40. Bölüm - ''Yardım et bana.''

173 7 0
                                    

‘’Jung Min?’’ 

Jung Min yavaşça kafasını Ai Lin’e çevirdi. Gözlerinden sessizce süzülen yaşlara aldırış etmeden öylece Ai Lin’e bakıyordu. Burada olduğuna şaşırmıştı ama yansımıyordu yüzüne.

Ai Lin, Jung Min’i o halde görünce içinin acıdığını hissetti. Gördüğüne sevinse mi, üzülse mi bilemedi. Niye üzülsün ki? Jung Min’in üzüntülü haline muhtemelen…

Jung Min titreyen ses tonuyla konuşmaya başladı.

‘’Burada ne yapıyorsun bu saatte?’’

‘’Babama geldim de sen… Sen neden buradasın?’’

Jung Min’in çenesi titriyordu. Az sonra aniden Ai Lin’e sarıldı. Ai Lin’in kolları yine havada kalmıştı. Bir süre sonra o da Jung Min’e sarıldı ama neden sarıldığını bilmiyordu. Ama hissettiği bir şey vardı, Jung Min’in titreyen bedeni. Her yanı titriyordu. Jung Min’in gözyaşları çoktan omzunu ıslatmıştı. Hani erkekler ağlamazdı?

Aslında onlar hep ağlardı.

‘’Ne oldu? Niye buradasın? Neyin var? Sakinleş ve bana anlat.’’

‘’Sen gitme. Herkes gitti ama sen gitme. Belki birbirimizi çok iyi tanımıyoruz ama gitme.’’

Saat 00.30 civarlarıydı. Jung Min biraz daha sakinleşmişti. Emniyetin önündeki banklardan birinde oturuyorlardı. Jung Min gecenin soğuğuna aldırış etmeksizin boş bakışlarla öylece karşıya bakıyordu. Ai Lin meraklanmıştı.

‘’Konuşmak ister misin? Rahatlarsın biraz… Yani ben dinlerim. Anlatabilirsin.’’

‘’Zaten senden başka kim dinler ki?’’

‘’O zaman anlat hadi.’’

‘’Düşünüyorum da, aslında o kadar da kötü biri sayılmam. Ya hayat adaletsiz, ya da sandığım gibi biri değilim. Yani bunları hak edecek bir şey yapmış olabilir miyim sence?’’

‘’Ne gibi? Neyden bahsettiğini anlamıyorum…’’

‘’Ölmek istiyorum. Dayanacak gücüm yok. Kimsem yok, kalbimde tutunduğum da yok artık. Zaten beni yaralamıştı, şimdi iyice öldürdü. Yaşayan bir cesetten farkım yok, baksana halime.’’

‘’İnsanlar sayesinde mi hayata tutunuyorsun?’’

‘’Başka çarem var mı ki ölmekten başka?’’

‘’Ben ne yapayım peki? Benim de kimsem yok. Annem yok, babam hiç olmadı zaten gözümde. Gyuri desen nereye kadar… Üniversitesi bitince kariyerine bakacak, evlenecek. Beni seven ne erkek arkadaşım ne de bir eşim var. Ben de bu hayata yalnız geldim, yalnız gidiyorum. Ne kadar yaşayabilirim bilmiyorum. Bu gece son gecem de olabilir. Pek hissedemiyorum ama az da olsa bir umudum var, olur ya belki. Belki iyi şeyler olur kim bilir… Kısacık hayatımda güzel bir anımın olmasını isterdim aslında. Ama zor da olsa, yalnız da olsam karar verdim. Bundan sonra iyi şeyler olması için çalışacağım. Gücüm, kapasitem ne kadar yeterse… Her ne yaşadıysan geride bırakmayı deneyip böyle düşünebilirsin. Yalnız bile olsan, yaralı bile olsan, en azından hayattasın.’’

Jung Min titreyen yüzünü Ai Lin’e çevirmişti. Ai Lin’in buruk mutluluğu, buruk umudu yüzünden okunuyordu. Dokunsa ağlayacak gibiydi.

‘’Yardım et bana. Bunu ancak sen yapabilirsin.’’

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin