27. Bölüm: "Yerle Bir."

206K 14K 54.8K
                                    

Multimedya;

Billie Eilish, Everything i Wanted

(Billie'nin şarkı yazarlığını çok beğeniyorum, bu şarkıda Safir'in çaresizliğini çok iyi anlatmış.)

Merhaba parlayanlarım!

Öncelikler hepimize çoook geçmiş olsun, dilerim iyisinizdir. Bölümü yayımlayıp yayımlamamak konusunda kararsız kaldım ama sizler de isteyince yayımladım, dilerim moral olur. Keyifle okuyun ve paragraf arası yorumlarınızı ihmal etmeyin, öpüyorum.

Bu sefer Mila için değil, hepimiz kendimiz için hikâyeye girerken bir yıldız bırakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu sefer Mila için değil, hepimiz kendimiz için hikâyeye girerken bir yıldız bırakalım. Işığı biz de hak ediyoruz.✨

27. Bölüm: "YERLE BİR."

Parçalanan bir ruhu, yüzündeki gülümsemeyle gölgeleyemezsin.

Küçükken Tanrı'ya evini sormuştum, yanına gideyim diye. Hatta bir keresinde kaçmış, Tanrı'yı aramıştım, çünkü başka kimsem yoktu. Galiba altı yaşındaydım ama kaderim o ya, altmış yaşındaki biri kadar yaşlı hissetmiştim. Sokaklarda koşmuş, ışığı, yıldızları takip edersem Tanrı'ya ulaşırım sanmıştım ama ulaşamadan, yorgunluktan bir sokakta bayılıvermiştim. Ağlamadığım halde hıçkırdığımı duymuştum, eğer bilseydim... Eğer o hıçkırıkların ruhumdan geldiğini bilseydim, son gücümü onu kurtarmak için harcardım ama çok küçüktüm.

Hayatım boyunca hiçbir yere varamadan koştum, hâlâ koşuyorum, soluk soluğayım.

Biliyorum, az kaldı; evime varacağım.

Ama iyileşmek zaman alacak.

Kökleriyle vücudumu ve ruhumu sarmalayan bu büyük yıkım, gürültülü bir şekilde meydana gelmişti ve yıllar sonra ilk kez birisi, yıkıntının altından beni duyabilmişti. Gazel. İlk ve tek arkadaşım. Dostum. Şimdi karşımda durup, hayatının en büyük dehşetini yaşayan kardeşim... İşkenceler içinde geçen saniyeler boyunca sadece susuyor, onun bu gerçeği hazmetmesini bekliyordum. Titriyor, sürekli halde kafasını iki yana sallıyor, gülüyor, saçlarını çekerek sanki bir şeyleri kavramasına yardımcı olacakmış gibi etrafına bakınıyordu.

Elini bu yıkıntının altına uzatmaya çalışıyor ama... Henüz yıkıntının altındakinin ben olduğumu kabul edemiyor...

"Nasıl..." Gazel ellerini yüzüne kapattı ve boğuluyormuş gibi, can havliyle bir ses çıkardı. Elimi titreyen dudaklarımın üzerine örttüm ve ona doğru bir adım attım. "Nasıl lan, nasıl! Ben... Safir, ben az önce ne duydum..."

Beni kurtarmak için o yıkıntının altına girmesine müsaade edemezdim, elimi tutacaktı ve buradan beraber çıkacaktık. O yüzden şimdi sakin kalması gerekiyordu. Islanan kirpiklerimi hüzünle kırpıştırarak, "Sakin ol canımın köşesi," dedim ve onun bana yürümeye dermanı kalmadığı için ben ona yürüdüm. "Metanetli ol, sakinleş, konuşa..."

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin