47

636 27 4
                                    

Multi: İdil ve İlker

Ailemle akşam yemeği yemeyi özlemiştim.

Babamın spesiyali olan soslu bifteği bıçağımla parçalamaya çalışırken İlker homurdanıyordu. Tahminen sağ eliyle bıçak tutarken sol eli çatalı zapt etmekte zorlanıyordu.

"Baba bunu böyle yemek zorunda mıyım?" dedi bıkkın bir şekilde. Çatalını masaya bıraktığında dudaklarını büzmüştü. "İki elimi aynı anda kullanamıyorum."

"İlker, on iki yaşına geldin ve hala yeme adabına uygun hareket etmiyorsun."

"İtiraz ediyorum," diye araya girdi İmge, çatalını havada sallarken. "Müvekkilim henüz on iki yaşında. Yani hâlâ..."

"Reddedildi." Dedi babam keyiflenmiş bir sesle. Tıpkı İmge gibi o da çatalını havaya kaldırdı ve İlker'e doğrulttu.

"Çatal ve bıçakla yenecek."

"Baba-"

"İtiraz yok." Diyerek noktayı koydu babam. İlker kelimeleri yuttu ve yemeğine devam etti. İmge ile bense birbirimize bakarak gülmekle yetindik.

"Abla bir şey soracağım" dedi İlker sessizliği bozarak. Ona döndüğümde çatal ve bıçağını tabağa gelişi güzel yerleştirdi.

"Ne?" dedim merakla.

"Hazar kim?"

İlker'in sorusu yemek masasının ortasına bomba gibi düşerken bakışlarım korkuyla İmge'ye kaydı. Onunda benden aşağı kalır yanı yoktu. İkimizde afallayıp kalmış ve ne yapacağımızı şaşırmış gibi önümüzdeki su dolu bardağa uzanmıştık.

"Hazar mı?" dedi babam öksürürken. "Ne alaka şimdi?"

"Ablamın defterinde adı geçiyordu."

Dehşetle İlker'e baktım. "Sen benim defterimi mi karıştırdın?"

"Evet?" dedi sanki yanlış bir şey yapmamış gibi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken İmge benim yerime olaya el atmayı tercih etti.

"Sen neden İdil'in eşyalarını karıştırıyorsun?"

"Ben ne yaptım be!" İlker istemsizce sesini yükseltti. "Defteri masasının üzerindeydi."

"Bu sana okuma hakkımı veriyor!" öfkeyle bağırdığımda sesim titriyordu.

"Gençler bir saniye." Babam araya girdiğinde korkum ve gerginliğim tavan yaptı. İmge gözlerini kaçırırcasına babama bakarken ben yutkunma ihtiyacı hissettim. "Hazar şu Hazan'ın ikizi mi?"

Sessizliğim yeterli bir cevaptı. Faka basmıştım ve şu dakikadan sonra debelenip daha fazla boka batmanın bir alemi yoktu.

Babam sıkıntıyla başını iki yana salladı. "Anlamıyorum," soluklandı. "Onu neden defterine yazarsın ki?"

"Çünkü erkek arkadaşı."

"Kes sesini İlker!" diye yükseldi İmge. İlker korkuyla ellerini iki yana kaldırdığında babam kaşlarını çatarak bana döndü.

"Bu doğru mu?"

"Hayır."

"İdil." Dedi sabrı tükeniyormuş gibi. Başımı şiddetle iki yana salladım.

"Yemin ederim sevgilim falan değil."

"İmge bu konu hakkında bir bilgin var mı?" babamın İmge'ye dönmesiyle yüzümü ovuşturdum. Bu konularda nasıl tepki vereceğini bilmiyordum çünkü bu yaşıma kadar erkek sorunu yaşamamıştık.

"Pek değil..." diye yalan söylemeye çalıştı ama başarılı olamadı.

"İmge." Dedi babam ciddi bir sesle. Neden bu kadar büyük bir tepki verdiğini anlamıyordum.

"Baba beni zan altına sokma!" diye hayıflandı İmge. Babamın bakışları ondan ayrılıp bana döndüğünde su içme isteği duydum.

"İdil bana neler olduğunu anlatacaksın. Bunun farkındasın değil mi?"

"Belki?" dedim ortamı yumuşatmaya çalışırcasına ama işe yaramadı.

"Neden böyle sert tepki gösterdin ki baba?" dedi İmge beni rahatlatmak için. İlker pis pis sırıtarak beni düşürdüğü durumu keyifle izliyordu. Ona ters ters baksam da bu keyfini yerine getirmekten öteye geçmedi.

Bu çocuğu bu muhabbetten sonra öldürecektim.

"Çünkü adamın sevgilisi vardı!" diye itirafta bulunduğunda dudağımı sertçe ısırdım. İmge bile onların ayrıldığını bilmiyordu.

"Teknik olarak artık yok." Dedi İmge araya girerek. Dehşetimin yüzüme yansıdığına kalıbımı basabilirdim.

"Ne?" babam afallamış gibi İmge'ye döndü. "Neden bahsediyorsun sen?"

"Ayrılmışlar." Dedi İmge rahat bir şekilde. "Yeni olmalı."

"Bu doğru mu?" babam bana döndüğünde sıkıntıyla onayladım. Yemeğe böyle umutlarla başlamamıştım ki ben. O zaman bu olanlar da neyin nesiydi? Ah İlker! Yine yaktın başımı.

"Aranızda bir şey yok mu?"

"Yok." Dedim tereddüt etmeden. Babamın kaşları çatılmıştı bir kere. Geri adım atacak gibi durmuyordu.

"O zaman..." ufak bir duraksama yaşadı. "Sadece senin duyguların mı var ona karşı?"

Yanağımın içini ısırdım. Bunu dile getirmekten nefret ediyordum. "Evet."

Babam karşılıksız duygularım karşısında yüzüme uzun uzun baktı. Sonra da yemeğin ortasında olmamıza rağmen cebindeki sigara paketinden bir dal çıkartıp ateşledi.

Sessizlik...

Gerçekten de başa çıkamadığım şeylerden biriydi.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin