16: "Plaj"

102K 5.6K 2.4K
                                    

Bölüm 16: “Plaj”

İnsanın kendini bir türlü ait hissetmediği yerler vardı ve bu sezgi özellikle birkaç kişi yüzünden belirirdi. Nazlı bunlardan biriydi. Bana çekinerek bakıyor, sanki orada olmam hepsini rahatsız ediyormuş gibi bir izlenim veriyordu. Galiba en mantıklısı görmezden gelmekti.

Mayomun üzerine beyaz renk, çiçekli, kısa plaj elbisemi giydikten sonra kabinlerden çıktım. Saçlarımı tepemde sımsıkı bağladım. Nazlı’yı veya Ece’yi bekleyemeyeceğimden hareketlenerek erkek kabinlerin oraya doğru yürüdüm.

“Eylül!” Olduğum yerde kalıp Ece’nin bana hızlı adımlarla yaklaşmasını bekledim.

Yanıma gelip durduğunda, “Efendim?” dedim.

Benimle birlikte yürüme niyetini gösterip yürümeye başladı. Erkek kabinlerine değil, çıkışa doğru gidiyorduk. “Herkes hazır olana kadar beraber yürüyelim dedim. Biz seninle iyi anlaşacağız gibi.” Durdu ve düşünür gibi yaptı. “Elti mi diyorlardı?” Gürültülü bir kahkaha attı. Daha çok alay ederek söylediği barizdi.

Az kalsın gözlerimi belerterek ona bakacaktım ama onun yerine sustum. “Neler yapmaktan hoşlanırsın?” Dışarıya adımımızı atıp merdivenlerden indik. Ayağımızı bastığımız yer incecik kumdu. Parmak arası terli giymenin gereksiz olduğunu fark ettim çünkü yumuşak kum neredeyse bileğimize kadar için çekiyordu bizi.

Güneş tüm gücüyle yüzümüze vuruyordu. “Sıradan şeyler,” dedim sessizce. “Film izlemek, gezmek, yeni şeyler keşfetmek.”

İnsanlar tüm neşesiyle bağırıyor, gülüyorlardı. Çok güzel bir ortam vardı. Herkes alabildiğine yazın tadını çıkarıyordu. “Özgür’le çok yakışıyorsunuz. Senin gibi naif bir kızın yanına Özgür gibi yumuşak biri yakışırdı,” dedi ve kendi kendine güldü.

Kibar davranmaya çalışarak, “Teşekkür ederim,” diye mırıldandım. “Siz de yakışıyorsunuz.” Avuç içlerim bu sözüm karşısında karıncalandı ve kendimi ağırlaşmış hissettim.

“Ah,” diyip kahkaha attı. “Evet. Atalay tam benim tipimde bir erkek. Ama tek birine bağlı kalmak pek benlik değil.”

Allah’ım mideme güç ver. “Atalay bunu sorun etmiyor mu?” Sonuçta beni bile iç çamaşırım görünecek diye iki kez uyarmıştı. Ama Atalay bunu, biraz da beni tanıdığı için yapmıştı. Benim böyle şeylere dikkat ettiğimi eskinin bilinciyle biliyordu.

“Neden sorun etsin?” dedi ve bana dar kafalıymışım gibi baktı. ‘Hayır, bebeğim sorun sende,’ demek istedim. “Atalay böyle konularda pek ciddi değildir. Aslında arkadaşları eskiden onun böyle olmadığını söylüyor. Yani önceden dar kafalıymış. Gerçi hâlâ öyle sayılır.” Saçlarını geri savurdu. Gözlerinde eyelinerı silmek yüzünü çıplak göstermişti. Fakat kırmızı rujunu silmeyi ya unutmuştu ya da kasten silmemişti. Üstelik giydiği kırmızı renk bikinisi oldukça cüretkardı.

Söyledikleri kafama takıldı. Önceden böyle olmadığını biliyordum. O kadar değişmişti ki, ona benzeyen tek şey bedeniydi. Ama ruhu ve kalbi sanki yerinden sökülerek çıkarılmış, yerine başka birininki yerleştirilmişti. Fakat nedense bu beni çok şaşırtmıyordu. Ondan her şeyi bekleyecek potansiyele gelmiştim.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin