sarıldı." Ben de seni özledim. Ama abim dedi ki Umut'un ayrı eve çıkması lazım. Madem ilişkiniz var aynı çatı altında olmaz. Zaten ben de karımı alıp gidicem. Her şey eskisi gibi olacak."

Umut sevgilisinin kollarından sıyrıldı."Ona söyledin mi ilişkimizi? Ve normal karşıladı öyle mi? Onur yaşlanıyor galiba."

"Onunla aynı yaşta olduğunu sanıyordum. Yoksa yaşlı bir sevgiliye mi sahibim"

"Sululuk yapmayı gösteririm şimdi ben sana." Umay'ı yatağa yatırdı ve üzerine çıktı. Onu öpmeye başladı.

Umay durdu. "Abim ikimizi yan yana görürse bizi öldüreceğini de söyledi."

"Hay senin abinin şarap çanağına ben şimdi." Sırt üstü yattı Umut.

Umay gülümsedi. Yarın Günsur Holding'te olman gerek. Seninle bir iş görüşmemiz olacak."

"Ne iş görüşmesi. Hem daha dün hisseleri aldın ne ara patron oldun sen bakalım?"

Halkla İlişkiler Birimini elden geçirmeliyiz. Birim müdürü olarak bizimle çalışır mısın? İletişim faaliyetlerini yürütecek birine ihtiyacımız olacağından eminim. Hem diğer birimler için de biraz tanıdık bir çalışanımız olsa fena olmaz diyorum. Tanığın varsa onlarla görüşür müsün?"

"Vay canına. Biraz hızlı gitmiyor musun?"

"Dün nası iddalı konuştum görmedin mi? Söylediklerim lafta kalırsa beni ciddiye almazlar."

"Bana kızma ama kim olsa seni ciddiye almaz aşkım. Henüz yirmi yaşındasın ve yaşından daha küçük duruyorsun. Minyonsun demiyorum boyun uzun sayılır ama, suratın bebek gibi."

"Yaşımdan daha olgunum. Önemli olan bu. Yardım etmeyeceksen kendim çözerim bunu."

"Ben öyle bişey mi dedim. Neden alınganlık yapıyorsun. Tamam hallederiz yarın sıkma canımızı şimdi."

"Ben mi sıkıyorum canımızı. Bana güvenmeyen sensin. Altından kalkamayacağımı düşünüyorsun."

Umut iç çekti. "Haydaa bunu nerden çıkardın şimdi?"

"Bana güvensen destek olurdun. Her fırsatta beni sorgulayan birine işimi ya da hayatımı emanet edemem."

"Hayatım seni sorgulamıyorum. Sadece fazla göz önünde olman senin için iyi olur mu bilemiyorum. Bu gün olanlara bir bak. Gazeteciler basıyordu az kalsın bizi."

"Zaten sordular. Sevgilinizle kocanızın mezarına mı geldiniz diye."

"Sen ciddi misin Umay?"

Umay kafasını salladı.

"Umay sen zeki kızsın. Bir düşün. Benim senin sevgilin olduğumu nerden biliyorlardı. Onları oraya biri göndermiştir muhakkak."

"Bilmiyorum bunu düşünmem gerek. Sude mi yaptırdı sence?"

"O kaltak herşeyi yapar."

"Bunu yarın Oğuz'la konuşmalıyım sanırım. O bana belki fikir verir."

"O adamla gerçekten neden görüşmek zorundasın anlamıyorum. Hoşuna gidiyor değil mi onun sana aşık olduğunu bilmek?" Umut sinirlendiği için ayağa kalkmıştı.

Umay'da bunun üzerine dayanamadı ve ayağa kalktı. "En son da bu konuda kavga ettiğimizde sen geri zekalı yüzünden evlendim ben. Yeter artık bu kıskançlıkların. Beni sürekli bu davranışınla itiyorsun. Sahip çıkıp elimden tutmak yerine Oğuz'dan kıskanıp durdun beni. Sürekli böyle beni kendinden uzaklaştırmaya çalışma artık anladın mı? Saçma sapan ithamlarda bulunup beni Oğuz'a yöneltme."

Umut bi süre bir şey söyleyemedi. "Ne demek Oğuz'a yönelmek. Nasıl bir kelime bu? Yahu sen bu adama aşıktın biz tanıştığımızda. Şimdi de bu adam sana aşık. Nasıl davranmam gerek söyler misin?"

Tartışmaları artık daha hararetli olduğu için evdeki herkes sesleri merak edip odanın kapısına gelmişlerdi. Onur bile sessizce onları dinliyordu.

"Benim seni sevdiğim gerçeği neden bir türlü yetmiyor anlamıyorum. Daha nasıl anlatmam gerek bunu cidden bilmiyorum. Neden bana güvenmiyorsun? Neden ben bu güveni sağlayamadım Umut."

"Ben sana değil belli ki kendime güvenmiyorum. Belki de sen bana aşık olduğunu sanıyorsun. Duygusal boşluktaydın ve ben geldim. Sende o boşluğu benle doldurdun." 

Umay iki adım geri gitti. Dehşete düşmüş bir yüz ifadesiyle Umut'a baktı. "Sen ne dediğinin farkında mısın gerçekten? Ben o adamı unutmak için seninle oldum yani kısacası öyle mi? O adama yumruk atıp burnunu kırdım farkında mısın? Onu sevsem neden böyle yapayım?"

Kapıdan onları sessizce dinlemeye devam eden Onur kızlara döndü. Sesinin kısık çıkmasına dikkat ederek "Oğuz'un burnunu mu kırdı Umay?"

Alev kıkırdadı "Evet hatırlat sonra anlatayım"

"Şimdi de aynısını bana yapmak istemiyor musun sanki? Senin doğanda var bu Umay. Seni kızdırınca birisi onun canını yakmak istiyorsun. Hadi söyle o zaman sevmiyordum onu de."

Elif dışarda kuduruyordu "Bu Umut ne kadar kıskançmış baksana yedi bitirdi kendini, hiç böyle olduğunu bilmezdim."

Alev işaret parmağını dudağına götürerek sus işareti yaptı ve sessizce konuştu. "Daha önce Umut'un aşık olduğunu hiç görmedik ki. İçinde meğer bi canavar varmış."

Onur kızlara işaret etti. "Duyamıyorum bi susar mısınız!"

Umay sustu. Çünkü o zamanlar Oğuz'u seviyordu. Buna verecek bi cevabı yoktu. Sakince yatağın kenarına oturdu. "Eğer seni bu kadar rahatsız ediyorsa bu mesele bir daha onunla konuşmam."

Umut şaşkın bi ifadeye büründü. "Söyleyemiyorsun değil mi? O zaman onu sevmiyordum diyemiyorsun. Çünkü seviyordun." Ellerini iki yana açtı ve devam etti. "Belki hala bile.."

Umay sözüne devam etmesine izin vermedi. "Hala bile ne? Hala bile onu mu seviyorum?"

"Artık hislerin karşılıklı ne de olsa. Bundan emin olmak için bekliyorsun belkide nerden bilicez?"

Umay ayağa kalktı ve Umut'a sert bi tokat attı. 

Bugün tokat kotanı doldurdun Umay.

Elif eliyle ağzını kapadı. "Ayyy sesi buraya geldi tokadın."

Gözleri doldu. "Seni tanıyorum sandım. Sana güvendim ben kalbimi açtım. Seni sevdim. Yazıklar olsun sana." 

Hızlıca kapıya yöneldi ve açtı. Kapıdaki 3 kişiyi tabi ki gafil avlamış oldu. Onlarla göz göze geldi ama bir şey söyleyecek hali yoktu. Koşarak alt kata indi. Arabanın anahtarlarını aldı ve garajdan hızlıca çıkıp ana yola çıktı. 

Bunu gören Onur ve kızlar hemen onu takip edip  yanlış bir şey yapmasını engellemek istediler. Umut hızlıca eşyalarını toplamaya başladı. 

Alev gerginliği dağıtmak için konuşmak istiyordu ama doğru kelimeleri bulamadı. "Ya Umay baya alışkanlık haline getirdi bunu dimi?"

Onur ve Elif ters ters ona baktı. 

"Neyse ki bu sefer gözden kaçırmadık ve hatta önünü kesebiliriz" dedi Onur.

Hızlı bir manevrayla Umay'ın önünü kesip aracını durdurdular. Arabadan indiler ve onun yanına gittiler. Elif kapısını açtı.

"Yolculuk nereye bacım?"

Umay koltuktan kalkarak Onur'a sarıldı ve ağlamaya başladı. "Özür dilerim Abi"

"Hadi evimize  dönelim. Ağlama artık göz bebeğim." Umay'ın aracını da alarak eve döndüler. 

Kapıda elinde valizi olan Umut'la karşılaştılar. Umay şişmiş gözlerle ona baktı. "Gidiyor musun?"

Umut bu soruyu duymazlıktan geldi. Hiç bir şey söylemeden yürümeye devam etti. Alev Umay'ın koluna girdi. "Hayatı boyunca yaptığı en iyi şeyin kaçmak olduğu bi adam için şaşılmayacak bir davranış. Kafana takma tatlım. İçeri girelim."

Umay Alev'in kolundan sıyrılarak Umut'un yanına koştu. "Bana söz vermiştin. Bir daha beni bu duruma sokmayacaktın. Belki de benim sana güvenmemem gerekir."

Umut hala susuyordu. Ağzını açmak istedi ama yapamadı. Haklıydı Umay. Alev'de haklıydı. Bugüne kadar yaptığı en iyi şey kaçmak olmuştu.

Onur dayanamadı en sonunda. "Umay hemen eve. Herkes içeri geçsin ben şimdi geliyorum. Lafımı ikiletip beni sinirlendirmeyin hadii!"

Sonra Umut'un yanına gitti. "Bak kardeşim. Sana hala kardeşim diyorum farkındaysan. Sevgiye aşka saygımız var diye ikinize ses etmedim eyvallah dedim. İstedim ki birbirini seven iki insana engel olmayayım birlikte olsunlar. Ama sen benim kardeşimi hayattaki tek akrabamı üzersen, ben buna sessiz kalmam. Madem siktir olup gideceksin ne diye bu kızın peşimde koştun. Senin yüzünden bizi karşısına aldı bu kız. Aile itibarımızı hiçe sayıp zamanında seninle gidecek oldu zor durdurduk. Çocuk oyunu mu lan bu. Sen dalga mı geçiyorsun benim en değerlimle." 

Umut hala konuşmuyor dalgın dalgın önüne bakıyordu.

Onur tekrar söze başladı."Kafanı topla iyice düşün. O da düşünsün. Eğer geri gelecek olursan adam gibi gel. Üzmeden yormadan yıpratmadan. Geldiğinde de bir daha böyle bir şey olursa bunca yıllık dostluğumuzu hukukumuzu bir kenara koyar kendi ellerimle öldürürüm seni. Ha gelmeyeceksen de geri dönmemek üzere git burdan bir daha da karşısına çıkma bu kızın anladın mı? Çok çekti lan bu kız. Anladın mı. Amına kodumun çilesi bitmedi bu kızın.  Doğduğunda derdi belası peşinde geldi. Şu yaşına kadar bir kere gülmedi yüzü. Ben daha fazla müsaade etmem buna anladın mı?" Umut'a omuz atarak yanından geçip gitti.

Umut kapıdan çıkıp giderken Umay balkondan onları izliyordu. Bi sigara yaktı ve sevgilisinin kapıdan çıkışını izledi. Elinde polar şalla Elif geldi yanına. Omuzlarına bıraktı üşümemesi için.

İkisi de sessizce oturdular. Elif dayanamadı söze girdi. "O böyle biri. İlişkinize karışmak istemediğimizden sustuk hep ama kadınlara karşı her zaman sertti. Bu sefer farklı olduğunu sandık. Mutlu olun istedik.." 

Umay kafasını ona çevirdi."Biz henüz ayrılmadık. Bu konuşma için henüz erken değil mi?"

Elif gülümsedi. Onun mutlu olmasını çok istiyordu. Sarp ölmeseydi ne olurdu diye düşündü bi an. Umay mutlu olurdu onunla belki. Aslında Sarp onu mutlu etmek için elinde geleni de yapardı. 

Kafasını Umay'ın omzuna yasladı. "Ben Mete'den çok hoşlanıyorum."

Umay hafifçe kıkırdadı. "Biliyorum seni salak. Çok yakışıyorsunuz zaten. Bu gün gördüğüm kavga birbirinden hoşlanan iki insanın kavgasından başka bir şey değildi." 

Elif'te güldü. "Oğuz ve senin herkesin içinde çekişmelerinizi hatırlıyorum da."

Umay bir nefes daha çekti."Ne çok eziyet etmişti bana değil mi?"

"Gerçekten çok ağlattı seni şerefsiz herif" 

Umay bu lafın üzerine kahkaha attı. "Sanki yıllar geçmiş gibi geldi. Sarp hep onun benden hoşlandığını söyleyip dururdu."

"Haksız da sayılmaz hani. Baksana Umut'la ikisi seni kurşunların içinden çıkardılar. Sevmese neden buna kalkışsın. Kendi de açık açık söyledi herkesin içinde."

"Neden o zaman başka kadınla oldu ki? Bunca şeyi yaşamamıza ne gerek vardı diye düşünüyorum bazen. Yani o an beni sevseydi belki biz.. Her neyse bunları düşünmek çok manasız."

Elif derin bi iç çekti."Onu seviyor musun hala gerçekten. Umut haklı mı?"

Umay kaşlarını çattı. "Başlama sende lütfen."

"Ne var kuzum bunda. Başkasına aşık olmuş olabilirsin. Ama o hala bitmemiş olabilir. Herkesin başına gelir bunlar. çok normal."

"Pekiii, Mete'den hoşlanıyorsun ama Sarp'ı sevmediğini söyleyebilir misin?"

"Elif kafasını kaldırdı bu soru üzerine."O senin kocandı  farkında mısın? Bu soru biraz garip kaçmadı mı? Hem ikisi aynı şey değil. Benim ikisiyle de aramda bişey geçmedi. Ama senin ikisiyle de bişeyler oldu bilmem anlatabildin mi?"

Alev kapıdan kafasını uzattı."Hainleer alçaklaar. Bensiz kriz masasını kurdunuz demek. Bana da yer açın."Aralarına sığışmaya çalıştı.

Umay dayanamadı. "Sen kilo mu aldın ya bu ara?"

Alev bunun üzerine kızgın bir ses tonuyla "Bana bak bu ikinci söyleyişin ağzına sıçarım senin ha."

Elif gülmeye başladı. "Sanırım haklı. Baksana tahta kurusu gibi kızdın. Baya etlendin maşallah."

"Ay kocam etli butlu seviyor."

"Ay iyi ki bir kocası var dilinden düşürmedi gitti ya." Umay gözlerini devirdi.

Alev güldü."Kıskanmayın sürtükler. Siz teksiniz ben çift. Aman ya da kıskanın çatlayın bana ne"

"Eli bir şey sorucam. Nolmuş buna ya bu bi havalar bişeyler. Koca delisi olmuş bakar mısın?"

Elif tek kaşını kaldırdı "Evet farkındayım. Ağzından düşürmüyor kocam da kocam."

Alev ayağa kalktı. "Ay size şu an laf yetiştiremem. Ben buraya bir şey söyleme geldim. Sanırım hamileyim."

Kızlar hemen ayağa kalktı. "Bu harika bir haber Alev çok sevindik." Umay hemen kollarını açtı ve ikisine sarıldı.

"Ama bir sorun var kızlar. Onur'a söylemedim. Hazır olduğumuzu sanmıyorum. Bu haberi nasıl karşılayacağını da."

"Saçmalama onu yıllardır tanıyoruz. Çok mutlu olacağından eminim. " Elif güven veren sesiyle Alev'in elini tuttu. 

"Yarın test için doktora gitmem gerek. Benimle gelirsiniz değil mi?"

"Tabi ki geliriz. Seni yalnız bırakacak değiliz. Ama ajandama bunu yazmam gerek. Malum ben yoğun bir iş kadınıyım." Umay telefonunu çıkarıp not kısmını göstererek güldü. 

Gülüştüler ve uyumak için yataklarına döndüler. Kısmen hepsi için yorucu ve zor bir gün olmuştu.























































































Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 29.6K 34
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.3K 194 10
En güzel dini hikayeler
8.6K 816 20
Bir mezarlık varmış. İçinde sadece ölü bedenlerin isyankâr ruhları kalmış. Çatlamış toprağın üstündeki yabani otlar sallanmış, sallanmış. Mezar taş...
72.7K 3.5K 27
İlk Hikâye: Tehlikeli İkinci Hikâye: Düşman Yan Hikâye: Şeytanın Bahçesi . × . Cadılar tarafından lanetlenmeleri sonucu oluşan bir ırk; Ölümsüzler. ...