14. Bölüm: "Müziğin Sesi."

198K 14.8K 59.3K
                                    

Multimedya;

Shawn Mendes, Camila Cabello, Senorita.

Geçen bölüm herkes bu şarkıyı koymamı beklemiş, ben de bu bölüm koyayım dedimsksk. Hikâyeyle uyumunu inkar edemeyiz :')

Ayrıca multimedyaya koyduğum şu görsel ciğerimi yaktı yemin ederim. Safir, seni anlamanın yanından bile geçemeyiz galiba.

Merhaba parlayanlarım<3

Söz verdiğim gibi kısa sürede geldim. Bundan aylar önce demiştim ki, KM'yi hak ettiği zamanda hak ettiği şekilde yazacağım. Ve şimdi doğru zamanda yazabildiğimin en iyisini yazıyorum, hep bu hızda da devam etmek istiyorum. Aktifliğiniz harika<3 Paragraf arası yorumlarınızı ihmal etmeyin ve geçip keyifle okuyun.

 Aktifliğiniz harika<3 Paragraf arası yorumlarınızı ihmal etmeyin ve geçip keyifle okuyun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hep yaptığımız gibi yıldızlarımızı bırakalım.🌠✨

14. Bölüm: "MÜZİĞİN SESİ."

Bazı kalpler kendi dengini er ya da geç bulur.

Kalp bir kere kırıldığında herkese kapanır, eller açılır Tanrı'ya. Amansız acılarla uyanıp kalbimin üzerine bir daha yatamadığım hıçkırık dolu gecelerde ellerim titreyerek açılır ve şunlar dökülürdü dudaklarımdan: Tanrım lütfen geçsin. Lütfen... Çünkü bu acı, benim kalbim için çok büyük.

Ama öyle olmadı. Belki o an geçti ama bir sonra ki gece yine ağrıdı, bir sonra ki gece bir sonra ki gece... Dermanını bulana kadar ağrıyacak, biliyorum. Acı, kalbinize büyük gelip gelmediğini umursamaz. Anılar, acıyı içinize yerleştirir ve en olmadık anlarda, huzurlu bir uykuda olduğunuzu düşünürken sizi avlar. Avlandım mı? Çok kez. Fakat yine de ölmedim. Ağrıyan kalbimin üstüne yatamadığımda sırtımın üstüne yattım ve böylelikle geceleri yıldızları izlemenin ne kadar güzel olduğunu keşfettim. Her acı, size kendiniz olma fırsatı verir.

Derler ki, Tanrı bize şah damarımızdan daha yakındır. Düşünüyorum da, o zaman kimse karanlıkta yalnız yürümüyor ama herkes yolun sonuna yalnız varıyordu. Ben yalnızdım ama bazı gözlere baktığımda bu yalnızlığı hissetmiyordum. Şimdi tıpkı karşımdaki gözlere bakarken olduğu gibi. Son bir dakikadır Mustafa Kemalle, aramızda bir cam olmasına aldırmadan bakışıyor ve onun masumiyet dolu gülüşünün beni etkisi altına almasına müsaade ediyordum.

Ta ki o küçük bedeniyle buraya doğru koşmaya başlayana kadar.

İrkildim ve camdan geriye doğru bir adım attığımda, Mustafa'nın koştuğunu gören Hazer de irkildi ve elindeki kamereyla beraber onun peşine düştü. Kendime gelmek için kısa bir zaman verdim ve hemen sonra onlara kapıyı açmam gerektiğini idrak ederek sokak kapısına yürüdüm. Kardeşiyle tanışacaktım ve bunun düşüncesi beni germişti. Hazer Han'ın hayatına kıyısından köşesinden dahil olmaya başlamıştım. Fakat Mustafa o kadar sevimli görünüyordu ki, onunla tanışmayı istememek mümkün değildi. Onlar daha sokak kapısına vurmadan kapıyı açtım ve gün ışığı yoğun şekilde içeriye girdiğinde kirpiklerimi kırpıştırdım. Mustafa Kemal içeriye doğru koşturmaya devam ederken Hazer Han olduğu yerde durdu ve yalnızca bana bakakaldı. Güneşin altında parlayan yüzünü görmek elimi ayağımı birbirine dolaştırdı ve Hazer yutkunarak acele içinde dağılan üstünü düzeltti. Gömleğinin yakası biraz dağınıktı ama bu onda... hoş duruyordu. Durmaya son vererek sokak kapısına yaklaştığında, "Günaydın," dedi ve içeriye girdiğinde iri vücuduyla adeta önümde bir kara melek gibi dikildi. Alt dudağını ısırdı. "Bu eve hep anahtarımla girdim... Kimse bana kapıyı açmamıştı."

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin