66

589 25 3
                                    

Multi: Hazar Acar

"Sevdiklerim ellerimden birer birer kayıyor." Dedi Hazan hüzünlü bir şekilde. Kastettiği şeyin farkındaydım. Sitenin kapısının önünde ben valizlerle Hazar'ı beklerken o da bizi yolculamayı bekliyordu.

"Abartıyorsun Hazan. Ben iki hafta sonra yine buradayım." Dememle gözlerini devirdi.

"Hazar?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu cevabı ben bile vermek istemiyordum. Soğuktan uyuşan ellerimi ceplerime sokarken Hazan oflayarak önüne döndü ve sokağın ucunda görünen taksiyi görmesiyle seslice inledi.

"Gitme vakti."

"İki hafta sonra görüşürüz." Dedim daha taksi yanımıza ulaşamadan. Hazan beni sıkıca kucakladı ve derin bir iç çekti.

"Neden biletimi ben de bugüne almadım ki?" dedi homurdanarak. "Neyse babamın yanına gideceğim ben de."

"Çok selam söyle." Dedim içtenlikle.

"Sen de öyle." Dedi Hazan gülümseyerek. Taksi sitenin önünde durdu ve Hazar uzun boyuyla taksiden indi. Üzerinde koyu renk bir kazak altında da siyah kotu vardı. Siyah kaşe paltosuyla hoş görünüyordu. Dağınık saçları sanki bugüne ayak uydururmuş gibi daha da dağınıktı.

"Merhaba hanımlar." Dedi Hazar gülümseyerek. Her geçen gün daha da toparlanmıştı. En azından Begüm olayını bir nebze olsun ardında bırakabilmiş gibiydi. Bu benim için de, onun için de iyi bir şeydi.

"Gel buraya mal." Dedi Hazan, Hazar'ı kucaklarken. "Neden sizi götürmeme izin vermediniz bilmiyorum ama-"

"Vedalaşmaları sevmediğimi biliyorsun Hazan." Diye kestirip attı Hazar onu kucaklarken. "Hem sana gittiğim her yerden bir şeyler alacağım."

Hazan burnunu çekti. "Eğer almazsan-"

"Söz veriyorum." Dedi Hazar'ın sesi kısılırken. "Kendine çok dikkat et tamam mı?"

"Tamam..."

"Allah selamet versin kaptan." Dedi Hazan titrek sesiyle. Hazan ve Hazar ayrıldığında ikisinin de gözlerinin dolduğunu gördüm. İçim burkuldu. Ben de ağlamak istiyordum ama...

"Avustralya'da biraz vaktin olursa git ve arkadaşlarınla haberleş tamam mı?"

"Ne?" dedi Hazar afallayarak. "Ne arkadaşı?"

"Kangurular..."

"Aptal." Dedi Hazar dolu gözleriyle gülerek. "Seni ciddiye alanda kabahat."

Hazan ve Hazar son bir kez daha sarıldılar. Ben arkada etkisiz eleman gibi onları izlerken sonunda Hazar'ın bakışları beni buldu. "Hadi gel valizini bagaja koyalım."

Valizimi bagaja koyarken ben de Hazan'a sarıldım. Hazan kulağıma doğru, "Hazar'ı öpmek için belki de son şansın." Diye fısıldadığında neredeyse boğulma krizine giriyordum.

"Görüşürüz kanki." Dedi geri çekilirken. Ona sert bir şekilde bakarken Hazar arka koltuğa yerleşti. Ben de el sallayıp Hazar'ın yanına oturduğumda Hazan kapıyı üstümüze kapattı ve taksi harekete geçti.

"Heyecanlı mısın?" diye saçma bir soru yöneltti Hazar. Ona inanamayan gözlerle baktım.

"Ben mi heyecanlı mıyım?"

"Evet?"

"Saçmalama!" dedim titrek sesimle. "Ne alakası var?"

"Beni uğurlayacaksın ya..." demesiyle dudaklarımı birbirine bastırıp önüme döndüm.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin