40: "Kamp"

112K 5.3K 3.5K
                                    

Diğer bölümlerin iki katı, 5000 kelimeye yakın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diğer bölümlerin iki katı, 5000 kelimeye yakın. Yani iki haftanın bölümünü tek bölümde atmışım gibi düşünün.

Keyifli okumalar.

40. Bölüm: “Kamp”

Gerçekleşeceğini bildiğiniz bazı durumları bilmek, kabaran duyguları değiştirmeye yetecek kadar etkili değildir. Bazen bilmek hiçbir şeyi değiştirmez.

Açelya’yı gördüğümde öfkeden çılgına döndüğüm gibi. Oysaki onun burada olabileceğini zaten tahmin ediyordum. Ama kabul edeyim, iyi saklıyordum. Derin bir nefes verip Özgür’ün ailesinin yanına gittim. O da yanıma geldi. “Nasılsın kızım?” dedi Adnan amca içtenlikle.

Gülümsedim. “İyiyim, siz nasılsınız?” Fakat algılarımın hemen hemen hepsi Atalay’ın yanına giden Açelya’daydı.

“Biz de uğraşıyoruz işte. Özgür söyledi,” derken yanımda çekingen bir duruşla bekleyen Melis’e baktı. “Kız kardeşini yanına almışsın.” Adnan amcaya kafamı salladım.

Bir şey dememe fırsat bırakmadan Emine teyze konuştu. “Ailen kardeşini vermeye nasıl razı oldu?”

Sanki bu bana zaman kazandıracakmışçasına zaten dağınık olmayan saçımı kulağımın arkasına iter gibi yaptım. “Ah,” hafifçe öksürdüm. “Başka çareleri yoktu. Biliyorsunuz, durumları iyi değildi zaten.”

Dudağını büzdü, beni değil ailemi küçümser gibi baktı, ki hiç ağrıma gitmedi. “Bunu düşünecek kadar akılları varmış demek.”

Özgür, “Anne,” diye ikaz etti.

Emine teyze gücenmiş bir ifadeyle oğluna bakıp konuyu değiştirdi. “Son zamanlarda pek uğramaz oldun. Biz de endişelendik Özgür’le aranızda sorun var diye.” Gerildim, neyse ki Emine teyze benden bir onay beklemeden devam etti. “Özgür söyledi. İkinizin de işleri yoğunmuş.”

“Evet, biraz yoğun,” dedim Özgür’e kısa bir bakış atıp. O da bana baktı.

Emine teyze bana doğru yaklaşıp fısıldadı. “Neyse ki oğlum yakında emeklerinin karşılığını alacak.” Bunu duyar duymaz nedense dönüp Atalay’a bakmaya yeltendim ama yoktu. Gözlerim hemen Açelya’yı aradı. Şükürler olsun ki o buradaydı, Nazlı ile konuşuyordu.

Özgür’e soru soran gözlerle baktım. “Bilmediğim bir gelişme mi oldu?”

“Şimdilik bir şey yok. Annem abartmayı seviyor.” Kaşlarını kaldırırken gözlerini büyütüp sonra kırpıştırdı. Bunu yaparken kafasını iki yana salladı. Kendine gelmeye çalışır gibi, annesi ağzından bir şey kaçırmış gibi.

Emine teyze sesini en düşük tona alıp, “Atalay yöneticiliği kaptırdı,” diyince şaşkınlıkla kalakaldım. Tabi az evvel de şüphe etmiştim ama duymak, şüphenin doğru çıkması farklı bir etki yaratıyordu.

VERA İLE VAHA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin