45.Bölüm - Takıntılı Aşık

176 10 0
                                    

Seung Hyun’da Jung Min ve Jiyeon gibi zengin bir ailenin oğluydu. Seul’ün en ünlü gece kulüplerinden birini işletiyordu.

O fazlasıyla yakışıklı ve bakışları tıpkı soğukkanlı bir katil gibi havalı ve keskin…

Jiyeon’la ilişkileri başlayalı çok olmamıştı ama sektörde adı duyulduğundan Jiyeon’a ilgisi vardı. Dahası, şirketi Jung Min’in şirketine rakipti. Beğendiği kız Jiyeon, rakip şirketin varisiyle nişanlı olunca ister istemez kötü adam kimliğine bürünmüştü. Hah, öyle bir nişan da yoktu ya artık…

Ve bu adam inanılmaz derecede psikopattı. Kıskançtı, Jiyeon’u kısa sürede saplantı haline getirmeyi başarmıştı. Jiyeon, Seung Hyun’dan korkuyordu ama kararsızdı.

Ve Jung Min’in onları fark etmesi uzun sürmemişti. Yine kalbinde o acı, o his… Jiyeon’a karşı bir şey hissedip hissetmediğini de bilmiyordu. Bir anda soğuma olmuştu karakoldan sonra ama ayrıldıklarından beri onun için hissettiği tek şey, terk edilmişlik ve acıydı. Sözcüklerle anlatılamaz bir hüzün…

Jiyeon da Jung Min’i fark edince Seung Hyun’u kolundan tutarak durdurdu. Kulağına fısıldadı.

‘’Jung Min burada. Başka yere gidelim.’’

Seung Hyun’un kalın ve sert sesi yükselmişti.

‘’Neden? Burası arkadaşımın restoranı. Seni en güzel yere getirdim işte daha ne istiyorsun?’’

Seung Hyun ve Jung Min’in birbirlerine olan sert ve acımasız bakışları her şeyi anlatıyordu aslında. Bu sert adamdan nedensizce nefret etmişti Jung Min.

Az sonra onlar da bir masaya geçtiler. Ai Lin, bir Jung Min’e bir de onlara bakıyordu.

‘’Bir şey mi oldu? Neden bize öyle baktı?’’

‘’Boşver.’’

‘’Seung Hyun sshi, lütfen olay çıkarma. Bak bizi buraya getirdin ama nerden bilelim burada olduğunu… Hem bak o da biriyle randevuda gördün mü? Eğer görüşseydik buna müsaade eder miydim sence?’’

‘’Sana en ufak bir bakış atarsa onun o gözlerini oyarım biliyorsun değil mi? Ve onu bu masanın altına gömerim.’’

‘’Germe beni lütfen. Hadi sipariş verelim.’’

‘’Seni niye gereyim, seviyorum ve kıskanıyorum anla artık. Bir de şu Jung Min bebesinin şirketi en son bizim konduğumuz ihaleyi de aldı. Annesi gibi o da masum görünümlü şeytan… Ama benim kadar değil.’’

‘’Lütfen cümlelerine dikkat et. Her ne kadar ayrılmış olsak da o benim eski nişanlım.’’

‘’Beni bağlamaz, şimdiki sevgilin de benim. Hatta kim bilir, belki gelecekteki karım sen olursun.’'

Saat 22.00 civarlarıydı. Jung Min ve Ai Lin yemeklerini yiyorlardı. Jung Min, çatalını bırakıp kafasını kaldırdı.

‘’Lavaboya gitmeliyim. Hemen dönerim.’’

Ai Lin kafasını yavaşça salladı. Jung Min az sonra lavaboya gelmişti. Ellerini, yüzünü yıkadıktan sonra saçlarını düzeltti. Aynada bir süre kendisini izledi.

‘’Belki yapabilirsin Jung Min. Nasılsa kaybedecek bir şeyin yok.’’

Az sonra lavabodan çıktı. Koridorun sonundaki bayanlar tuvaletinin önünden geçerken içeriden mini siyah elbisesi, kısa kahverengi saçları ve topuklularıyla her zamanki gibi çekici ve şık görünen Jiyeon çıkmıştı. Birbirlerine birkaç saniye baktıktan sonra Jung Min ilerleyip gidecekken Jiyeon kolundan tutmuştu. Uzun bir aradan sonra ilk defa Jiyeon, Jung Min’e dokunuyordu. İlk defa yakınlardı. Jung Min için oldukça can yakıcı bir durumdu. Jiyeon bir süre alt dudağını ısırdıktan sonra toparlanıp alçak ses tonuyla konuşmaya başladı.

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin