19: "Telefondaki Adam"

110K 5.3K 2.1K
                                    

19

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

19. Bölüm: “Telefondaki Adam”

Bazı şeylerin değişmesi gerek. Sorgusuz sualsiz ve bir an önce. Hayatımı benden başka biri mahvedemeyecek. Bu elbette yakıcı bir şey fakat diğer ihtimalle benim tercihim. İnsanların karışıp acıyacağı bir durum olmaz. Bazen karmaşık yazdığımı biliyorum, sevgili günlük. Ama kafamın içinde dönen tilkileri benden başka kim bilebilir ki? Bir de açıklamaktan sıkıldım. Ben neden bahsettiğimi biliyorsam, konu kapanmıştır. Anlaşılmaya ihtiyacım yok, dinlenmeye ve akıl verilmesine ihtiyacım yok. Hayat ve kararlar tek kişiliktir. Tıpkı beyin ve kalbin bireye özgü olması gibi.

Sadece bazen neye odaklanmam gerektiğini şaşırıyorum. Küçük sırrımız yayılıyor, Atalay. Sen ne haltlar ediyorsun? Umarım kafan rahat bir şekilde uyumuyorsundur. Eğer öyleyse, sorun tekilleşip bana ait bir hal kazanıyor. Bireysel, Eylül’e ait.

Lütfen bu işte beni tek başıma bırakma, Atalay.

Bakışlarımı etraftan çekip elimdeki çalan telefona çevirdim. “Efendim?”

Yine o, mekanik ses. Bir kıza da ait olabilirdi, bir erkeğe de. En iyi ihtimalle Ece’yi elemiştim. En kötü ihtimalle de Ece, ben ve Atalay dışındaki herkes olabilirdi. “Günaydın, Eylül. Nasılsın?”

Onu oyala, her dediğini aklında tutmaya çalış. Gerekirse not al.

Not almaya ihtiyacım yoktu. Konuşmaları kayda alan uygulamayı etkinleştirdim. “Siz aramadan önce daha iyiydim. Siz nasılsınız?” Karşımdaki adam düşmanım olduğu halde iyi bir başlangıç olduğunu umuyordum.

Arkamı dönüp az önce oturduğum yere oturdum. Rahat olmaya çalıştım. Karşı tarafın duymasına izin vermeden derin bir nefes aldım. Gergin olduğumu anlaması hiç de yararıma olmazdı. “Fena sayılmam. Tatiliniz nasıl geçiyor? Umuyorum ki Atalay’la gizlice seks yapmıyorsundur.”

Yüzümü buruşturdum. “Hayır, yapmıyorum,” dedim sesimin asabi çıkmaması için uğraşarak. “Tatilde olduğumu bildiğinize göre siz tatil yapmıyorsunuz. İki kişiyi gözetlediğiniz için maaş aldığınızı umuyorum. Çok zor bir iş çünkü. Mide bulandırıcı olmalı.”

“Birincisi, siz demene gerek yok çünkü tek kişiyim.” Kaşlarımı kaldırdım. Sana güvenecek değilim, orospu veya erkek orospusu. “Ve maaş da almıyorum. Mide bulandırıcı değil, çok eğlenceli.”

Sırtımı yaslandığım koltuktan kaldırdım. Yukarı çekilen eteğimi aşağıya indirdim. Başımdaki ağrı tekrar kendini hissettirdi. “Ne istiyorsun, para falan mı?” Sabrım ve kibarlığım buraya kadardı.

Karşı tarafta uzun bir sessizlik oldu. “Atalay’a söyle, beni araştırmayı kessin. Çünkü bir bok bulamaz. Sinyalin geldiği evi, hattın kimin üzerine kayıtlı olduğunu bulmak onu çıkışa ulaştırmaz.”

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin