67

577 26 2
                                    

HELLOO! İlk defa bir açıklama bırakıyorum buraya çünkü gelecek bölüm garip bir şey olacak. Şey, Hazar'ın ağzından bir bölüm geliyor! Seviliyorsunuz! 

"Demek gemiye gitti." Dedi babam şüpheyle. Önümdeki meyve suyu dolu bardağı çevirmekten sıkılıp ona baktım.

"Evet, baba."

"Sen mi yolculadın?"

"Teknik olarak o beni yolculadı."

"Peki o kızla tamamen bitmişler mi?"

"Ay baba!" dedi İmge bıkkın bir şekilde. "Altüstü hoşlandığı bir çocuk. Sanki damadın olacakmış gibi sorguya çekip durma."

"Çocuğu düşündüğümü kim söyledi?" dedi babam huysuzca. "Ben kızım için endişeleniyorum."

"Tamam da bu şekilde kızı bunaltıyorsun."

"Ne alakası var?" dedi babam kızmış gibi. "Onu korumak ne zamandan beri bunalmasına neden oluyor?"

İmge tam bir şey diyecekti ki araya girdim. "Tamam baba sorun yok. Kızla tamamen bitmiş olmalılar ki uğurlamaya gelmedi."

"Ben..." sesi düşünceliydi. "Senin üzülmenden korkuyorum. Hazar'ın kötü bir çocuk olmadığının ben de farkındayım ama-"

"Her şey yolunda baba. Hem adam gemide bak."

Babam ağır ağır başını salladı ve kahvesini alıp mutfağı terk etti. Babam çıkar çıkmaz İmge sandalyesini bana doğru kaydırarak yaklaştı.

"Neler oluyor?"

"Hiçbir şey." Dedim omuz silkerek. "Sadece bir haftadır haber alamıyorum."

Hazar gemiye katılalı; ben de ailemin yanına geleli koca bir hafta geçmişti. Hiçbir şekilde konuşamamıştık. Yani bana yazmamıştı. Bir kez Hazan'a yazmış, o da iyi olduğuna dair kısa bir mesajmış.

"Adam gemide." Dedi İmge dikkatle. "Ayrıca Tolga ile konuştum. Onunda kuzeni çarkçı mı neymiş. Şu geminin makine kısmıyla ilgilenen."

Anlamasam da başımı sallamakla yetindim çünkü nereye bağlayacağını merak ediyordum.

"Bir uygulama varmış. Geminin adını oraya yazıp nerede olduğunu görebiliyormuşsun. Hem limana geldiği zamanları da-"

"Uygulamanın adı ne!" dedim heyecanla. Hazar'a ait bir bilgi alma isteğim hepsinin ötesindeydi.

"Tolga'ya sorarım tekrar. Adını unuttum ne bileyim." Dedi ve telefonunu açıp tahmin ettiğim gibi Tolga'ya mesaj attı. Ben ise Hazar'ın profiline girip son görülmesine baktım.

Üç dakika önce mi?

Kalbimin kırıldığını hissettim. Neden bana yazmamıştı en ufak bir fikrim yoktu. Belki de Begüm, Hazar gemiye katıldıktan sonra vicdan azabı çekip af dilemiş ve tekrar barışmışlardı.

Lütfen böyle bir şey olmasın.

"Programa artık gerek yok İmge." Dedim titreyen sesimle. "Üç dakika önce çevrimiçiymiş ama bana yazmamış bile. Halbuki onun için ne kadar endişeleniyorum."

Hazar: Uykusuzluktan ölmeme ramak kaldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hazar: Uykusuzluktan ölmeme ramak kaldı.

Heyecanla ekrana baktım. Mesaj atmıştı. Hazar mesaj atmıştı!

İdil: Yok canım çok iyi(!) görünüyorsun.

Hazar: Bir de beni uyurken gör.

İdil: Görmediğimi kim söyledi? :)

Hazar: Doğru. :D

Hazar: Seni de görebilme şansımız var mı?

İdil: Şimdi mi?

Hazar: Evet?

Sıkıntıyla telefonu İmge'ye çevirdim. Mesajlardan çok Hazar'ın fotoğrafına baktı ve, "Vay be. Cidden yakışıklı çocukmuş bu da."

"İmge konumuza dönelim. Fotoğraf istiyor ve benim şimdi ki halim; Hilkat Garibesinden hallice."

İmge gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Haklı olduğumu bu şekilde kabullenmişti.

"Aynadan bir fotoğraf at. Doğrudan halin gözler önüne serilmesin."

"Aman aman çok zekice!" dedim gözlerimi devirirken. "Ciddiyim ben."

"Ben de öyle." Dedi İmge kaşlarını çatarken. "Cidden iğrenç görünüyorsun şuanda. Adam da kötü halde ama yine iş görür. Sense..."

"Öf tamam!" dedim onu keserek. "Beni gömme işine girme."

Hazar: Kaçamazsın bekliyorum. :D

İdil: Tamam dur.

Salona koştum ve boştaki aynanın karşısına çekip bir fotoğraf attım. İğrenç olduğunu bilmeme rağmen şuanda toparlanacak ne vaktim vardı ne de şansım.

 İğrenç olduğunu bilmeme rağmen şuanda toparlanacak ne vaktim vardı ne de şansım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hazar: Saçını sevdim.

İdil: Bir de ilk uyandığım da görmeliydin.

Hazar: Hahaha belki bir gün.

Hazar: Şimdilik ben kaçıyorum. Vardiya saati gelmeden uyumam lazım.

İdil: Kendine iyi bak.

İdil: Hazar iyisin değil mi?

Hazar: İyi olmaya çalışıyorum.

Hazar: Ama sen iyi ol. Dönünce de Hazan'a sahip çık olur mu?

Hazar: Sen akıllı kızsın. :)

Hazar: Şimdiden iyi eğlenceler. Benim yerime de gez ve eğlen. Gönlünden koparsa da fotoğraf atarsın.

Hazar: Görüşürüz.

Ve çevrimdışı.

Gözlerim ekrana dolu dolu bakarken görmeyeceğini bilmeme rağmen başımı salladım. Sana gönlümden neler kopuyordu. Ah bir bilseydin... Keşke bilseydin.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now