"Geçmiş"

71.5K 3.4K 533
                                    

Finale bir bölüm kaldı, sizden bir ricam var. Lütfen tüm bölümlere oy verip arkadaşlarınızla paylaşır mısınız? 60 bölümlük emeğimin karşılığı için bir rica. 💘 Şimdiden çok teşekkür ederim.

Billie Eilish/ Lovely 🎶

Vera ile Vaha|Ara Bölüm

Vera ile Vaha|Ara Bölüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2,5 sene önce;

Gözlerimde koca bir mezarlığı taşıdığım halde toprağına çiçekler ekmeye çabalıyordum. Yakılmış, buruşmuş fotoğrafın en silik ayrıntısıydım. Ama hala vardım. Varlığımın sancısını çekerken en derinlerim sızlıyordu. Yara almış, çırpınan bir hayvan gibi hissediyordum fakat senelerdir idrak ettiğim bir şey varsa, o da hiç kimsenin yarasını kimsenin görmediğiydi. Çığlıklarım kendi kulaklarımdan ötesine ulaşmıyordu ya da insanlar sağırdı.

Zannedildiği gibi değildi. Hayat insanı en acı haliyle çarptığında kolayca devrilmiyordunuz. Dikenleri daha az olan yollar mutlaka vardı ve ben şimdi, seneler sonra o yola saptığımı hissediyordum.  Zamanın bıraktığı zehrin tadı damağımdaydı ancak sabretmeyi kendime öğrettim.

Yaşıyordum ama kalbimin cesedi onun ellerinde kaldı. Adını anmak istemediğim o ismin sahibi yirmi yaşımı kirletti. Bir zamanlar dünyanın en canlı rengi varsaydığım kahverengi gözleri şimdi bir ölüyü hapseden toprak kadar korkunçtu.

Şiirlerde söylenenin aksine aşk tek kişilikti. Acı tek kişilikti. Şiirler de masallar kadar yalandı. Hayat mutluluğu bahşedecek kadar merhametli değildi. Ben mutluluğa erişecek kadar şanslı değildim. Bu yüzden kendim yaratmaya çalışıyordum.

Neden olduğunu bilmiyordum ama yaşamam gerekiyordu. İntihar girişimlerimin bana kazandırdığı yegane şey insanın canından vazgeçmesinin ne denli zor olduğuydu. O bir yerlerde yaşarken, belki başka birine gülümserken, hayatından geçip gittiği, hayatını zehrettiği beni aklına dahi getirmezken onun için bileklerimi kesemezdim. İşte yaşam sebebim buydu. Nefret.

Saat dokuzu gösteriyordu, fuarın bitmesine yaklaşık bir saat vardı fakat saatlerdir ayakta beklemekten topuklarım ağrıyordu. Kalabalık azalmış, dolayısıyla gürültüler de dinmişti. Müşterilerin gelip dağıttığı stanttaki kitapları yeniden düzenlemek için eğildim. Boynumda asılan, üzerinde görevli olduğum yazan kart bir kitabın üzerine düştü. “Çay kahve alır mısın?” Fuar alanında dolaşıp çay, kahve dağıtan genç kıza teşekkür edip reddettim.

“Merhaba.” Standın sağ ucunda dikilen, güler yüzlü, takım elbiseli adama döndüm.

Kendimi zorlayarak gülümseye çalıştım ancak sabahtan beri yapmacık sırıtışlar yüzünden yüz kaslarım yorulmuştu. “Merhaba, aradığınız bir kitap var mıydı?”

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin