57: "Işıkların Altında"

98K 4.2K 1.5K
                                    

Bir dahaki bölüm ara bölüm olacak. Yani finalden önce Vera ile Vaha'nın beş sene önceki hallerini okuyacağız. Merak edenler için de Özgür ve Eylül'ün tanışma hikâyesini bırakacağım. Sonrası zaten final.

Bolca yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın.

Sevgim üzerinize olsun. ❤️

+18 sahneler var.

Instagram: nn.okuyucu

Karakterlerin parodi hesapları;
Atalay; latalaybaysall
Eylül; leylulakbulutll

Bölümde bahsedilen yer:

Bölümde bahsedilen yer:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

57. Bölüm: “Işıkların Altında”

2 ay sonra;

Çok fazla kitap okudum. Çok fazla insanın hayatına sızan, kenardan onları izleyen bir hayalet oldum. Sayfaların arasına sinen acı bazen kaçınılmazdı ancak bazen de mutluluk diğer bir sayfada, herhangi bir paragrafın arasından yüreğime uzanırdı. Yasını tutup ruhumu hala daha kanatan arkadaşlarım da oldu, mutluluğuna ortak olup hayatımın akışında sürekli yüz göz olmak zorunda kaldığım kaderin kara pençesinden beni kurtaran arkadaşlarım da.

Şimdiyse kendi mutluluğuma şahit oluyordum. Değişen insanların arasında, değişen yaşam koşullarında ve değişen hayatın içerisinde aynı kalan güzellikleri buluyorsanız, sizin geceniz bile aydınlıktır.

Vaha hep ışık saçıyordu. Onunla uyurken kabus değil, rüya görüyordum. Sesini işittiğimde kötü bir ninniyi fısıldayan sesler susuyordu. Sessi öylesine berraktı ki kaybolan geçmişimi avuçlarıma koyan umut gibiydi. Vaha tepeden tırnağa aşktı.

Sabahın erken saatlerinin hükmünü sürdüğü bir vakitte rüzgar şehrin üzerinde geziniyordu. Ay gökyüzünde hala belli belirsiz vardı. Masanın üzerindeki bardağa uzandım ve buharı yüzüme değen kahvemden bir yudum aldım. “Damat aşağıda seni bekliyor, hazırlanmış,” dedi içeriye giren genç bir kız. Yandan da olsa görebiliyordum. “Biraz gergin gibi,” dedi önümdeki masaya uzandı. Askılı bluzunun üzerine kalın, krem rengi bir hırka giyinmişti aralarını maviye boyadığı açık kumral saçları ara boydu.

Saçları maşalanan Melis, “Çok heyecanlıyım abla,” dedi.

Dönüp ona yüreğimden çıkan bir sevgiyle gülümsedim. “Ben de öyle.”

Son haftanın koşuşturmacasının verdiği yorgunluğa bir de birkaç saatlik uyku eklenince müthiş bir halsizlik çöktü üzerime. Elimle ağzımı kapayıp esnedim. Nikah saati erkendi çünkü Vaha’yla benim öğlen üçte İspanya’ya uçağımız vardı. Masadaki dijital saat 06: 47’yi gösteriyordu.

İki katlı bu yer fazlasıyla lüks bir mekandı. Alt katın kokteyl alanı olduğunu söylemişti dün bize alanı gösteren takım elbiseli bir görevli. Üst kattaysa gelin, damat odası vardı ve benim şu anda olduğum oda, normal büyüklükteki bir evin dört odasının birleşimiydi. Arkamda ne amaçla konulduğunu anlamadığım, çift kişilik yataklıktan daha büyük bir yatak vardı ve iki yanındaki beyaz komodinin üzerindeki beyaz vazolarda zambaklar vardı. Yerdeki halından avizeye kadar tüm eşyalar beyaz renkteydi. Hemen sağ tarafıma, duvar yerine pencere koymayı tercih etmişlerdi.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin