45: "Varlığın Başlangıcı"

111K 4.5K 957
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın. Sevgim üzerinize. ❤️

 ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

45. BÖLÜM: “Varlığın Başlangıcı”

O benim yaralarımı küçültüyordu. Bize ait bir yerde, bana bakması ve gülümsemesi yeterliydi. Sessiz bir şiirin en vurucu ve takılıp kaldığım dizesiydi. Ve ben o dizeleri zihnimin uzun, karışık sokakları kadar ezbere biliyordum. Kahverengi gözlerindeki yoğunluk ıssız bir ağacın kökleri gibi güçlüydü. Hasta ve alevli düşüncelerimin rüzgarı oydu.

Onun hayatıma girişi, bir kitabın rastgele açılan sayfasında gözüme takılan anlamlı cümle gibiydi.

Onu seviyordum. Bedeninden yayılan kokusuyla, içime batan uzun kirpikleriyle, sesinin tok tınısıyla ve en önemlisi de konuşmadan beni anlamasıyla seviyordum. Kelimelerin ruha yabancı olan insanlar için gerekli olduğunu hissettiriyordu.

Başını güneşe çıkartmaya çalışan, birbirine tutulmuş iki kişiydik. Birbirimize emek veriyorduk ve bu yeterliydi.

“Atalay artık uyanman gerek.”  Yaklaşık bir saat önce uyanmıştım ve ilk yerdeki havluyla çıplak bedenimi sarmak olmuştu. Atalay’ın ne ara baksırını giydiğini bilmiyordum ancak bu iyiydi. Uyandığımda onu uyandırmaya çalışsam da beni tekrar üzerine çekmekten başka bir iş yapmadı. Kolumu göğsüne koymuş, elimin üzerine de avucumu yaslayarak onu seyrediyordum. Altımdaki kaslı vücudunu hissetmek güzel olmasının yanında yorucuydu. Sert bir zeminde yatmak gibi.

“Sabah sabah ne kadar da gevezesin,” diye huysuzca mırıldandı ve gözkapaklarını açmaya çalıştı ama yapamadı.

Söylediği söze karşılık dudağımı sarkıttım, kolunun üzerindeki elimi kaldırıp sakallarını çekiştirdim.

“Sabah sabah ne kadar da huysuzsun,” dedim onu taklit ederek. “Hadi uyan artık, işe geç kalacaksın.” Ve tabi bende. Şu an tek istediğim işe gitmemekti, kendimi yorgun hissettiğimi defalarca, yılmadan söyleyebilirdim. Çünkü çok yorgundum.

Bu defa gözlerini açabilmeyi başardı, bakışlarını indirerek bana baktı. Yüzünde ağır ağır bir tebessüm belirdi. Ben de istemsizce gülümsedim. Elini uzatıp yanağımdan saçları çekti. Kendimi canlanmış hissediyordum. Teninin sıcaklığı artmış, kalp atışları düzensizleşmişti. “Zayıf görünüyorsun ama gece boyunca her yerimi çürüttün.”

Yüzümdeki tebessüm soldu. “Sen gerçekten katıksız odunsun.” Kalkmaya yeltendim. “Her zaman romantik anları bozuyorsun.”

Bileğimden tutup kalkmamı engelledi. Havlunun altındaki göğüslerim onun katı gövdesine sertçe çarpınca ürperdim. “Şaka yapıyordum,” dedi ve hafifçe doğrulurken belimden kavrayıp beni kendine iyice çekti. Birbirimize değmeyen bir zerremiz kalmasın ister gibiydi tavırları. “Hemen alınma.”

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin