70

568 22 2
                                    


-3 MAYIS-

HAZAR

"Bir bira daha söylüyorum?" diye bir öneride bulundu Sedat Ağabey. Başımı ağır ağır salladım ve önümdeki cips tabağını karıştırdım. Rotterdam'daydım ve yapacak hiçbir şeyim yoktu. Kafam her geçen ay biraz daha bulanıyordu. Artık öyle bir noktadaydım ki; ne vaktim geçiyordu ne de üzerime yapışmış bu leş histen kurtulabiliyordum.

"Ne yaptın bakalım kız işlerini?"

"Aynı ağabey." Dedim boş bira bardağımla oynarken. "Hiçbir şeyi yoluna koyamadım."

"Begüm ile konuşuyor musunuz?"

"Gibi gibi." Dedim sıkıntıyla.

"Aranız nasıl peki?"

"Onu da bilmiyorum ağabey."

"Sen ne biliyorsun staj?" dedi takılarak. "Allah aşkına mevzu diğer şeyler olduğunda çenen düşüyor."

İstemsizce kıkırdadım. Bira dolu bardaklarımız masaya geldiğindeyse keyifle gülümseyip Sedat Ağabey'e döndüm. "Bu biranın beni gevşeteceğini biliyorum ama ağabey."

"Ulan be." Dedi kahkahasının arasında. "Dua et bugün iyi günümdeyim yoksa iyi bir küfür ederdim."

Bir an aklıma bir gerçek düşüverdi. "Bugün ayın kaçı ağabey?" dedim dikkatle. Mayıs ayındaydık ve düşündüğüm şeyin olmasını istemedim.

"Üçü."

"Ne?" dedim anlık bir dehşetle. "Mayısın üçü mü?"

"Evet?" dedi sanki çok abes bir şey söylemişim gibi. "Ne oldu?"

"Ağabey..." dedim irileşen gözlerimle. "Bana acil internet ve ödemeye açık bir kart lazım."

"Neler oluyor oğlum?"

"Var mı yok mu Sedat Ağabey?" dedim telaşla. Sedat Ağabey tedirgin bir biçimde yüzüme baksa da başını ağır ağır salladı ve telefonuyla birlikte kredi kartını uzattı.

"Al bakalım."

"Allah razı olsun." Deyip telefonu kaptığımda nefesimi tutmuştum. Kıl payı kurtarmıştım. Aksi takdir de kaçıracaktım.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin