38: "Yılların Sürgünü"

102K 5.2K 2.4K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI; Ayaz/ Pera (Birisi tavsiye etmişti. Teşekkür ederim buradan.)

Sevgim üzerinize olsun.  ❤️

Bölüm 38: "Yılların Sürgünü"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 38: "Yılların Sürgünü"

Bazı olgular çok güçlüdür. Özellikle geçmişe ait bir görüntü önünüzde belirdiğinde. Çünkü somut olarak görmek, sisli perdeden gördüğümüzün aksine daha yakıcıdır. Yok saymanız mümkün değil, gözünüzü kapatsanız bile o somut gerçeklik göz kapaklarınızın içine resmedilmiştir.

Unutmak? Görmezden gelmek? Efor harcamaktan başka işe yaramayacak bir ton safsata. Gerçek karşınızdaysa size meydan okuyor demektir. Ve ben hakikatten daha güçlü olan hiçbir şeyi tanımıyorum.

Tek çözüm kaçmamak. Hem zaten korkaklar kaçar, üzerine gitmek güçlülerin bileceği iştir. Ben de öyle yapmaya karar verdim. Dik durmak güçlü hissettiriyordu. Arabadan çıkıp karşımdaki eve baktığımda kendimi ilk kez o kadar güçlü hissettim.

Sakin bir hava, yakıcıydı ama odağıma zarar verecek kadar değildi. “İyi misin?” Atalay’ın güçlü çıkan sesini yanı başımda duyunca ona döndüm.

Kafamı olumlu anlamda salladım. “İyiyim,” diye mırıldandım. Güneşte kahvenin açık tonuna dönmüş gözlerine baktım. Yüzümden geçecek en ufak bir duyguyu yakalayabilmek için dikkatle bakıyordu. Fakat ne kadar kararlı olduğumu görmüş olacak ki başını eski evime doğru çevirdi. Bense karşı yoldaki, beş yıl önce gizlice buluştuğumuz ağaca bakmak istedim. Ağacın yerinde olmadığını, kesildiğini görünce kalbimi tuhaf bir hüzün sardı. Aşkımıza şahit olmuş tek varlığın yok olması içimi sızlattı. Ardından, kampüsteki ağacın hala orada olmadığını merak ettim. Çünkü ayrıldıktan sonra oranın önünden dahi geçmemiştim.

“Ben gidip getirebilirim.”

Atalay’ın ilgisinin bana kaydığını sezdiğimde ben de ona baktım. “Hayır, yüzleşmek istiyorum. Senin arkana sığınmış gibi gözükmek istemiyorum. Yıllar sonra daha güçlü bir halde ayaklarımın üzerinde durduğumu görsünler istiyorum.” Ve artık buna annem de dahildi. Öfkeliydim, karşımda görsem tir tir titreyecek kadar öfkeliydim. Tuhaf ki, odamın olduğu pencereye baktığımda daha da hırçınlaşıyordum. Bu kadar güçsüz olduğu için, babam kadar zalim bir adama sığındığı, kendini ve bizi kurtarmaya çabalamadığı, Atalay’la benim sevgimden korktuğu, ikimizin aşkını çok gördüğü ve bizi ayırdığı için…

İnsanlar neden iki kişinin birbirini sevmesinden korkardı ki? Bizim sevgimizin kimseye bir zararı yoktu ama annem babama olan hastalıklı aşkı yüzünden bizi kurban etmişti. Aptal değildim, küçüklüğümden beri, babamın annemi o kadar dövmesine rağmen babama aşık olduğunu biliyordum. Onun askerlik fotoğraflarına gülümseyerek baktığını görmüştüm.

Babam anneme hiçbir zaman aşık olmadı. Küçükken, geceleri ağlayarak uyumamın sebebi işte bu cümleydi. Annem babama karşılıksız ve hastalıklı bir aşk besliyordu. Bize olan sevgisinden daha üstün olan bir takıntı…

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin