56: "Kırlangıçdönümü"

84.8K 4.2K 1.2K
                                    

Sevgim üzerinize olsun. ❤️

 ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

56. Bölüm: "Kırlangıçdönümü"

Derin bir sessizliğin verdiği huzur...

Süpürgeyi kapatınca hissettiğim tek şey buydu. Sonbahar kapıya dayanmıştı ancak sarf ettiğim efor, koyu renk saç diplerimde tomurcuklanıp alnıma doğru yuvarlanan terlerin oluşumuna sebep oldu. Elimdeki peçeteyle alnımı sildim ve derin bir nefes verdim.

Huysuz ev sahibim evi temizlemeden ayrılamayacağımı söyledi. Bunu Vaha'ya söyleyebilirdim, temizlik için birini ayarlayabilirdi ama şükür ki ellerim ve ayaklarım sağlamdı. Ayrıca Vaha'nın tuttuğu işçi gelene kadar ben tüm işleri halletmiş olurdum.

Dışarıdaki rüzgar hızını artırmıştı, terli sırtıma soğuk vuruyordu fakat ben sonrasını düşünmüyordum. Camları kapatırsam pişecek gibiydim.

Koridordan yaklaşan adım seslerini duyduğumda gözlerimi kapıya çevirip Melis'in girmesini bekledim. Birkaç saniye sonra eşikte belirdi ve çaprazımdaki koltuğa kendini yorgunca bıraktı. "İşin bitti mi?" diye sordum.

"Evet," dedi canım çıktı der gibi. Saçı başı darmadağındı fakat benim aksime terli değildi. Bir an önce işlerimi tamamlayıp duşa girmek için varımı yoğumu verebilirdim. "Senin işin bitti mi?"

Ben valizlerimi en başta hazırlamıştım. "Hayır, camlar da silinince bitecek." Bütün pencerelerin altında uzun, büyük bir beton çıkıntı vardı ve silerken aşağı düşmeyi imkansızlaştırması yüreğime su serpiyordu. Aksi olsaydı silmezdim. "Sen git duş al, ben de sonra girerim."

Melis kafasını sallayıp bitkin bir hareketle, elleriyle koltuktan destek alıp ayaklandı. Banyoya doğru giden hafif ayak seslerini dinledim. Göz ucuyla camlara bakıp isyan edecektim ki zilin sesi eve yayıldı. Tıpkı Melis gibi koltuktan kalktım ve ondan daha yorgun adımlarla, terliklerimi zeminde sürüye sürüye yürüyüp kapıyı açtım.

"Hoş geldin," dedim, Vaha'yı görünce dudaklarımda beliren istemsiz gülümseme bana yorgunluğumu unutturdu.

Çatık kaşlarla beni tepeden aşağı süzdü. "Hoş bulduk," dedi neden bu halde olduğumu çözmeye çalışır gibisinden afallamış bakışlarla. Kravatı ve ceketi üzerinde yoktu, beyaz gömleğinin üst düğmelerinden üçünü açmış, gömleğinin kollarını da birkaç kez katlamıştı. Ama iki tutamı alnına düşen saçları hala kusursuz görünüyordu. "Ne oldu? Yorgun görünüyorsun."

İçeriye girerken gözlerini yüzümden ayırmadı. "Ev sahibi evi temiz görmek istedi." Bilhassa camları diye vurgulamıştı ketum bir sesle.

"Ee?" dedi cevabını bildiği halde. Kaşları daha da çatılmış, sesinin tonu biraz yükselmişti.

"Ee'si ben de evi temizledim." Kollarımı gövdemde birleştirip kızmaması için sert bir yüz ifadesine bürünmeye çalıştım.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin