6.Bölüm - ''Nefes alamıyorum...''

273 15 1
                                    

‘’Jung Min ah, böyle konuşma. Şuan seni anlamam zor, ama bildiğim bir şey var ki zamanla geçecek.’’

‘’Bunu hak ediyorum aslında. Ben hep yalnızdım. İnsanlar yalnız gelir ve yalnız gider…’’

‘’Bir daha bunu söylersen yüzüne bakmayacağım. Ben kimim burada? Yanına geliyorum. Dışarı çıkacağız.’’

‘’Hyung Jun… Hiç halim yok. İyi hissetmiyorum. Başka zamana-‘’

‘’Yarım saate ordayım hadi görüşürüz.’’

Jung Min elinde telefonla öylece dikiliyordu. Aslında şanslı sayılırdı, Hyung Jun gibi bir dostu vardı. O bu hayattaki tek sırdaşıydı. Ailesinden daha yakındı. Dışarı çıkmaktan kaçamayacaktı. Aslında evde yatıp uyumak iyi fikir değildi. Uyanınca yine aynı şeyler… Az sonra dolabından beyaz gömlek ve siyah pantolonunu çıkardı. Zaten ne giyse yakışırdı. Kombinini lacivert ceket ve kısa fularla tamamladı. Oldukça şık ve klâs görünüyordu. İçindeki acıyı, hüznü gizleme konusunda oldukça başarılıydı.

Gelen polislerdi. Gyuri sesleri duyunca son anda telefona sarılıp polis çağırmıştı. Kang Hwan, polisler tarafından kelepçelenmişti. Gyuri ise Ai Lin’in üstüne kapanmış öylece ağlıyordu. Hep birlikte ambulansı bekliyorlardı.

‘’Linnie! Ah hepsi benim yüzümden hepsi! Neden gitmene izin verdim ki?’’

Polislerden birisi Gyuri’nin kolundan tutup onu ayağa kaldırdı.

‘’Hanımefendi, darp edilen birisini hareket ettirmemelisiniz. Kırığı olabilir. Lütfen sakin olun, ambulans gelmek üzere. Arkadaşınız kurtulacak.’’

‘’Bu adam… Bu adam kıza yapmadığını bırakmadı! Öz kızın o senin adi adam! Zavallı kızın ne annesi var ne da başka bir yakını! Ne biçim babasın sen! Sen onun babası falan değilsin! Mahvedeceğim seni anladın mı? Süründüreceğim mahkemelerde!’’

Polisler, Kang Hwan’a saldıran Gyuri’yi zar zor kapının önüne çıkarmışlardı. Az sonra ambulans geldi.

Jung Min hazırdı, aşağıya inerken kapının çaldığını gördü. Hizmetçi hemen kapıyı açtı, gelen Hyung Jun’du. Jung Min, merdivenleri hızlıca inerek Hyung Jun’un yanına koştu ve ona sarıldı.

‘’Jung Min ah, neden böyle yapıyorsun? Dünyanın sonu gelmedi ki.’’

‘’Nefes alamıyorum. Canım acıyor…’’

‘’Şşş tamam, sakin ol. Dışarı çıkıp dolaşacağız tamam mı? Kafan dağılır biraz.’’

Hyung Jun, tek dostu Jung Min’in koluna girmişti. Az sonra Jun’un arabasına binip evden ayrılmışlardı. Her zaman gittikleri kafeye doğru yola koyuldular.

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Where stories live. Discover now