76

591 22 0
                                    

"Ne!" diye carladı İmge odanın içerisinde. "Benden ne istediğinin farkında mısın?"

"Evet." Dedim sakin kalmaya çalışarak. "Başka çarem yok anlamıyor musun?"

Başını hızlıca iki yana salladı. "Sen delirmişsin."

"Hayır ama gitmem lazım."

"O adam sana bir aydır yazmıyor!" dedi hızlıca.

"Telefonu bozuk."

"Hazan'a yazabilen adam isteseydi sana da yazardı."

Gözlerimi devirdim. "Bak şuan bunu düşünmek istemiyorum. Tek bildiğim onu karşılamam gerektiği."

"İdil..." dedi İmge sıkıntıyla. "Benden bunu isteme."

"Lütfen." Dedim ellerimi birbirine bastırarak. "Sana yalvarıyorum."

"Bana yalvarma." Dedi İmge gözlerini kaçırırken. "Ben senin iyiliğin için uğraşıyorum."

"En sevdiğin ayakkabılarımı sana veririm."

İmge'nin gözleri parıldadı. Bir an evet diyeceğini sandım ama başını iki yana salladı. Sıkıntıyla omuzlarımı düşürdüm.

"Tamam..." dedim bıkmış gibi. "O beyaz altın saat de senin olsun."

"Ne!" diye tekrardan cırladı İmge. "Sen şaka mı yapıyorsun?"

"Ciddiyim. Eğer babamı ikna edersen..."

"Tamam." Dedi İmge hızlıca. "Babamı ikna edeceğim."

"Vay anasını satayım." Dedim hayretle. "Bir saate kardeşini sattı. Ablaya bak. Bir de iyiliğimi düşünüyormuş."

"Düşünüyorum tabii ama..." dedi gülerek. "O saat ne kadar güzel senin haberin var mı?"

Güldüm ama bu gülüş keyiften çok heyecan barındırıyordu. Ellerimi birbirine kenetlerken istemsizce sırıttım. Koca bir ay üzerime yapışmış ölü topraktan hemen nasıl da kurtulabilmiştim.

Ufak bir umut bile beni böyle yapıyorsa gerçeği kim bilir bana ne yapardı?

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now