10.Bölüm - Merhamet

261 13 0
                                    

Ai Lin yavaşça gözlerini açtı. Oda oldukça loş bir ışıkla aydınlatılmıştı. Nerde olduğunu anlamak için kafasını çevirdiğinde koltukta uyuyakalmış olan Gyuri’yi gördü. Son hatırladığı şey babasının küfürleri ve vücuduna ardı arkası kesilmeden gelen tekmelerdi. Doğrulmaya çalıştı ama başaramadı, her yeri çok kötü ağrıyordu. Kafasını yeniden yastığa gömdü. Gözlerinden istemsizce bir damla gözyaşı süzülmüştü. Sessizce ağlıyordu her zamanki gibi 

So Min, acilin önündeki bekleme yerinde oturuyordu. Hala ağlıyordu.

‘’Neden kimse bir şey söylemiyor? Oğluma ne oldu?’’

‘’Efendim, biraz beklemeliyiz. Ama sizin sakin olmanız gerekiyor, bu şekilde oğlunuza yardım edemezsiniz.’’

Tam o sırada içeriden doktor çıktı. So Min bir hışımla oturduğu yerden kalkıp doktorun yakasına yapıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu zavallı kadın.

‘’Doktor bey! Oğlum nasıl? Lütfen bir şey söyleyin. İyi mi? Ha?’’

‘’Hanımefendi biraz konuşmamız gerekiyor. Öncelikle sakin olun, hastanede olduğunuzu unutmayın. Ayrıca siz böyle yaparak işimizi zorlaştırıyorsunuz. Oğlunuza yardımcı olabilmek için herkesin sakin olması gerekiyor.’’

‘’Herkes bana sakin ol diyip durmasın, oğluma ne oldu? Durumu nasıl?’’

‘’Oğlunuz iyi hanımefendi merak etmeyin. Kaza anında emniyet kemeri takılı olduğu için hayatta kalmış. Fakat kaza büyük olduğu için yine de iyileşmesi zor olacak, vücudu ağır darbe almış. Ayrıca çok az miktarda alkollü olduğunu tespit ettik.’’

So Min, Jung Min’in iyi olduğunu duyunca biraz daha sakinleşmişti. Derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti.

‘’Alkol mü? Jung Min asla alkol alıp direksiyon başına geçmez! Bir yanlışlık olmalı, siz kazayı alkollüyken yaptığını söylüyorsunuz! Bizim ailemiz asil kişilerden oluşur ve herkes bu ülkenin kurallarına uyar.’’

‘’Hanımefendi ben doktorum. Bu işe hayatımı adadım ve oğlunuz kan tahlillerine göre alkol almış.’’

‘’Ne yani? Siz oğluma sarhoş mu demeye çalışıyorsunuz? Sarhoşken kaza yaptı ve herkesin hayatını tehlikeye attı mı demeye çalışıyorsunuz?’’

‘’Bakın, sizi anlıyorum. Zor bir durumdasınız. Fakat sakinleşmeye çalışın. Oğlunuz sabaha kendine gelir. Polis ondan ifade alacak ve o zaman oturup konuşursunuz.’’

‘’Peki, Hyung Jun nasıl? Yani oğlumun arkadaşı…’'

Doktorun bakışları düşmüştü.

''Durumu çok ağırdı, kan kaybetmiş. Emniyet kemeri takılı olmadığı için kaza anında camdan fırlamış. Onun için elimizden gelen her şeyi yaptık ama... Üzgünüm. Başınız sağolsun.''

So Min oturduğu yere çökmüştü. Tekrar ağlamaya başladı. Doktor yavaş adımlarla oradan uzaklamıştı.

''Ah zavallı oğlum. Ne suçun vardı senin? Zaten ailesi de ölmüştü, yapayalnızdı zavallım. Jung Min mahvolacak...''

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Where stories live. Discover now