54. Bölüm: "Oyun."

120K 8.8K 22.9K
                                    

Merhaba parlayanlarım <3

Umarım çok çok severek okuduğunuz bir bölüm olur. Lütfen yıldıza dokunmayı ve yorum bırakmayı unutmayın. Şu sıralar bileklerim çok ağrıyor, sanırım kendime fazla yüklendim :( Ama yazmayı da çok seviyorum... Yalnızca karşılığını alamazsam üzülürüm<3

 Yalnızca karşılığını alamazsam üzülürüm<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hep yaptığımız gibi bölüme girmeden önce yıldızlarımızı bırakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hep yaptığımız gibi bölüme girmeden önce yıldızlarımızı bırakalım. ✨

54. Bölüm: "OYUN."

Birkaç günlük bebeğin gözleri nasıl olmuştu da masumiyet hakkında, hayatım boyunca öğrendiğimden daha fazla şey öğretebilmişti?

Küçük pembe dudaklarının kenarından sürekli salyalar akıyor, gözlerini birkaç gündür yaşadığı dünyada açıp kapatırken küçücük yumruğunu ağzının üzerine koyuyordu. Parmakları o kadar minikti ki, ona sürekli mimniğim demeyi istiyordum. Teni, hayatımda gördüğüm en kusursuz tendi, burnu neredeyse yok diyebileceğim kadar küçüktü. Kafasının, bedeninin küçüklüğünü izah edemezdim, tamamıyla gördüğüm en ufak insandı.

Bebek kokusunun dünyanın en güzel kokusu olduğunu söyleyenler çok haklıydı.

Eve çıkalı bir gün olmuştu, doğumdan sonraki bir haftayı hastanede geçirmiştik. Gazel, doğumu ağır geçtiği için bu bir haftanın çocuğu uyuyarak geçirmişti, biz de onun yanında bekleyerek. İkisi de sihhatli olduğu için çok mutluydum ama geçirdiğimiz günlerin stresini hâlâ iliklerimde hissediyordum.

Parmağımı, onu ürkütmekten çekinerek yanağına uzattığımda huylanıp yumruğunu parmağımın olduğu yere götürdü. Gözlerini açamamıştı, pespembe dudakları arasından uykulu bir ses çıkıyordu. Yumruğuyla parmağıma vurmaya çalıştığında onu rahatsız etmekten korkarak parmağımı geriye çektim, şefkatle gülümsedim. "Miniciksin. Bir buçuk kilo doğdun, bu inanılmaz. Birkaç tane elmayı avucuma verseler onlar bile daha ağır gelir, nasıl bir buçuk kilo olabilirsin."

Aslında bir buçuk kilodan biraz fazlaydı ama iki bile değildi. Beşiğinin içinde, günün birçok zamanında yaptığı gibi uyuyordu. Behram ve Gazel onun için bembeyaz bir oda hazırlamışlardı, rengarenk olan şeyse birkaç oyuncak ve peluş ayılardı. Odası bahçeyi görüyor, güneşi alıyordu. Bir burada, bir de Gazelle Behram'ın odasında beşik vardı, birisini Kerem hediye olarak almıştı. Zaten bir süre annesiyle babasının yanındaki beşikte uyurdu ama bugün kendi odasındaydı. Gazel aldığı ilaçlar yüzünden uyuyordu, Behram'da onunla beraberdi. Ona benle Hazer bakıyorduk.

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin