KİMSESİZLER MATEMİ.

657K 19.8K 36.7K
                                    

22.10.2017

20.00

Benim, zihnimin güzel muhafızları; bu hikâye hepinizin.

İçinde kemik torbası taşıyan bir ruhun omurgası asla dik olamazdı.

Omurgası dik olmayan bir ruh asla büyümezdi.

Ve büyümeyen ruhların içinde, kalbi deşilmiş çocuklar yaşardı.

Ölene ve öldürene dek.

KİMSESİZLER MATEMİ.

12.02.2002

00.00

İstanbul/ Kadıköy

"Ördek derede yüzüyor."

"Ördek derede yüzüyor."

"Ördek derede yüzüyor..."

Kız çocuğunun, soğuktan çatlayarak yarıklar oluşan küçük, soluk renkli dudakları her aralandığında bir nefesin cesedi daha yığılıyordu boşluğa. İçerideki babasının, leyl vakti ansızın kulağına seslendiği masalları gerçek sanacak kadar küçüktü. Tıpkı onun gibi küçük olan dudakları, bir ninni gibi sesleniyordu şarkıyı. Çünkü bunun bir ninni olduğunu sanacak kadar küçüktü; kül renkli gözlerinin ardında yaşattığı beden.

Babası, her zaman gözlerinden bir yangın kustuğunu söylerdi.

Bu yüzdenmiş gözlerinin rengi.

Naif, portakal kokulu parmakları peluş ördeğini yıllanmış küvete bırakırken, oldukça heyecanlıydı. Soğuk, suyla ağzına kadar doldurduğu küvetin taşları eski ve bakımsızdı. Su, küvetin mermerine dalgalar halinde çarparak, kız çocuğunun hoşnut kaldığı ses yükseltiyordu. Az önce, izlediği çizgi filmden esinlenerek yüzdürmeye çalıştığı yeşil ördeğine, taze çiçeklenmiş bir tebessümle bakıyordu.

Sarı ampulle aydınlanan küçük banyonun, ıslak ve küflü zemininde, küvetin hemen önünde bağdaş kurmuştu. Annesinin, pazardan yaşı kadar paraya aldığı çiçekli elbisesinin, çiviye takılarak sökülen uçları zeminde ıslanıyordu. Çıplak, tombul kolları gökyüzünden oluk oluk akan soğuk ayaz ve asla ısınmayan evlerinin yüzünden üşüyordu fakat hissettiği çocuksu heyecan bunu törpülüyordu.

Yeşil, pelüş ördek, kız çocuğunun heyecandan büyümüş gözleri önünde suyun yüzeyinde batmaya ve dibe çekmeye başladı. Kızın, heyecanla çenesinin altında birleştirdiği küçük elleri hissettiği hayal kırıklığıyla aşağı düştüğünde, kahve çekirdeği kadar yuvarlak olan gözleri hüzünle sulandı. Yeşil ördek ıslanarak küvetin köhne dibine, taşıdığı acıları omuzlayamayan bir deniz kız gibi çöktü. Kız gördüğüne inanamadığını belirterek yüzünü küvete doğru indirdiğinde, kumral, açık kahveli saçlarının uçları suyun yüzeyine bir sulu boya gibi yayılmaya başlamıştı.

Ona göre ördeği çırpınıyordu. Hayır, hayır... Onun ölmesini istemiyordu. Kurtarmalıydı, kurtaracaktı. Dudaklarından, boyundan büyük bir inilti dökülürken, telaşla kasılan avuçlarıyla suyun dibine uzandı. Elleri üşüyordu, babasının ılık nefesiyle ısıtılmayı dilenen parmaklara sahipti. Tombul gövdesi küvetin ıslak mermerine yaslanırken, kalbimi gümbürdeten heyecanla birlikte dibe çökmüş peluşu yakaladı. Avucunda hissettiği pelüş ördeğiyle, şeytanı dize getirecek kadar eşsiz bir şekilde gülümsedi.

Kıvrılan dudaklarının çatlağını bir şeytan örümceği didikliyordu.

Henüz bundan habersizdi.

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin