31.Bölüm - Buruk

203 11 0
                                    

Multimedya (Bölüm şarkısı) : Little Mix - Case Closed

‘’Ayaklarım yere değmiyor, dönelim.’ 

‘’Korkma, bana tutun.''

‘’Boğulmak istemiyorum, geri dönelim.’’

Ai Lin ve Jung Min şezlongun yanına gelmişlerdi. Ai Lin hemen koşarak havluya sarındı. Üşümüştü, titriyordu. Jung Min, Ai Lin’e bakıp bakıp gülüyordu.

Hiç tanımadığınız bir insanla kafa dinlemeye gider miydiniz?

Ya da onunla güler miydiniz?

Filmlerde olan şeyler neden gerçekte olmasın ki? Sonuçta filmler de gerçeğe dayanarak kurgulanmaz mıydı?

Peki ya acı çeken insanlar gülemez miydi?

Buruk bile olsa gülerdi.

Ai Lin ve Jung Min her ne kadar gülse de aslında kan ağlıyorlardı ya…

Ama yine de gülüyorlardı. 

2 gün sonra nihayet Seul’e gelmişlerdi. Ai Lin yavaşça eve girdi. Tüm acılarını yaşadığı o eve… Defalarca ölmeye kalkıştığı, hayatını yaşayamadığı o eve. Küçük çantasını yavaşça yere bıraktı. Terliklerini giyip salona geçti. Her ne kadar yeni tanışmış olsa da aklı ister istemez Jung Min’de kalmıştı. Bir eksiklik hissediyordu. Kim bilir onu bir daha ne zaman görürdü…

Kendisine türlü türlü eziyet eden, döven babasını merak ediyordu. Hala karakoldaydı, aslında Seul’ün dışına çıkmaması gerekiyordu. Ama karakola gitmeliydi. Aslında hiç de istemiyordu.

Az sonra çalan kapı ziliyle irkildi. 

Jung Min’de eve girmişti. Jung Min’in eve girişiyle aralarında uşak Bay Yong’un da bulunduğu çalışanlar Jung Min’in etrafında toplanmıştı. Hizmetçilerden biri hemen Jung Min’in bavulunu alıp odasına götürmek üzere merdivenlere gitti. Jung Min fark etmişti, annesi ve babası yoktu. Kendisine haber bile vermeden, aramadan gitmişlerdi. Üstelik daha tam iyileşmemişken.

Alışkın olduğu ve beklediği durum değil miydi aslında? Üzülmesi de yersizdi, şaşıracak bir şeyi yoktu aslında.

Az sonra Bay Yong, bir iki öksürdükten sonra konuşmaya başladı.

‘’Hoşgeldiniz efendim.’’

Jung Min oldukça donuktu ve inanılmaz derecede sakindi.

‘’Gittiler değil mi?’’

‘’Kimlerden söz ettiğinizi tam anlayamadım.’’

‘’Bilmiyormuş gibi yapma lütfen. Bu sefer Amerika’ya gitmiş olmalılar. Önümüzdeki hafta moda haftası.  Ondan sonraki hafta da küresel şirketlerin toplantısı var. Hatta sonraki hafta şirketimizin Japon şirketle anlaşması imzalanacak. Sonraki programları da anlatmamı ister misin?’’

Bay Yong doğrusu bu adama hayrandı. Şirkette düzenli bir çalışma hayatı yoktu, genellikle vaktini Jiyeon’la ve Hyung Jun’la geçirirdi. Ama şirketin tüm programlarını da takip ederdi. Hem yakışıklı, hem zengin, hem akıllı… Doğrusu her kız böyle bir adamı hayatında isterdi. İster istemez Jiyeon’un aptallık ettiğini düşündü.

O sırada koridorun sonundan topuklu ayakkabı sesleri yükseldi.

... 

‘’Sana kırgınım Linnie. Bana bir telefon bile açmadın. Hadi onu geçtim, oraya nasıl, kiminle gittiğini bile bilmiyorum. Niye gittin onu da bilmiyorum, hiçbir şey söylemeden basıp gittin. Tamam yani kardeşin olmayabilirim ama arkadaşın olarak bilmeye hakkım var diye düşünüyorum doğru mu?’’

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Where stories live. Discover now