AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAML...

By melisdg

63.5K 2.5K 187

Mutlu olmak için bir erkek arkadaşa ihtiyacım yoktu. Bunu bilerek büyümüş ve ona göre hayatımı şekillendirmiş... More

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
FİNAL

27

725 31 1
By melisdg

Multi: İdil ve İmge 

Filmin sonuna geldiğimde, "Yine mi?" diye sızlandım.

İkinci film de bittiğinde ruh halimde zerre bir değişim yoktu. Bilgisayarı geriye doğru itekledim ve yorganı kafama kadar çekip yüzümü yastığa bastırdım. Sessiz sayılabilecek bir çığlık attığımda ne yapacağımı düşünüyordum.

Hazar ile tanıştığımdan beri kendimi tanıyamıyordum. O dalga geçtiğim aşk romanlarının kült saf kadınlarından biri olup çıkmıştım. Mantıklı tarafımı toprağa vermiş gibi sürekli depresifliğe sürükleniyordum. Bu durum beni tüketiyordu. Benliğimi unutmama neden oluyordu.

"İdil!" Hazan'ın heyecanlı sesi holü kapladığında yorganı aşağıya çekmedim. Belki odama gelir ve beni yorganın altında debelenir halde bulursa üzülür ve giderdi. Çünkü şuan hiç Hazan ile uğraşacak havamda değildim.

"İdil!" ses bu sefer daha yakından yükseldi. İşte geliyordu...

Cevap vermeden öylece bekledim. Ölü taklidi yapmak işe yarar mıydı? Emin değildim. Ta ki yorganla kapanan vücudum ışıkla buluşana kadar. Hazan yorganı sertçe çektiğinde gözlerimi zorlukla araladım. Az önceki filminde eseri olan kızarmış gözlerimle Hazan'ı izledim.

Saçlarını tepeden sıkı bir topuzla toplamıştı. Yüzünde gerçekten de sıkıntılı sayılabilecek bir ifade vardı. Benim de vardı ama ben bunu onunla konuşmuyordum. Pekâlâ, konuşamıyordum ama bu o kadar da mühim bir nokta sayılmazdı.

"Sana ne oldu?" dedi Hazan dudaklarını büzerken. İnce kaşları çatılmış bir halde yanı başıma oturdu. "İyi misin?"

Kafamı sallamakla yetindim.

"İdil Hanım canınızı sıkan her neyse bana anlatabilirsiniz biliyorsunuz değil mi?"

Anlatamam Hazan. İkizin hakkında ne kadar hassas olduğunu biliyorken düştüğüm bu durumu sana anlatamam.

"Biliyorum." Dedim çatallaşmış sesimle. Yataktan ağır ağır toparlanıp sırtımı başlığa yasladım. Hazan kendi derdini unutmuş gibi pür dikkat bana bakıyordu.

"Bora değil mi canını sıkan?" Hazan sanki cevabı başından beri biliyormuş gibi konuştuğunda burnumu sertçe çektim. Bora'yı nasıl biliyordu ki? Ona hiçbir şey anlatmamıştım.

"Sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordum dayanamadan. Hazan, bana karşılık olarak omuz silkti.

"Sandığından daha dikkatliyim İdil. Sen söyleyene kadar bilmiyormuş gibi yapacaktım ama... Üzgünüm, ağzımı tutamadım."

Zorlukla gülümsedim. "Özür dilerim sakladığım için."

Başını iflah olmaz bir şeymişim gibi salladı. "Gel buraya," dedi ve kollarını iki yana açtı. "Ben buradayım."

"Teşekkür ederim." Dedim kollarının arasına girip ona sarıldığımda. "Sen iyi bir arkadaşsın Hazan. Sakladığım için özür dilerim..."

O, şuan Bora için üzüldüğümü zannediyordu ama ben Hazar için onca gözyaşını akıtıyordum. Özür dilerim arkadaşım, bunu senden sakladığım için.

"Şimdi bana neler olduğunu anlatacak mısın?" dedi Hazan kafasını sola doğru yatırırken. "Senden daha deneyimli olduğum kesin. Yardımcı olabilirim..."

"Anlatılacak bir şey yok." Dedim omuz silkerken. "Yani pek yok."

"Dinleyebilirim."

"Hazan..." elimi omzuna koydum. "Özür dilerim ama gerçekten anlatabileceğim bir şey yok."

"Bora için değil mi bu üzüntün?" dedi şüpheyle. Gözlerim irice açıldı. Ne diyeceğimi kestiremedim. Sessizliğim Hazan'a cevap olmuş gibi başını salladı.

"Konuşmamı ister misin?"

Hızla başımı hayır anlamında salladım. "Senin bildiğini bilmesin."

"Neden?" dedi Hazan yüzünü buruştururken.

"Çünkü ortada bir şey yok ve sen bilirsen herkes bilir. Anlatabiliyor muyum?" yaşadığım korku anlık da olsa düştüğüm aciz durumu unutmama sebep oldu. Hazan birkaç saniye düşünür gibi durdu.

"Sanırım." Dedi parmağıyla çenesine hafifçe vururken.

"Lütfen Hazan." Diye sızlandım. Hazan yüzüme baktı ve pes etmiş gibi gözlerini kapayıp açtı. "Tamam ama bir kez daha seni böyle görürsem o çocuğun kıçını tekmelerim."

"Tamam." Dedim daha fazla konuyu uzatmamak için. Hemen bu konuyu kapatmamız gerekiyordu yoksa ben bir pot kırıp Hazar mevzusuna girebilirdim.

"Şey diyecektim sana," eliyle yüzüne düşen ufak perçemi kulağının arkasına sıkıştırdı. "Hazar malı ne yapmış biliyor musun?"

Hazar ismini duymamla birlikte dudaklarım aralandı. Fazla meraklı görünmeden Hazan'ın yüzüne baktım. Bakışlarımdan devam etmesi gerektiğini birkaç saniye sonra idrak edebildi.

"Begüm salağına doğum günü sürprizi yapmış. Hem de Beşiktaş'ta. Benim çöplüğümde..."

Yanağımın içini ısırıp tepki vermedim. Hazan halim fark etmemiş gibi devam etti. "Özür dilerim sen bu haldeyken bunu anlatıyorum ama çok sinirlendim İdil. Kime anlatacağımı da bilmiyorum. Babama ulaşamadım... Zaten diğer arkadaşlarımı da bunu anlatamıyorum. Malum sebepten."

"Malum sebep?" konuşurken sesim o kadar güçsüzdü ki bana bile yabancı geldi.

"Arkadaşlarım ve Hazar arasına ördüğüm duvarı biliyorsun. Sana bahsetmiştim ya," dedi önemsiz bir şeymiş gibi. "Bir sen varsın anlatabileceğim."

Başımı sallamakla yetindim. Kendi acımın üzerine bir de vicdanım yüklenmişti. Hazan bana güveniyordu. Peki, şuan içinde bulunduğum durumun mimarının Hazar olduğunu bilse ne yapardı?

Düşünmek dahi istemiyordum.

"Benimle bir yere gelir misin?" Hazan'ın gözlerinde içten bir parıltı yer edindi. Az önceki halinden sıyrılmış gibiydi.

"Nereye?"

"Dışarıda ufak bir işim vardı. Senin de gelmeni istiyorum tek gitmek istemiyorum."

İtiraz etmek istesem de o gücü kendimde bulamadım. Çünkü Hazan teklif ettiyse kabul ettirene kadar yakamdan düşmezdi. Bu yüzden de uzatmadan, "Tamam ama beş dakika ver bana. Üzerime düzgün bir şeyler alayım ve yüzümü yıkayayım."

"Anlaştık." Yanağıma ufak bir öpücük kondurup odadan çıktı. Ben de dediklerimi yaptım ve üzerime düzgün bir şeyler alıp yüzümü yıkadım. Dış kapının önüne geldiğimde Hazan aynanın karşısında saçlarını düzeltiyordu. Benim aksime güzel giyinmişti. Zaten boyu sebebiyle sıradan bir kot bile güzel duruyordu üzerinde.

Evden çıkıp arabaya giderken de konuşmadık. Hazan bana kaçamak bakışlar atıp gülüyordu. Ona nereye gideceğimizi bile sormadım çünkü buna gücüm yoktu. Ön koltuğa yerleşip kemerini taktım. Hemen ardından da ayakkabılarımı çıkartıp bacaklarımı kendime doğru çektim. Ufak bir şey olduğum için koltuğa rahatlıkla sığabiliyordum.

Hazan arabayı çalıştırdı ve arka fonda slow olarak ifade edebileceğimiz bir şarkı açtı. Bulutlu gökyüzüne bakarken Hazan'ın varlığını ve nereye gideceğimiz gerçeğini çoktan unutmuştum. Aklımda olan tek şey Hazar'ın masadaki haliydi.

Aşk böyle bir şey miydi?

Saçmalıktı. İzlediğim onca film ve okuduğum kitaplarda böyle işlemiyordu. Kız ve erkek arasında muhakkak bir paylaşım söz konusu olurdu. Bizdeki durumsa tamamen içler acısıydı. Hazar ile çok fazla muhabbetim olmamış, bir şeyler paylaşmamıştık. Öyleyse bu düştüğüm batak da neyin nesiydi? Kendimi anlamıyordum. Hislerime zaten hiç girmiyorum.

Atatürk Havalimanı.

Tabelalar arka arkaya geçerken korkuyla Hazan'a baktım. Burada ne yapıyorduk?

"Burada ne yapıyoruz?" dedim korkuyla karışık saçma bir heyecanla. Depresif halimden sıyrılmış gibiydim.

"Bekle," dedi ve cebindeki telefonu çıkartıp ben göremeden birini aradı. "Biz iç hatların oradayız."

"Misafirimiz mi var?" dedim merakıma engel olamadan. Hazan hafifçe tebessüm etti.

"Bir süredir moralinin bozuk olduğunun farkındayım. Tabii bana anlatamayacak kadar ketum olduğunun da öyle. Ben de düşündüm ki..."

"Ne düşündün?" vücudumu ona çevirmiş ve ne yaptığını kavramaya çalışıyordum.

"Yardım almam gerektiğini."

"Ne?" dememle birlikte çenesiyle ileriyi işaret etti. İkiletmeden gösterdiği yere baktığımda; sırt çantasıyla ağır ağır bize gelen kişiyi gördüm.

İmge'yi gördüm.

Sahip olabileceğim en güzel şeyi; ablamı gördüm.

Continue Reading

You'll Also Like

314K 11.6K 46
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
85.1K 3K 34
Zıt hayatlara sahip iki insanın aynı aşka düşmesinin hikayesi.. Varlıklı bir ailenin tek oğlu olan Vidal'ın hayatı yanlarında çalışan Nola'yı tanıyan...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

773K 37.8K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
16.9K 1.6K 16
..ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ.. (...sonra da ona döndürüleceksiniz...) "benim hikayem bir adamla başladı" Meryem... Geçmişini unutan kanadı kırık bir...