9. Bölüm: "Not."

186K 15K 40.1K
                                    

Multimedya:

Christina Perri, A Thousand Years.

Alacakaranlık..

Merhaba. Bölüme olan tepkilerinizi bilmeyi çok istiyorum, bu yüzden yorumlamadan geçmeyin. Desteğiniz olmazsa olmaz. Multimedyaya koyduğum şarkıları da dinleyin lütfen.

✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. Bölüm: "NOT."

Kaybın, sen sustukça büyüyorsa, konuşacak yüzlerce kelimen var demektir.

Yalvarırım,
Yardım edin.
Bakın,
Ve beni görün.
Susmayın,
Yardım edin.

Çünkü sen bugün o çığlığı duymazsan, yarın da kimse senin çığlığını duymaz.

Ayaz soğuk dudaklarımı titretiyor, kalbim duran bir saat gibi zamanın gerisinde kalarak olaylara yetişme gayreti güdüyordu. Nasıl yelkovan, bozuk bir saatin içinde donup kalmışsa ben de onun gözlerinin içinde kalmıştım ve saat çalışmadan yelkovan dönmeye devam etmeyeceği gibi, o gözlerini benden çekmedikçe o gözlerden ayrılamayacaktım. O bana kimsesiz olmadığımı söyleyeli ne kadar olmuştu bilmiyorum ama parmakları hâlâ mendilin üstünde, yanağımda duruyor ve tek bir an kıpırdamadan bana bakıyordu. Ellerim çantamı göğsüme dayamaya devam ediyordu ve parmak uçlarının sıcaklığını mendilin üzerinden bile hissediyordum. Buradaydı, gitmemişti, konuşulanları duymuştu? Çaresizliğimi çıplak gözlerle mi izlemişti? Ama... ne kadarını görmüştü?

Ya yanağım? Parmakları yüzünden mi karıncalanıyordu?

"Siz," dedim, rahatsız edici, gergin sessizliği bölerek. Rüzgâr çarptıkça dudaklarım sızlıyordu. Ne diyeceğimi bilemeyerek bocaladım. "Ben sizin gittiğinizi düşünmüştüm?"

"Eve girdiğini görmeyi bekledim." Ondan böyle bir cevap beklemeyerek şaşırdım ama o ne söylediğinin bilincinde gibiydi. Alnındaki, rengi maviye çalan damar sabit duramıyor, kımıldıyordu. "Kapı açıldıktan sonra o herifin bağırtılarını duydum, ne dediğini tam işitemedim ama sana bağırıyordu." Gömleğinin yakasını çekiştirirken, parmakları mendille beraber yanağımdan usulca uzaklaştı. "Sana bağırdığını duyunca işte... Duramadım."

Aşığlanmış oluşumu görmüş, duymuş olması beni o kadar utandırdı ki, nefesim, boğazınızda susturmanız gereken o hıçkırık gibi kilitlendi gırtlağımda. Bakışlarımı itinayla kaçırırken, kasılan kalbimin gevşemesini ümit ettim. "Bana bağırmak istemediğine eminim, sadece sinirlenmiş... So... Sorun yok. Ben şimdi bir arkadaşıma gideceğim, Galip'le daha sonra konuşup bunu telafi ederiz, siz merak etmeyin. Affedersiniz, beni neden merak edeceksiniz ki? Elbet etmezsiniz. Teşekkür ederim ama siz devam edebilirsiniz, benim için yapabileceğiniz bir şey yok. Hem..."

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin