11:"Geri Çevirmek"

113K 6.2K 2.5K
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Öpüyorum.

Bu arada medyaya koyduğum şarkı tam olarak Atalay'ın şarkısı. Kıraç, Yıkık.

Bölüm 11: "Geri Çevirmek"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 11: "Geri Çevirmek"

Seçimlerimiz, bizi biz yapan tehlikeli durum, bir nevi zihin ürünü.

Dikkatli olmazsanız, sonsuz bir döngünün içinde sürüklenip giderdiniz. Çünkü seçimlerin lanet olası oyunu buydu: Domino. Ufak bir rüzgar, hatalı davranış, yanlış yola sapmak... En baştaki taşa vurduğunuz an büyük bir kelebek etkisine şahit olurdunuz. Size de oturup hayatınızın kaosunu seyretmek düşerdi.

Ben oturup izlemiştim. Sonra bittiğini sandığımda doğruldum ve nefeslendim. Arkamı dönüp çekip gidecekken ekranın ışığı geleceğime yansıdı ve alay eder gibi asıl kaosun şimdi başladığını fısıldadı. Haykırılarımın ve yalvarışlarımın arasında trajedik filmim oynadı. Ve işte başrolü de karşımdaki sandalyede oturuyordu.

"Sizin geleceğinizi haber vermediler." Özgür bardağındaki sudan büyük bir yudum aldı. Güneş, Mert ve bugün tanıştığım Emre de yemeğe gelmişti.

"Evet, oğlum. Güzel vakit geçirirsiniz diye düşündüm," dedi Emine teyze misafirlerine bakıp gülümsemeden önce.

Mert önündeki tabaktaki eti ağzına atarken, "Yemekten sonra bahçede voleybol oynayalım. Özgür'ü yormak istiyorum," dedi.

Gülerek Özgür'e baktım. "Voleybolda kötü müsün?" dedikten sonra önümdeki tabağa dönerken Atalay'a gözüm takıldı. Kaşlarının üzerinden bize alayla bakıyordu.

"Biraz kötüyümdür ama Mert her şeyi olduğundan daha abartılı anlatır."

"Ağabey, biraz dürüst ol. Her sene plaj voleybolu oynadığımızda kafana top yemekten beyin hücren kalmadı." Kerim bugün formunda gözüküyordu.

Özgür bardağında kalan azıcık suyu Kerim'in yüzüne serpti. Atalay'a da su gelmiş olacak ki Özgür'e kötücül bir bakış attıktan sonra gömleğine baktı.

"Kusura bakma," dedi Atalay'a soğukça. Ardından gülerek kardeşine döndü. "Eğer çeneni kapatmazsan seni bahçe hortumuyla döverek sularım."

"Çocuklar, yeter artık," dedi Adnan amca yarı neşeli yarı ciddi tavrıyla.

Ben yemeğimi yemiş, sırtımı sandalyeme yaslamıştım bile. Edilen sohbeti dinlemekten başka bir şey yapmıyordum. Atalay'ın karşımda oturması beni diken üstünde oturuyormuşum gibi hissetirdiyse de neyse ki o bana pek bakmıyordu.

"Kahve ister misin?" diye sordu Özgür benden tarafa dönüp.

"Biraz sonra içerim." Yemekten sonra zaten çay, kahve içiliyordu. Şimdiden kimseye zahmet vermeye niyetim yoktu. "Biz çaya kalmayız, o yüzden sana şimdi getirsin," dedi ve ben itiraz edemeden Raziye teyzeye kahve getirmesini istedi.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin