35. Bölüm: "Elmas Kalpler."

ابدأ من البداية
                                    

"Neden yaptın böyle bir şeyi?" Dedi Behram, omuzları aşağıya düşerken. Bakışları yeniden Gazel'in gözlerine hücum etti ve her zaman nazik olan gözleri büyük fırtınalar kopardı. "Senin bu yaptığın... insanlığa sığar mı?"

Gazel yüzüne düşen saçlarını bir çırpıda geriye iterek Behram'a doğru yaklaştı ama aynı anda Behram şiddetle gerileyip kafasını iki yana salladı. Gazel kahroldu ve durarak gözlerini sertçe yumdu; gözyaşları bir kez daha boşaldı. "Özür dilerim," dedi ama bu duyduğum en faydasız özürdü. "Yemin ediyorum planlı bir şey değildi, elim kesildiği o gün... Sen de gelmiştin, bir anda abim deyiverdim. Amacım kandırmak değildi, yemin ediyorum ki değildi. Senden... hoşlanmıştım, ilk gördüğüm an! Galip olmadığında senle ben o kadar güzeldik ki, açıklayamadım sana! Biliyorum, inanmıyorsun şimdi bana ama... ben seni kaybetmek istemedim."

"Galip, senin sevgilin." Behram gözlerini sertçe yumdu ve bir anda arkasını dönerek ellerini yüzüne kapattı. Gazel ne yapacağını bilememiş, öylece kalmıştı ve açıkçası biz de ondan farksız değildik. Ağzımı açıp tek kelime edemiyorduk. Behram kendi etrafında döndü. "Biz seninle hiç doğru düzgün konuşmadık, bir şeylerden bahsedemedik ama bir şey oldu! Seninle benim aramda bir şey oldu! Bir duygu! Ben masum sandım bu şeyi, benim seninle ilgili bir tane bile kötü düşüncem yoktu ki! Aklımın ucundan geçer mi böyle bir şey! Ah aptal kafam, ah!"

Gazel ona doğru yürüdü, elini kaldırdı ama dokunamayarak ağlamaya devam etti. "Seni kaybetmeyi gö... göze alamadım."

"Bunun için mi evlendin benimle!" Behram bir hışımla ondan tarafa döndü ve elleriyle kollarından tutarak hayal kırıklığıyla yüzüne baktı. "Anlattığında seni terk edeceğimi düşündüğünden benimle evlendin, bu şekilde seni affedeceğimi sandın! Ama hatırlatırım Gazel, biz imam nikâhlıyız. Seni boşamam bir dakikamı alır!"

Duyduğum yeni şeyleri hazmetmeye çalışırken, elim Hazer'in tişörtünü avuçladı ve Gazel'in hıçkırığı yüreğime kor gibi düştü. Kafasını iki yana sallayıp Behram'a yaklaşmaya çalıştı. "Evlenmeden gözlerimin içine bakmayan, benimle özel bir şeyler konuşmayan sen bu yalanımı öğrendikten sonra nasıl yanımda kalacaktın ki! Mecburdum işte, yoksa bir daha benim yanımdan bile geçmezdin! Sana kendimi nasıl açıklardım? Beni bundan sonra karın olarak kabul etmeyeceğini bilerek evlendim ben seninle! Bu bir şey ifade etmiyor mu? Ben seni seviyo..."

"Bana hissettirdiğin bu acıların sendeki karşılığı sevgi olamaz!" Behram onun ellerini bıraktı ve gerileyip yağmurun altında onu baştan aşağıya süzdü. Sanki karşısındakinin Gazel olduğuna, bu anın gerçek olduğuna inanamıyordu. Çenesi titriyordu, hayal kırıklığı gözlerini mi doldurmuştu yoksa bu gözlerim yanlış mı görüyordu? Omuzları çaresizce düştü. "Sevgi bu kadar bencilce bir duygu değil."

"Beni hak ettiğim her şekilde suçla Behram ama böyle değil. Beni, seni sevmemekle suçlama! Sen imkansızdın, her açıdan. Seni sevmesem neden seni kaybetmemek için çırpınayım. Belki dünyanın en bencilce sevgisi ama gerçek." Ellerini onun göğsüne dayadı ve başını sallayarak söylediklerini vurgulamaya çalıştı. Behram'ın onu itmeye bile mecali kalmamış gibiydi. "N'olur böyle bakmayın, biriniz anlayın beni ya! Niye kimse anlamıyor! Ben hep terk edildim, hep! Bu sefer böyle olmasını istemedim! Galip umurumda değil, seni seviyorum ben!"

İkisi de o kadar incinmiş ve yıpranmış görünüyordu ki, bir şeyler yapma ihtiyacıyla kıvrandım. Behram onu dinliyor ama sanki anlayamıyordu, bakışları hâlâ odaksızdı. Gazel ona biraz daha yaklaşmayı istiyor, ürkek gözlerle bir ışık arıyordu ama Behram için zaman sanki ışığın olmadığı çok eski bir zamandı. Kafasını iki yana salladı ve bu sırada gözleri bizimle rastlaştığında duraksadı. Bana baktı, aramızda süratle akan yağmur damlalarına rağmen kalbindeki yangını görebildim. "Safir?" Dedi Behram, sorarcasına ama ürkek bir sesle. "Se... sende mi?"

KİMSESİZLER MATEMİ.حيث تعيش القصص. اكتشف الآن