57. Bölüm - Kötü Adam

139 7 0
                                    

Jiyeon’un topuklu ayakkabılarının sesi şirketin koridorlarında yankılanıyordu. Az sonra sinirle Seung Hyun’un odasına daldı. Seung Hyun sert bakışlarını Jiyeon’a çevirmişti. 

‘’Konuşmamız gerek!’’

‘’Neden bağırıyorsun?’’ 

‘’Jung Min’in şirketinden ne istiyorsun?’’

Seung Hyun, Jung Min’in adını duyunca elindeki dosyayı yere fırlattı. Jiyeon korkmuştu ama yine de hesap soracaktı. Titreyen bakışları Seung Hyun’unkilere sabitlenmişti. 

‘’Bir daha o herifin adını ağzına almayacaksın demedim mi sana ben?’’

‘’Geçiştirme! Her şeyi biliyorum. O ihaleleri sen aldın değil mi? Anlaşmanın dışına çıktın!’’ 

‘’Sen zeki kızsın sevgilim. Sen de ailenin şirketini devralacaksın. Bu işleri öğrenmen gerekiyor…’’

‘’Ne işiymiş ya? Hile yaparak mı para kazanıyorsun sen?’’ 

‘’Laflarına dikkat etsen iyi olur. Ayrıca bu anlaşmayı bilerek yaptım. Ben bir adım atıyorsam on adım ilerisini görerek atarım. Yani maddi ve manevi anlamda seni çok rahat ettiririm. Ama o Jung Min olsaydı iki güne kalmaz batırırdı emin ol. Tıpkı şuan yaptığı gibi.’’

Seung Hyun’un yüzünde korkunç ve hain bir gülümseme vardı. Tıpkı kötü adamlar gibi. Jiyeon, Jung Min’i bırakıp bu adama nasıl geldiğine hala inanamıyordu. 

‘’Beni kendinden soğutuyorsun Seung Hyun. Ben seni hiç böyle tanımamıştım. Tamam, Jung Min’i sevme ama bunu yapmaya hakkın yok! İnsanların kazançlarıyla oynayamazsın!’’

‘’Çok safsın sevgilim. Bu yüzden sana kızmıyorum. Zamanla öğreneceksin merak etme. Ama o Jung Min’i senden uzak tutacağım. Çünkü sana aşığım ben, o adamı etrafında görmeye dayanamıyorum anlıyor musun? Çevrende benden ve sevgili kayınbabamdan başka erkek görmek istemiyorum. Tüm erkekleri senden uzak tutacağım, sadece ben olacağım.’’ 

Jiyeon bu takıntılı adam karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Ama iyi şeyler olmayacağını seziyordu…

Jung Min belgeleri aldığı gibi şirkete gelmişti. Şirketin içinde deli gibi babasını arıyordu. Az sonra onu Min Ho ile konuşurken gördü. Koşturmaktan nefes nefese kalmıştı. 

‘’Baba… Buna bir göz atsan iyi olur.’’

‘’Bu ne? Bunu ne zaman imzaladığımızı biliyor musun sen? Bunun işimizle en ufak bir alakası yok, bana daha işe yarar bir şeylerle gelirsin sanmıştım.’’ 

‘’Henüz bakmadın baba.’’

‘’Bunu odana götür, diğerlerine bakmaya devam et. Ben burada başka belgelere göz atıyorum.’’ 

‘’Ne? Devam mı edeyim? Tüm olay burada bitiyor baba, bunu incelemeden beni içeriye yollama.’’

‘’Jung Min, git ve devam et. Bu işi çözeceksin. Bu ihalelerin neden elimizden çıktığını bulmak zorundasın. Bana gerekli şeylerle gel, saçma sapan belgelerle değil.’’ 

‘’Bari biraz dinleneyim.’’

‘’Ne? Kaybedecek vaktimiz yok! Bu insanlar da senin gibi çalışıyorlar, onlar da dinlensin. Duralım öylece, sonra başka ihalelerimiz de gitsin. Şirketi batıralım hep beraber!’’ 

‘’Sen hala şirketi mi düşünüyorsun!’’

‘’Laflarına dikkat et, çalışanların önünde bana bağırma hakkını kim verdi sana? Babanım ben senin. Bir türlü öğretemedim sana terbiyeyi… Koskoca adam oldun neredeyse 30 yaşında olacaksın. Bir de bu halinle bu şirketi sana mı bırakacağım? Ah Tanrım…’’ 

Ve Jung Min birden babasının kucağına yığıldı.

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin