26: "Bir İlk Daha"

111K 5.6K 3.5K
                                    


Atalay ve Açelya ⬇️

Atalay ve Açelya ⬇️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

26. Bölüm: “Bir İlk Daha”

Kafanız karışıksa, belli bir konuya odaklanamazdınız. Aklınızdan yüzlerce düşünce geçiyormuş, halletmeniz gereken sürüsüyle işiniz varmış gibi hissederdiniz fakat tek yaptığınız oturmak olurdu. Ben de şu an, tam olarak böyle hissediyordum. Açelya Atalay’ın yanına oturmuşken aksi mümkün değildi zaten.

Filmin bitip ekranın kapandığını, Özgür’ün bana seslenmesiyle anladım. Ona döndüğümde bakış açıma giren o ikisini görmemeye çalıştım fakat göz ucuyla da olsa, Açelya’nın naif ve yavaş sesiyle Atalay’a bir şey dediğini ve onu hafifçe gülümsettiğini gördüm. “Uykun mu geldi yine?” diye sordu Özgür. “Seni eve bırakabilirim. Biraz erken ama?”

Omuz silktim. Kaçmak istemiyordum. “Biraz daha kalabilirim sanırım.”

Kaçmak değil, ikisini gözünün önünden ayırmak istemiyorsun…

Özgür konuşmaya başlamadan lafı bölündü. “Hadi sizi tanıştıralım,” dediğinde Güneş’e döndüm. Bana diyordu.

Bakışlarım Açelya’ya kaydı. Oldukça dostane bir ifadeyle bana bakıyordu. Gülümseye çalıştım ama başarmak bir yana, yüzümü buruşturmamam bile tebrik edilesiydi. Atalay gözünü kırpmadan yüzüme bakıyordu. “Açelya’ymış işte,” dedim Güneş’e dönüp. Sonra yüzümü Açelya’ya tekrar çevirdim. “Ben de Eylül. Memnun oldum.”

Ekranın yansıyan ışığından Açelya’nın kısa bir anlığına yüzünü buruşturduğunu gördüm. “Bende memnun oldum.” Tamam, bu düşmanlığı ben başlatmıştım. Fakat umrumda değildi.

O sırada odadan çıkmak üzere olan Kerim lambayı yaktı. Açelya’nın gözlerinin soluk mavi olduğunu gördüm. Saçlarındaki şekil epey doğal görünüyordu. Benden biraz daha kilolu ve uzundu. Üzerindeki şifon gömleğin altına, bacaklarını saran kot pantolon giymişti.

Atalay’la hiç yakışmıyorlardı.

Aklımda hala varlığını koruyan bir soru işareti vardı: Bu kız kimdi? Ve Atalay onu nereden tanıyordu? Bir de Açelya neden erir gibi bakıyordu ona? Neyse ki Atalay’ın gözlerinde bir ışıltı yoktu ama dürüst olmak gerekirse, bu durum içime su serpmeye yardımcı olmuyordu.

Herkes toparlanma halindeyken, ben, Açelya ve Atalay öylece oturuyorduk. “Çocuklar yemek hazır, hadi gelin.” Raziye teyzenin geldiğini görmemiştim bile.

Özgür, Mert ve Emre odadan çıktı ve odada dört kişi kaldık. Güneş de bizimleydi. “Nerede çalışıyorsun?” diye sordu bana Açelya.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin