37

688 28 1
                                    

Multi: İdil Öncü

Yaklaşan vizeleri ve Hazar ile yaşadığım hadiseyi unutmak için mutfağa girdim çünkü diğer türlü kafayı yemem an meselesiydi. Pandispanyayı kalıptan çıkartıp ikiye ayırırken hayvan figürlü polar pijamasıyla Hazan kapıda belirdi.

"Her şey yolunda mı?" dedi yarı uykulu bir sesle. Ona göz ucuyla bakıp gülümsedim.

"Elbette."

Değil, ikizine ondan hoşlandığımı daha birkaç saat önce söyledim.

"Ama bana kuşlarım öyle söylemedi."

Ellerimin arasındaki krema paketi tezgâha düştü. Korkuyla Hazan'a bakarken burukça gülümsedi.

"Bora beni aradı. İyi olup olmadığını kontrol etmemi istedi."

Derin bir nefes verdim. Bir an Hazar'ın onu arama ihtimalinden korktum. Biliyordum, Hazan bu durumu öğrenirse aramızdaki ilişki zarar görecekti.

"Her şeyin yolunda olduğundan emin misin?"

Krema paketini geri aldım. "İyiyim." Dedim düz bir şekilde.

"Şey, biliyorum bu konuyu şuanda konuşmak istemiyorsun ama Bora ile aranızdaki şeyin ne olduğunu öğrenmek hakkım diye düşünüyorum." Dedi Hazan tatlı olmasını umduğu bir ifadeyle. Ona kaçamak bir bakış attım. Ne diyeceğimi artık bilmiyordum. Neden herkes Bora ile aramda bir şey varmış gibi davranıyordu ki?

"Düşündüğün gibi bir şey yok." Diyebildim sadece. Hazan ağır ağır başını salladı.

"Ama Bora cephesinde işler öyle yürümüyor gibi."

"Nasıl yürüyor?" dedim ilgisiz çıkmasına uğraştığım bir sesle. Hazan ağır adımlarla karşımdaki sandalyeye oturdu ve ellerini çenesinin altında birleştirdi.

"Senden hoşlandığının farkındasın değil mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırırken, "Galiba." Dedim.

"Güzel çünkü bunu fark etmedim deseydin bana yalan söylediğini düşünüp aramızdaki ilişkiyi tekrardan gözden geçirecektim." Gülüyordu ama benim göğsümün ortasına bir şey oturmuştu bile. Ona aslında başından beri yalan söylüyordum.

"Doruk ile nasılsınız?" dedim aklımdaki planı devreye sokarken. Diğer ihtimalleri eleyip benim düşündüğüm yola çıkması için de dualar ettim.

"İyiyiz yani sanırım. Hazar onu birkaç gündür görmezden geliyormuş ama aşacağına eminim. Eh, işler benim açımdan pek de farklı değil. Aramalarıma falan dönmüyor."

Daha birkaç saat önce o adamlaydım Hazan, demek istedim.

"Ama toparlanacak gibi."

"Sevindim." Dedim kremayı sütle ıslattığım pandispanyanın arasına sıkarken. "Hazar ile aranızın bozulmasını istemem."

"Ben de öyle." Dedi Hazan az önce beni soran halinden sıyrılırken. "Ama fazla tepki veriyor gibi hissediyorum."

Planım tam da istediğim gibi gidiyordu. Derin bir nefes aldım ve krema torbasını kenara bırakıp Hazan'a baktım. "Hatırlıyor musun bana bu eve ilk çıktığımız zamanlar bir cümle kurmuştun."

"Ne?"

"Arkadaşım ve ikizimin birlikte olduğunu düşünmek. Iy! Düşünmesi bile rahatsız ediyor, diye."

Hazan dudaklarını sertçe birbirine bastırıp kahverengi gözlerini kaçırdı. O gün olan konuşmamızı hatırlamanın verdiği hissiyatla da yutkundu.

"Aynı durum değil mi Hazan?"

"Şey." Ellerini birbirine geçirip duraksadı. "Tam olarak sayılmaz bence."

"Hayır, bence tam olarak öyle."

"İdil... Sen benim arkadaşımsın o yüzden Hazar'ın yanında durmaktan vazgeç."

Güldüm. "Deneyeceğim."

"Hazar'dan etkilenmeyip arkadaş olmaya çalışan sayılı kız arkadaşlarımdansın. Teşekkür ederim..."

Tebessümüm gittikçe silikleşti. "Sana bir soru sorsam? Tepkini gerçekten merak ediyorum da."

"Tabii." Dedi ilgili çıkması için uğraştığı belli olan bir sesle.

"Hazar'dan hoşlandığımı söylesem ne yapardın?"

Sorum mutfağın ortasına kurulu bir bomba bırakmışım etkisi yarattı. Hazan gerçekten de düşünceli bir halde yüzüme bakıp durdu. Birkaç saniye hatta birkaç dakika. Sessiz artık kulaklarımı tırmalarken hafifçe boğazını temizledi.

"Kırılırdım." Diye bir itirafta bulundu. "Ama daha çok senin adına üzülürdüm."

"Neden?" kaşlarım hafiften çatıldı. Hazan omuz silkti.

"Çünkü..." tekrar boğazını temizledi. "Hazar mükemmel bir sevgili ama... Begüm'e ait. Yani kaybettiğin bir savaşa girmenin verdiği hezimeti ben de hissederdim. Çünkü sen de benim kardeşim sayılırsın İdil. "

Begüm.

İfademi korumaya çalıştım. "Begüm'e gerçekten aşık mı sence?"

Hazan yüzünü ovuşturdu. "Buna hayır demeyi o kadar çok isterdim ki..."

Başımı ağır ağır salladım. Konuşacak gibi hissetmiyordum kendimi. Okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde böyle olmuyordu. Böyle büyük bir engel olmuyordu. Sevgilisi olsa bile ona deli divane aşık olmuyorlardı.

"Bana söylemek istediğin bir şey var mı İdil?" dedi Hazan şüpheyle. Ona korkakça bir bakış attıktan hemen sonra başımı iki yana salladım.

"Hayır."

"Emin misin?" yüzündeki ifade korkumu körükledi.

"Eminim Hazan. Söyleyecek başka bir şeyim yok."

İkizini sevmek dışında.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now