33.Bölüm - Nedensiz

202 9 0
                                    

Multimedyadaki fon müziğini açıp okumanızı tavsiye ederim :)

Multimedya resim: Jung Min & Ai Lin

Gyuri ve Ai Lin, biraz moral bulmak amacıyla evde film izleyeceklerdi. Ai Lin, markete gidip biraz yiyecek, abur cubur almak üzere üstünü giyinip evden çıkmıştı. Yine aynı düşünceler beynini yiyip bitirirken sokağının başındaki küçük marketin oraya geldi.

Aklına yine nedensizce Jung Min gelmişti. İster istemez aklı kalmıştı tabi. Kendisini arabayla aldığı noktada duruyordu tam da. Biraz durduktan sonra markete girdi. Alacaklarını alıp marketten çıktı ve eve doğru yürümeye başladı. O sırada arkadan bir korna sesi geldi, irkilmişti.

Kornaya aldırış etmeden yürümeye devam etti. Ama korna bir kez daha çalınca arkasına döndü. Dönmesiyle oracıkta şaşkınlıktan kalakalması bir oldu, arkasından korna çalan kişi… Jung Min!

Ai Lin çekik gözlerini kocaman açarak şoför koltuğunda oturan Jung Min’e bakıyordu. Az sonra şaşkınlığını üzerinden atıp cama doğru yaklaştı. Jung Min, siyah pencereyi indirdi.

‘’Se... Sen! Burada ne yapıyorsun?’’

Jung Min titreyen ve buruk bir ses tonuyla Ai Lin’e cevap verdi.

‘’Bilmiyorum.’’

‘’Ne? Nasıl yani?’’

‘’Arabama atladım ve kendimi burada buldum.’’

Ai Lin’in hem kafası karışmıştı hem de şaşkınlıktan çekik gözlerini Jung Min’e dikmişti.

Gyuri, çalan kapı ziliyle elindeki CD’leri bırakıp kapıya koştu. Kapıyı açtığında oldukça şaşırmıştı, Ai Lin’in yanında Jung Min de vardı. Ses tonu ve yüz ifadesi meraklı bir hal almıştı.

‘’Hoşgeldiniz… Ai Lin?’’

‘’Şey, Jung Min.’’

‘’Ha? Şey, geçsenize…’’

Jung Min yavaş adımlarla salona geçti. Ai Lin’in evi küçük ve şirin bir evdi. Jung Min hayatı boyunca hiç böyle bir evde oturmamıştı. Orta tabaka evleri böyle oluyormuş demek diye düşünmekten kendini alıkoyamadı. Küçümseme anlamında değildi tabi.

Doğrusu neden Ai Lin’e geldiğini de bilmiyordu. Bir şey kontrol ediyordu onu sanki. Ama bu kız nedense… Garipti.

Krem rengi duvarın önünde duran, güneşten rengi solmuş kahverengi koltuklardan birine oturdu. Ai Lin aldıklarını mutfağa götürmüştü, Gyuri ise karşıdaki kanepeye oturmuş, Jung Min’i süzüyordu. Ne kadar yakışıklı çocuk diye düşünmeden edemedi doğrusu.

Az sonra kendisine gelip konuşmaya başladı.

‘’Şey, ben Gyuri. Ai Lin’in en yakın arkadaşıyım. Ayrıca Seul Üniversitesi’nde hukuk okuyorum. Sen kimsin?’’

Jung Min öylece Gyuri’ye bakıyordu. Tepkisizdi, konuşmuyordu. Gyuri’nin şaşkınlığı ve merakı iki kat artmıştı.

‘’Yoksa Ai Lin’in bahsettiği Jung Min sen misin? Busan’daki mi? Oradan buraya mı geldin?’’

‘’Ben Busanlı değilim.’’

‘’Peki Ai Lin’le nereden tanışıyorsunuz?’’

‘’Neden bu kadar çok soru soruyorsun?’’

Gyuri’nin çekik gözleri kocaman açılmıştı.

‘’Ai Lin benim kardeşim sayılır. Senin gibi bir adamla nereden tanıştığını bilmek istedim. Ayrıca son iki gündür sürekli Jung Min diye-‘’

Gyuri lafını bitiremeden Ai Lin elinde tepsiyle gelmişti. Tepsiyi sehpaya koyup Jung Min’in yanındaki koltuğa oturdu. Gyuri az sonra Ai Lin’e kaş göz işareti yapmaya başlamıştı. Ai Lin fark etmişti ama Jung Min’i bırakıp konuşmaya gidemezdi.

‘’Ee nasılsın? Buraya geldiğine göre bana bir şey söylemek istiyorsun değil mi?’’

‘’Hayır.’’

Gyuri bu soğuk adamı pek sevemedi.

‘’O zaman neden geldin? Bir şey unuttum da onu mu getirdin?’’

‘’Bilmem, seni görmek istedim sadece.’’

Ai Lin ve Gyuri şaşkınlıktan bir birbirlerine bir de Jung Min’e bakıyorlardı. Jung Min’e ne olmuştu böyle? Neden bunları söylüyordu?

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin