8.Bölüm: "Kimsesizlik."

224K 15.4K 65K
                                    

Multimedya:

Selena Gomez, Kill Em With Kindness

Ayy geldik! Upuzun bir bölüm yazdım, size bırakıyorum ve yorumlarınızı okumaya gidiyorum. Keyfini çıkarın, ben size yazma konusunda cömert olduğumu düşünüyorum, siz de oy ve yorum konusunda cömert olun.

Yalnız, bu bölüm aşşırı tatlı geldiler bana, umarım size de öyle gelir :'))))

Yalnız, bu bölüm aşşırı tatlı geldiler bana, umarım size de öyle gelir :'))))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8. Bölüm: "KİMSESİZLİK."

Babacığım yanıyor.
Babacığım yalnızca yanmıyor,
Çok yanıyor.

Babacığım, bu yarayı ne keser bilmiyorum ama zaman kesmiyormuş, anlıyorum. İçimde dermansız bir kız çocuğuyla yaşıyorum ve onun kurtuluşu olmadan kendimi kurtaramayacağımı biliyorum. Babacığım, izle bak; bir kefene sarılmış ceset kaldırıyorlar. Yanımdasın, bakıp duruyoruz. Elimi atıyorum, kefeni cesedin üzerinden kaldırıyorum. Orada bir kız çocuğu yatıyor. Gözleri kapalı ama babacağım inkâr etme, sen o kızı tanıyorsun. Bakmaya cesaret edemediğin o kız, senin kızın, biliyorsun.

Kefenimin üzerinde bir ekmek bıçağı var, onu alıp boğazıma saplamak istiyorum ama uzaklarda bir adam beni izliyor. Elini bırakıp ona koşuyorum. Küçüklüğümü sana emanet ediyorum, kendimi bir çift kola.

Kendimi iyi hissettiğim sayılı zamanların birindeydim. Üzerimdeki bale kıyafetlerinin içindeydim ve sahnenin üzerinde oturuyordum. Son zamanlarda sürekli olduğum yerde, burs aldığım eğitim salonundaydım. Dansımızın başlamasına birkaç dakika vardı, Hazer Han sadece üç dakika önce gelmiş, salondaki misafir koltuğuna oturmuş beni izliyordu ve ben sahnenin üzerinde birkaç ısınma hareketi yapıyordum. Bağdaş kurmuş, kollarımı ve bacaklarımı esnetiyor ve dolayısıyla terliyordum. Normalde tayt ile badi giyer, provaları o şekilde yapardım ama bugün bale kıyafetlerimi giyesim gelmişti ve Hazer Han'ın içeriye girip beni bale kıyafetleri içinde gördüğü o an, kendimi bir bayramlığını giyen bir çocuk gibi hissetmiştim.

Hazer Han nasıl bu kadar uzun süre gözlerini kırpmadan benim yüzüme bakıyor, hiç anlamıyordum.

"Neden bugün bale kıyafetlerini giydin?"

Ah, bu selamlaşmamızdan sonra bana karşı kurduğu ilk cümleydi. İşaret parmağını bana doğrultmuş, kıyafetlerimi gösteriyordu. Kendisi her zaman ki gibi takımının içinde, gösterişli görünüyordu. Üzerinde simsiyah bir takım ile bütün düğmeleri iliklenmiş bir siyah gömlek vardı. Mendilinin kumaşı ön cebinden aşağıdaydı ve kravatını yakasından çekip çıkarmış, elinin etrafına sarmıştı. Dağınık saçlarına göz ucuyla bakarken, "Giymese miydim?" Diye cevapladım onu, tereddütle.

"Bana fazla cömert davranıyorsun."

Duraksadım. "Ne konuda?"

"Tütü eteğin çok şirin."

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin