42. Bölüm: "Kalpteki Avare Kelebekler."

273K 13.4K 73.3K
                                    

Multimedya:

Sezen Aksu, Köz.
Lana Del Rey, Queen Of Disaster.

Merhaba parlayanlarım!

Dilerim iyisinizdir. Uzun bir bölüm oldu, keyifle okuyun. <3

OY ve YORUMLARINIZI bırakmayı unutmayın canımın içleri^^

OY ve YORUMLARINIZI bırakmayı unutmayın canımın içleri^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme girerken yıldızlarımızı bırakalım, geleneğimiz yerini bulsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme girerken yıldızlarımızı bırakalım, geleneğimiz yerini bulsun. ✨✨✨

42. Bölüm: "KALPTEKİ AVARE KELEBEKLER."

Tutamadım, sana geldi içim. Sen de tut, içinde kalsın içim.

Hazer, benim Tanrı'yla aramdaki ufak bir sırdı. Küçük bir çocuğun annesiyle bile paylaşamadığı ama kalbinde bir düzine kelebeği uçuşturan sırları olurdu, benimkisi de öyleydi. Hazer, adını bir kutuya koyup ağzını kapattığım, o kutuyu da kalbimin en derinine koyduğum tek kişiydi ve ne yaparsa yapsın, dili ne söylerse söylesin o kutunun kilidini açıp kendini içimden çıkaramazdı.

Daha önce yapmışlığı vardı. Dudaklarımdaki kilitleri öpücükleriyle açmıştı ama ikincisi olmayacaktı.

Kalbime giden yolları adı kadar biliyordu ama asla kendisinin olduğu o yere girip kutunun kilidini açamazdı. Kendini içimden çıkaramazdı.

Duyguların yüzleri, vücutları yoktu ama bazen onlara çarpardınız. Hazer'e bir şey olma ihtimalinin verdiği o duyguya da böyle çarpmıştım işte. O iyiydi ama benim kendime geldiğim söylenilmezdi. Duyduklarımdan sonra yaşadığım şokla beraber bir süre dışarıdaki o sandalyede oturmuş, boş boş duvarları izlemiştim. Bu sırada doktor, Hazer'i acildeki ünitede tutmak yerine boş bir odaya almıştı ve ben kendime gelebildiğimde doktordan rica ederek Hazer'in yanına geçmiştim.

Saat gecenin ikisini bulmuştu, Hazer deliksiz bir uykuda olmasına rağmen ara ara sayıklıyor fakat gözlerini hiç açmıyordu. Hemen yanıbaşına bir sandalye koymuş, dirseğimi yastığının kenarına yaslamış, gözlerimi alamadan onu izliyordum. Hazer'in ışıktan rahatsız olduğunu bildiğim için ışıkları kapatmış, perdeyi kenara çekmiş, ay ışığı sayesinde yüzünü görebiliyordum. Terliyordu, ben de elimdeki selpakla terini siliyordum.

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin